Bölüm 14: Kardan Adam

32 10 4
                                    

(Günümüz)

Lavinia nihayet dönmüştü. Bugün kursumuz vardı, Çanakkale iyi gelmiş mutluydu. O mutlu olduğu için ben dahada mutluydum. Bol bol güldükten sonra ayrılmak zorunda kaldık. 2 günde olsa ayrılmaktan hoşlanmıyorum, kaybetme korkusu olarak adlandırıyorum. Ondan sonra okula gittim deneme için, Sarmaşık da oradaydı... Bu sefer Aksu yoktu yanımda, yalnızdım. Her zamanki gibi gülerek geçtim yanından, kocaman sahici gülümsememle... Denemeyi aldıktan sonra hızla uzaklaştım okuldan. Sarmaşığın olduğu yerlerde nefes alamıyordum, aklıma yaptıkları geldikçe bayılacak gibi oluyorum. İnsan buna da alışıyormuş... Tekrar Lavinia ile karşılaştık, havadan sudan konuşmak derler ya gerçekten havadan konuşmaya başlamıştık.

-Yarın kar yağacakmış.

-Gerçekten mi? Karlı havaları çok severim.

-Gerçekten. İnan benimde çok hoşuma gidiyor karlı havalar.

İkimizde gülmeye başladık. Neye güldüğümüzü bilmiyorduk...

-Ne yaparsın mesela kar yağınca?

-Kardan adam.

Hafifçe sırıttım. Kardan adam yapmamıştım daha önce.

-Hiç kardan adam yapmadım inanır mısın? Kar yağdığında evde olurum hep.

-Gerçekten hiç kardan adam yapmadın mı Alev? Şaka yaptığını söyle, herkes çocukluğunda kardan adam yapar.

Ne çocukluğumdan ne benden haberi vardı. Sadece ona gösterdiğim Alev'i tanıyordu.

-Hayır, gerçekten yapmadım. Her şeyin bir ilki vardır, belki yarın yaparım.

-O zaman şöyle yapalım. Yarın kar yağarsa burada buluşup kardan adam yapıyoruz. İtiraz istemiyorum.

-Yarın kar yağdığı anda buradayım.

-Güzel, hadi kaçtım ben.

-Görüşürüz...

Kar yağması için dua ederek geçirdim tüm günü. İlk kez kardan adam yapacak olmam ve ilk kez onunla yapacak olmak heyecanlandırmıştı beni. Uyudum, güzel bir uyku çektim...


Sabah olmuştu, kalktığım zaman ilk işim perdemi açıp kar yağmış mı diye bakmak oldu. Her yer bembeyazı... Yanına gitmek için sabırsızlanıyordum. Kalktım yataktan, yüzümü yıkadım, kahvaltımı yaptım, dişlerimi fırçaladım ve hazırlanmaya başladım. Yine arkada en sevdiğim gruplardan birinin en sevdiğim şarkısı vardı. Mor ve Ötesi "Daha Mutlu Olamam." Bir yandan sözlerine eşlik edip diğer yandan sıkıca giyindim. Dışarıya ilk adımımı attım. O kadar özlemiştim ki kara dokunmayı... Evinini önüne doğru yola koyuldum. Ulaştığım zaman kapının önünde kardan adam yaptığını gördüm... O kadar güzel görünüyordu ki karşıdan, çocuk gibi gülümseyerek kardan adam yapıyordu. Elimde kocaman bir kartopu yaptım, arkasından sessizce yaklaştım ve kartopunu ona fırlattım. Şiddetle arkasını döndü, beni görünce gülmeye başladı, bende gülmeye başladım. Hiç beklemediğim bir anda o da bana kartopu attı. Çocuk gibi surat astım, tepkisini merak ettiğimden kollarımı kavuşturdum ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Koştu, kolumu tuttu, konuşmaya başladı.

-Ne o küstün mü oynamıyor musun?

-Evet, küstüm oynamıyorum.

Arkamda duran arabadan gizlice kar aldım ve bir anda ona fırlattım. İkimizde gülmekten bayılmak üzereydik.

-Tamam bu kadar yeter hadi kardan adama başlayalım.

-Tamam ne yapmamız gerekiyor şimdi.

-Bir yere kar toplayalım bedeni için, kafası kolay iş hallederiz sonra.

-Tamam başlıyorum.

İkimiz beraber kar toplamaya başladık. Tam o sırada arkadan bir ses, yere düşme sesi. Korkarak arkamı döndüğümde Lavinia'nın düşmüş olduğunu gördüm. Koşarak yanına gittim. Dudağı kanıyordu.

-İyi misin?

-Sanırım iyiyim.

-Dudağın çok fazla kanıyor, evde pansuman malzemesi var mı?

-Var. İçeri girelim hadi.

-Ben gelmesem?

-Saçmalama Alev sende geliyorsun.

İlk kez evine girecektim. Nasıl bir evi vardı acaba, odası nasıldı... Derken eve girdik. Çok sade ve modern bir evdi. Hayranlıkla evi incelerken ilk yardım çantasını bana uzattı.

-Yaram çok mu kötü doktor?

Gülmeye başladım.

-O kadar kötü bir durumdasın ki her an kan kaybından ölebilirsin.

-Tedavi et doktor, ölmek istemiyorum.

-Doktor demekten vazgeçersen pansuman yaparım.

-Neden, doktor olamak istemiyor musun?

-Sen bunu nereden öğrendin?

-Her şeyi bilirim ben.

Göz kırptığı sırada gözlerimi devirerek tekrar konuşmadan pansumana başladım. Acıyla inledi.

-Gerçekten çocuk gibisin biliyorsun değil mi?

-Bunu arkadan bana kartopu atan 5 yaşındaki kız mı söylüyor?

Yine gözlerimi devirdim ve konuşmasına fırsat vermeden pansumanını bitirdim. Tekrar dışarı çıkıp kardan adama devam ettik. Gerçekten 5 yaşında hissediyordum kendimi. Uzun zaman sonra çocuk olmuştum bugün, mutluydum çok mutluydum. Kardan adam bittiğinde artık eve gitmem gerektiğini söyleyip ayrıldım. Hayatımın en güzel günü olabilirdi. Bembeyaz bir yerde çocuk gibi kardan adam yaptık. Rengarenk olmuştuk o beyazlıkta. Zaten bütün renkler beyazlıkta gizlenmiyor mu?

ÖLÜM ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin