Kurguyu okumaya geçmeden önce bilmeniz gereken bir şey var. Bu benim ilk kurgum yani olabildiğince amatörce yazılmış olması bir yana,
DA-DE EKLERİ
ve
"bilir"in birleşik yazılması gerektiği her yerde ayrı yazılması gibi korkunç yazım hataları var...yani bunları görünce gözleriniz kanıyorsa (benim gibi) okumayın :(
İyi okumalar~
Alcatraz günün bu saatinde her zamanki gibiydi. Marangoz atölyesi, avlu, kantin bomboştu. Herkes koğuşunda sessizce oturuyor, kitabı olanlar kitaplarını okuyor, bir kısmı zaman geçirmesi için kendisine gönderiler masaüstü oyunları kendi kendine oynuyor, kimileri ise bu gün yaver giden şansı sayesinde onun payına düşen, içinde çıplak kadınların olduğu dergilere göz atıyordu.
Koğuş bölümüne gelen koridorda iki kişinin bot sesleri yankılanıyordu. Gardiyan, yeni mahkumu kolundan tutmuş demir pamaklıklardan oluşan kapıya doğru sürüklüyor, aynı zamanda buradaki "yeni hayatın" temel kanunlarını anlatıyordu.
"Koğuşlar tek kişilik. İçinde yatak, küçük bir masa, musluk ve klozet bulunuyor. Hiç bir ihtiyacın için dışarı çıkman gerekmez. Her hafta belirli günlerde ve saatlerde görevler için çıkarılıp, öğlen ve akşam olmak üzere iki kere kantine gönderiliyorsunuz. Ha bir de günde iki saatlik avluya çıkma iznine sahipsiniz. "
Jimin'in ise şu anlık umursayacağı en son şey bile değildi bu anlatılanlar. Sadece sessiz bir ortama kavuşmak, iplerin elinden nasıl kayıp gittiğini, nasıl bu hale geldiğini sorgulamak istiyordu. Cevabı bilmesine rağmen
Hayat.
Kontrolün sizde olduğunu fark ettiği ilk anda ipleri kendi eline alır, geleceğinizi değiştirecek şekilde oynardı bu iplerle. Belki hiç olmak istemeyeceğiniz durumlara sokar, belki de varlığından haberdar bile olmadığınız yerlere sürüklerdi sizi. Bir süre sonra olduğunuz yerde durur " Neredeyim ben? Nasıl bu hale geldim?" sorularıyla başbaşa kalırdınız.
Kapının önüne vardıklarında kahverengi üniformalı gardiyan Jimin'in kolunu bırakmış, vücudunu da ona tam şekilde dönerek iki elini karşısındaki gencin omuzuna koymuştu.
"Şimdi, o kulaklarını aç ve beni iyi dinle. Şimdiye kadar anlattıklarımı siktir et tamam mı?"
Konuşurken sesini kısık tutmaya dikkat ediyor, ara bir de gözleriyle etrafını kontrol etmeyi unutmuyordu. Jimin ise az önce yüzüne bile bakmayan, mimik bile oynatmadan konuşan gardiyanın ani değişen tavrıyla neye uğradığını şaşırmıştı.
"Onlar hepsi formalite gereğiydi. Şimdi sana orada gerçekten işine yarayacak şeylerden bahsedeceğim. Kesinlikle kimsenin ayak işçiliğini yapma.Pişman ederler."
Siyah saçlı genç karşısında konuşan gardiyanın söylediği şeylerle fazlasıyla şaşırmıştı. Dudakları aralı, gözlerini büyütmüş bir şekilde karşınızdaki esmer tenli, kendinden yaşça fazla büyük olmadığı belli olan adamın ağzından çıkanları pür dikkat dinliyordu.
"Ha, bu aptal cesaretine kalkış demekte değil. Yoksa ölürsün. Görünmez olmaya çalış. Çetelere girmeyi, bulaşmayı aklından bile geçirme. Düzgün iki üç konuştuğun kişi olursa yeter. Ve en önemlisi de-"
Son bir kez etrafına bakınmış, küçük olana doğru biraz daha eğilerek fısıldamıştı:
"Asla ve asla kaçmayı düşünme. Alcatraz'tan kaçış yoktur. Sonu ya ölüm, ya da yine Alcatraz'tır"
Son uyarısını da yaptıktan sonra kapıyı açmış, gence içeriyi işaret etmişti. Jimin içeri girdikten sonra göz ucuyla son bir kez genci süzmüş, " İyi şanslar, üç yüz kırk yedi numara." dedikten sonra Alcatraz'ın kapılarını Jimin'in yüzüne kapatmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alcatraz -《yoonmin
Fanfiction"Toplum kurallarına uymayanlar hapishaneye gönderilir, hapishane kurallarına uymayanlarsa buraya." Başlama tarihi: 29.08.2020 Bitiş: 18.05.2021