Bu bölümü, en çokta Yoonginin konuştuğu kısmı kaçış planlarını anlamanız için dikkatle okumanızı öneririm.
Eğer bir şeyi anlamazsanız ya da mantıki bir hata olduğunu düşünürseniz yorumlarda sorun ki o kısımlar size bir soru işareti olarak kalmasın <3
İyi okumalar~
"Onların her birinin on kilogram olduğunu biliyorsun değil mi?"
Alcatraztaki sıradan günlerden farklı olarak bu öğlen avlu diğer günlere kıyasla daha az mahkuma ev sahipliği yapıyordu.
Geçen bir kaç haftada olduğu gibi heyet haftada bir kez olacak şekilde geliyor, bir kaç saat boyunca onar yıllarını tamamlayan mahkumlarla görüşüyorlardı. Görüşme sırasında odadaki mahkumun suçu, ne kadar bir süredir Alcatrazda olduğuna bakılır ardından da her geçen yılın aynısı olan sorular sorarlardı.
'Pişman mısın?' 'Cezanı aldığını düşünüyor musun?' 'İslah oldun mu?' 'Burada olduğun sürece ne öğrendin'. Ve daha bir çok zırvalıklar.
"Evet Hoseok, farkındayım." Taehyung kendisine endişe dolu gözlerle bakan sevgilisine sorduğu soru yüzünden göz devirdikten sonra soğuk zemindeki dambıllara uzatmıştı ellerini. Kendisi hastaneden çıktığından beri Hoseok üzerinde iki kat titriyordu. Bu ilgiden tabii ki hoşlanıyordu fakat bu gibi anlarda da kendini güçsüzmüş gibi hissetmesine ds engel olamıyordu.
Bu sırada ise sadece ikiliyi izleyen Jimin ve Yoongi soğuk havaya rağmen beton zemine oturmuş, sırtlarını da yüksek duvara dayamışlardı.
Büyük olanın bir eli Jimin'in omuzunun diğer yanına geçmişken, Jimin de aynı onunun gibi üşümesini engellemek amacıyla Yoongi'nin omuzundaki ellerine sarmıştı ellerini.
Mahkumlar normalden az olduğu için güvenlikte azaltılmıştı. Yarıya düşen gardiyan sayısının bir kısmı sigara içerek aralarında konuşurken onları umursayan yoktu bu yüzden de bu fırsatı değerlendiriyorlardı.
"Kendini inciteceksin sevgilim..."
Hoseok söylediklerine karşın bir yanıt alamayınca da devam etmişti.
"Haftalarca hastanede yattın, direkt ağırlık kaldırmaya çalışırsan kendini sa-"
Taehyung ellerine alıp omuzlarına doğru kaldırmaya çalıştığı dambılların ağırlıyla daha fazla duramamış, ellerini bırakmasıyla ağırlıklar yere düşerek yüksek bir sesin çıkmasına neden olmuş ve Hoseokun da lafı yarım kalmıştı.
"Hep senin yüzünden oldu! Sabahtan beri yapamazsın diyerek tüm konsantrasyonumu bozdun."
Taehyungun sitemiyle ikili arasında küçük bir tartışma çıkmış, duvara sinmiş Yoongi ve Jimin ise bu küçük çaplı kavgaya seyircisi olmayı seçmişti.
" Tae iki dakikada suçlu çıkardı Hoseok'u." Jimin'in kıkırtıları arasından söylediği şey Yoongi'nin de yüzüne geniş bir gülümseme kondurmuş, elleri altındaki omuzu biraz daha sıkmıştı.
"Taehyung hep böyleydi. Bazen garip br şekilde on üçünde bir çocuktan farksız davranabiliyor, o anlarını görmen lazım. Hep Hoseok nasıl katlanıyor diyordum."
Jimin yüzünü sağa doğruz aynı hizada olan yüze çevirmiş ve bakışlarını birleştirdikten sonra sormuştu.
"Sence nasıl katlanıyor?"
Yoongi derin bir nefes almış, bir kaç saniye düşünür gibi etrafa baktıktan sonra yeniden tam dibindeki yüze dönmüş, bu sırada da dudaklarındaki küçük kıvrılmanın karşısını alamamıştı.
"Sanırım sevdiği için. Sevince katlanalacak bir şey olmaktan çıkıyor demek ki."
Aldığı yanıt Jimin'in de yüzüne hafif bir gülümseme kondurmuştu. Buraya geldiğinden beri geçirdiği en huzurlu saatler olduğunu söyleyebilirdi. Bu yüzden bu saatlerin tadını çıkarmaya çalışıyor, yüzündeki sıcacık bir gülümsemeyle Yoongi'nin dibinden ayrılmamaya çalışıyordu.
Hala bir birlerine gülümseyen bakışkarı yanlarına gelen Taehyung ve Hoseok sayesinde bölünmüştü.
Yoongi ve Jimin'in tam karşısına geçmiş, soğuk ve gri beton üzeründe bağdaş kurmuşlardı.
"Kavganız bitti anlaşılan?" Yoongi'nin sorarcasına söylediği soruya Hoseok aldırmamış, Taehyungsa hep olduğu gibi altta kalmamıştı tabii ki.
"Evet, bu yüzden sizin de koklaşmanız bittiyse malum konuya geçelim."
Ukala bir tavır ve Yoongi'nin sinir bozucu diyeceği tarzda bir gülümsemehle bunları söylerken büyük olanın tam gözlerinin içine bakıyordu.
Buna rağmen Yoongi gencin artık alıştığı tavırını görmezden gelmiş, geçen gün Seok Jin'le olan konuşmalarını anlatmaya başlamıştı.
"Dün Jimin'le nerede olduğumuzu biliyorsunuz,"
Etrafta normale kıyasla az gardiyan olmasına rağmen yine de alçak bir sesle- fakat dikkat çekmeyecek kadar- ve mümkün olduğunca üstü kapalı konuşmaya karar vermişlerdi.
"Önce biraz koridor ve koğuş kontrolünden konuştuk. Biliyorsunuz, koğuşlarımızın olduğu koridor iki saat arayla gece ve gündüz farketmeksizin günde tam on iki kere kontrol ediliyor."
Sadece göz atıyormuşçasına kısa ve şüphe çekmeyen bakışkarla eteafı kontrol etmiş, yakınlarda kimse olmadığına emin olduktan sonra ise devam etmişti.
"Bu da demektir ki ilk kontolün hemen ardından koğuşlarımızdan çıkarsak, yokluğumuzu farkedene kadar iki saatimiz olacak. Seok Jin'le biraz da hapishane sınırlarından sahile doğru olan yolu konuştuk ve Alcatraztan çıkıp sahile varmamız en az kırk dakikamızı olacaktır."
"Ne?"
Taehyung o anki şaşkınlıkla tepki verdiğinde yüksek çıkar sesinden bile habersizdi.
"Geriye bir buçuk saatten daha kısa bir süremiz kalıyor, çok az değil mi?"
"Evet, evet ama başka çaremiz yok. Eğer sorunsuz bir şekilde ilerlersek bir saat yirmi dakikamız olacak. Bu süreyi de layığıyla değerlendirmemiz gerek başka bir yolu yok bunun."
"Gelecek eşya dağılımında çarşaflarımızın arasına havalandırmayı açmak için küçük kesici bi alet ve bir de her kese birer tane kapsüller bırakılacak. Kesici alet olarak ne olursa işimize yarar, havalandırmanın kenarları eski bir halde olduğu için anahtarla bile kurcalandığında avulup dökülüyor. Kapsüller ise okyanusun dondurucu soğuğuna karşı vücut ısımızı yükseltecek."
Bu sefer de Hoseok ileri atlamış, aklına takılan soruyu yöneltmişti.
"Karaya vardığımızda ne olacağını biliyorsun. San Francisco'nun sahilleri biz oraya varana kadar buradan aldığı acil durum sinyaliyle çoktan kuşatılmış olacaktır. O ne olacak peki?"
"Ondan sonrası bizim değil, Seok Jin'in işi. Bana bile işin o kısmını yarım yamalak anlattı. Oradan sonrasında artık yapmamız gereken tek şey Seok Jin'e güvenmek olacak..."
-------
Biliyorum biliyorum bölüm çok kısa T^TÇok azla şeyi aynı bölümde anlatırsam kafa karışıklığına neden olabilir bu yüzden şimdilik burada kesmek zorunda kaldım.
Aslında bu konuşma Seokjin ve yoonmin arasında çalılma odasındayken geçecekti ama geçen bölüm sınırı aştığı için bir yerde kestim. Ve plan anlatımı da -daha farklı bir.şekilde ancak içerik hala aynı- bu bölüme kaldı.
Bğyük ihtimalle 3 4 bölüm sonra iki partlık finali yazmaya başlarım.
Kendinize iyi bakın~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alcatraz -《yoonmin
Fanfiction"Toplum kurallarına uymayanlar hapishaneye gönderilir, hapishane kurallarına uymayanlarsa buraya." Başlama tarihi: 29.08.2020 Bitiş: 18.05.2021