ONBEŞDAKIKA

57 5 5
                                    

Günaydın hayatım
Gün gerçekten atmıştı, beraber yatıyor, beraber kalkıyorduk. Hoş agâh sabahlara kadar uyumamayı bense erkenden uyumayı tercih ederdim.
Sabahlara kadar ne yapıyordu? Tabiki de içim rahat değildi ama uykusuz kalamıyordum. Tam hatırlamıyorum bugün agâh'la tartıştık sanırım yine ayrılmıştık, yine diyorum çünkü böyle şeyler oluyordu sıklıkla, öylesine çıkıp mahallede tur atıyorum aklımda o, üzgünüm de aynı zamanda ama ne olucaktı bu işin sonu? sabah daha birşey yoktu, neden şimdi böyle davranıyor? Ortada cidden elle tutulur bir neden yok, hatta neden bile yoktu belki. Öyle dolanıyorum telefonum çaldı, agâh arıyordu.
Karşıdan gelen ses papatyanın sesi,
Bir kafe adını tam hatırlamıyorum çarşı merkezinde, hemen buraya gelmelisin agâh bayıldı birşey oldu dedi. Ellerim titriyordu, bacaklarım uyuşmuştu hissediyordum, tamam diyerek telefonu kapatmıştım. Ama cebimde beş kuruş para bile yoktu, ne yapacaktım. Koşarak yarım saatimi alırdı, koşmaya başlamıştım. Belki 15 dakika da yanlarındaydım eminim, kafeden içeriye nefes, nefese girmiştim. Papatya ve agâh karşımda gülüyordu, gerçekten mi ya? Gerçekten böyle bir şaka yapmışlar mıydı? Agâh elinde gül ile gelip sarılacaktı ki. Hayır ya diyerek kendimi tuvalete kitlemiş sinirlerim boşalmış ağlamaya başlamıştım, bu kesinlikle eşşek şakasıydı. Zaten agâh'ın şifresini ben dâhil kimse bilmezdi, nasıl düşünemedim agâh'tan aradığı zaman, yada neden önce beni, bi ambulans'ı falan aramalıydı, ama o an düşünülmüyordu işte. Agâh özür dilemişti kapının önünden, açtım kapıyı sarıldım, vurdum, kızdım ikisine de bir insan kendini böyle mi affettirir? Iki deli yan, yana gelip bunun hoşuma gideceğini düşünmüşler, tabiki de gitmedi. Ya gerçekten ona birşey olsaydı, ya onu gerçekten..

HOŞÇAKAL SEVGİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin