Eve girer girmez düşüncelerimle birlikte uykuya dalmıştım. Sabah uyandığımda saat henüz 6.00 idi. Lavinia olmadan uyanmak işkence gibi olsa da zorla doğruldum ve lavaboya yöneldim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gidip kendime kuşburnu çayı yaptım. Odama gidip masama oturdum ve mektup yazmaya başladım. Yazmayalı uzun zaman olmuş diye geçirdim içimden. Mektup bittiği zaman katlayıp her mektup gibi onuda karanlık kutuya attım. Biraz daha ayıldıktan sonra okul için hazırlanmaya başlamıştım. Siyah tişörtümü üstüme geçirip üstüme ince bir kot ceket alıp evden çıktım. Sezen Aksu'dan "Biliyorsun" açtım ve yürümeye başladım. Kafamda tonlarca düşünce ile okula vardığımda Aksu'nun şefkatli kolları beni sarmıştı. Yine ölü gibi gözüktüğüm için neyim olduğunu sorduğunda açıklama yapmak zorunda kaldım.
—Seçimini Ayperi'den yana kullanacakmış.
—Gerçekten mi? Şükürler olsun kurtulduk.
—Kurtulmadık. Benimle Galata'ya çıkmak istediğini söyledi.
—Ne yapmaya çalışıyor bu?
—Bilmiyorum.
—Onunla evleneceği için mi böylesin?
—Sanırım. Baksana hiç arayıp sormadı bugün.
—Vazgeç Alev, işler daha da kötü olmadan vazgeç.
—Öldüğümde kızarsın mezarıma karşı. "Bak dedim sana al öldün mutlu musun?" Dersin.
—Saçma sapan konuşma. Ölmeyeceksin.
—Nasıl eminsin bu kadar?
—Defalarca kez denemedin mi ölmeyi. Lanetlerin olduğu sürece ölmen mümkün değil kabullen artık.
—Ya onlardan kurtulursam?
—Bu mümkün değil.
—Benim düzeni değiştirmeye geldiğimi ne çabuk unuttun.
—Unutmadım ama yapma Alev, tehlikelerini biliyorsun. Hem kime bırakacaksın?
—Sarmaşığa.
—İlla hayat mahvedeceksin.
—O benim hayatım mahvetti.
—Geçmişte kaldı bunlar unut ve aklını başına devşir. Öleyim derken iki dünya arasına sıkışırsan da böyle konuşursun artık.
—Ne güzel işte iki lanetten sonra iki dünya.
—Sen delirmişsin. Derse girelim hadi.
Kolumdan tutup beni derse sürükledi. Derse girdiğimizde Ayperi benim sıramdan oturmuş telefonla konuşuyordu. Öfkeyle ona baktığım sırada o ufak bir kahkaha atıp sevgi sözcükleri ile telefonu kapattı. Lavinia ile konuştuğunu anlamak için alim olmaya gerek yoktu. Gözlerim dolarken en arka sıraya oturdum. Telefonumu kontrol ettiğimde hala Lavinia'dan mesaj ya da arama yoktu. Vazgeçmişti... En ufak sorunda arkasını dönmeyi tercih etmişti. Gözlerimdeki yaşların akmasına izin vermeyerek telefonumu kapattım. Öğretmen yerine müdür sınıfa girmişti.
—Oturun. Çocuklar bugün okulumuzda özel bir etkinlik yapılacak. Sınav öncesi motivasyon olur diye düşündüm. Okul dışından arkadaşlarınızda katılabilir, şimdiden iyi eğlenceler.
Herkes kim ile katılacağını tartışırken Ayperi şeytani bir gülümsemeyle bana dönmüştü. Sakinliğimi koruyarak Aksu'nun yanına gittim.
—Katılıyor musun?
—Hayır, sınav için partiye değil ders çalışmaya ihtiyacım var.
—Bende öyle düşünmüştüm.