Bölüm 19: Haksız İnsanlar Tartışırlar

28 9 5
                                    

Dün tüm gece bana yazdığı cümleyi düşündüğüm için çok geç yatmıştım. Sabah daha doğrusu öğlene doğru 12.30 gibi açtım gözlerimi. Yine aklıma o cümle geldi ve kocaman gülümsedim. Uyandığım zaman gülmeye çok alışkın değildim. Bunları bir kenara itip yataktan fırladım, elimi yüzümü yıkayıp kendime koca bir bardak kahve aldıktan sonra odama çekildim. Bugün okul yoktu, Lavinia'ya da yarına erteleyelim kursu demiştim ama bugünde onu göresim yoktu. O sırada aklıma dün yarın konuşacağız deyişi geldi. Çocuk gibi suratımı astım ama saat 1.00 olmasına rağmen aramamıştı mesaj da olmadığı için unuttuğunu düşünerek güzel bir şarkı açıp kahvemi yudumladım. Hava bugün güneşli ama soğuktu. Yürümek için çok ideal bir hava olduğunu düşündüğüm için hazırlanmak için ayağa kalktım. Siyah eşofmanımı ve siyah kazağımı giyip üstüme de siyah kapüşonlu bir ceket aldım. Her zamanki gibi ayaküstü bir kaç bir şey atıştırdım ve evden çıktım. Kapıyı açtığım zaman karşımda Lavinia'yı görünce korkarak geri çekildim. O ise gülümseyip konuşmaya başladı.

-Arasam bile cevap vermeyip kaçacağını bildiğim için geldim.

-Keşke evime gelmeden sorsaydınız gelebilir miyim diye. Yaptığınız suç sayılır.

-Bir daha ki gelişime haber veririm. Önce senin bu saçma sapan cümlelerinin altındaki olayı çözmem gerekiyor.

-Benim cümlelerime saçma deme hakkını kim veriyor size?

-Burada tartışmak istiyorsan benim için sorun yok ama herkes bize bakıyor.

-Sizinle oturup tartışmam saçma olur çünkü haksız insanlar tartışır o yüzden gidiyorum. Ayrıca bugünde çalışmalara katılmayacağımı bildirmek isterim.

Arkamı dönüp kulaklığımı taktım ve tam da yapmam gereken şeyi yapıp yürümeye başladım. Aslında haklı sayılırdı son iki gündür kıskançlıktan saçma cümleler kuruyordum. Yinede bu ona benim cümlelerime saçma deme hakkı vermezdi. Arkama baktığım zaman beni takip etmediğini görüp rahatladım. Şimdi kendim ile baş başa kalmıştım. Nereye gitsem diye düşünürken kalbimin beni yönetmesine izin vererek onun istediği yere doğru yürümeye başladım. Uçuruma doğru sakince yürüyordum bu sefer. Dün oturdum yere buruk bir gülümseme ile baktığımda farklı bir şey gördüm. Tam benim oturduğum yere bir piknik örtüsü serilmişti ve üstünde en sevdiğim yiyecekler doluydu. Bana yazılmış bir not vardı. Oturdum, titreyen ellerimle açıp okumaya başladım. "İnatçı Ölüm Çiçeğinin yine burada açmak isteyeceğini düşündüm." Tahmin etmeliydim onun yaptığını. Tam kalkıp gideceğim sırada elinde çikolatalı süt ile gelip tam karşıma oturdu. Sütün birini bana uzattığı sırada konuşmaya başladı.

-Alev, lütfen otur konuşalım.

-Sizinle ne konuşabiliriz?

-Bak sadece tek bir soru soracağım sonra istersen bir daha çıkmam karşına sadece tek bir soru.

-Tamam o zaman sorabilirsiniz.

-Neden uzaklaşıyorsun benden?

Çok güzel bir soruydu ama çalışmadığım yerden geldiği için durakladım. Ne cevap verebilirdim bu soruya nasıl kaçabilirdim sorudan? Biraz düşündükten sonra verebileceğim en mantıklı ve kısa cevabı verdim.

-Ayperi yüzünden.

-Onu anladım. Neden?

-Size ve sevgilinize saygı duyduğum için.

Dalga geçer gibi zoraki bir gülümseme çıktı dudaklarından.

-Sevgilime saygı duyduğun için demek.

-Aynen öyle sonuçta ben onun yerinde olsam benimle bu kadar samimi olmanızı istemezdim.

-Haklısın

ÖLÜM ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin