Günlerce gelip gitmeye başlamıştık birbirimize yanında uyanıyordum.
Ve rüyada'da degildim üstelik.
Günlerce beraber uyanıp, kahvaltı edip.
Balkonda kahve içiyorduk sohbet ediyorduk.
Film falan'da tabi.
Bazı sorularımdan kaçıyordu, cılız'ı sorduğum da ne oldu dediğim de ben sana böyle şeyler soruyor muyum? Diyerek beni sustuyordu.
Susuyordum yine sadece o "an" vardı.
Gerisi çok mühim değildi.
Yarın gidecek olsa bile, istemsizce pek gideceğini düşünmedim.
Bu kendini kaptırmak oluyor, bu çok sakıncalı.
Ne kadar çok sevdim kendimi kandırmayı.
Her neyse bugün belki 4 belki 5'inci günümüz beraber.
Bizdeyiz bir kaç arkadaş ve kuzenlerimle beraber.
Evet agâh'ta bizimle neredeyse 10 yıl oluyor ve kuzenlerimle ilk defa otuyor.
Tahmin etmediğim kadar iyi anlaşmışlardı.
Sohbet koyu, sıkılmasından korkmuştum başta.
Keyif alıyordu, bunu görebiliyordum.
Bir kaç oyun oynamıştık, müzik dinliyor.
O anın tadını çıkartıyorduk.
İçim de biraz bile kuşku, korku yok.
Aklımda tek kötü düşünce yok.
Herşey yine yolunda gibi ama değil hiç bir şey bu kadar yolunda olamazdı.
Beraber uyuduk, yastığımı paylaştım.
Sabah uyandık.
Keyifle evine yolcu ettim, diğer ev halkını uyandırdım sonra.
Biraz kahve, biraz sohbet.
Bir iki Agâh'la mesajlaşma.
Sonra bir gün boyunca sessiz kalış, sonra iki sonra..
Aynı yere yani başa dönüyorduk.
Bir mesaj.
Onsuz bu hayatı yaşaya bileceğimi, hatta bir başkasını hayatıma alabileceğime inanmış.
Hatta benim sözlerimden bunu çıkartmış.
Ah suçluluk kişi her zaman kendinden bilir.
Bensiz hayatı yaşıyordu, hatta benden başkasıyla çoktan yapabilmişti.
Ama tüm yükleri bana yüklemeliydi ki.
Rahatça yoluna gitmeliydi.
Arkasında ne bıraktığını bilmeden, sessiz kalmamı sağlayarak.
Bu şehirden gideceğini söylemişti, içimden bir parça kopar gibiydi.
Burda onunla görüşmediğim uzun zaman oldu.
Ama burda olduğunu bilmek yetermiş gibi hissetmiştim.
Gidecek olmasını kabullenmek istemedim, gelirdi.
O çoktan gitmeye kaptırmış kendini, buraya gelmem için artık bir sebebim olmayacak.
Ailem de orada olacak gibi şeyler.
Haklıydı..Buraya gelebilmek için tek bir sebeb bırakmamıştı giderken.
Ölüm olsa geleceğinden şüphe duyarım artık.
Evet gitti, gitti derken 'benden'Son sözleri de şöyleydi.
"Biz sözleri susarak aşacağız"
Kendine çok iyi bak birtanem, hayatına devam et.
Üzülme..Aslında ağlamamalıyım yine nefret edebilirim ondan..
Bu gece ilk defa o kadar ağlıyorum nedenini hiç bilmiyorum.
Güzel gitmesi sanırım, ben bu gece yıllardır yapmadığım şeyi yapıyorum.
Annemin dizine yatmışım hüngür hüngür ağlıyorum.Kızım agâh mı?
Diye sorduğunda onu sevmekten vazgeçmesin diye HAYIR içimden böyle geliyor diyip saatlerce göz yaşı döktüm..
Sabah'a güzel ve rahat uyanabileyim git artık, kalman için bir sebebin yok.
Gelmen için hiç bir sebeb.
Sözleri susarak aşıyoruz, sözleri susarak, yutarak sadece ben aştım ben.
Herkes içinden ne geliyorsa onu yaparken, diline sahip çıkamayalar varken.
Kalpsiz, gurursuzlar.
Yalanlar, dolanlar.
Sahtelikler varken.
Tek başıma susarak aştım.
Şimdi biz seninle sözleri gerçekten susarak mı?
Güzel bir sevişti, kötü bir aldanış.
Kocaman bir iyi ki.
Kocaman bir yok oluş.
Ne onsuz olabilirdi, ne onunla.
Biz sözleri susarak değil, sen sözlerini tutmayarak aştın.
Bu arada hiç mi merak etmediniz ben kimim?Sahi ben kimim?
Yıkımdan sonraki en sessiz haliyle esen "RÜZGÂR' ım benHayat benden sonra da devam edecek etmelisin, sevgilim..
Hayat senden sonra da devam etsin diye yarım kalanı, kafamın içinden atmalıydım sevgilim.
Sensizken seninle yaşamak zordu, kolay olana da aşk denmiyordu senin de söyleyişin ile.
Hoşçakal birtanem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOŞÇAKAL SEVGİLİM
No FicciónYarım kaldı sandığım hikayenin belki de tamamının bu olması ürkütücü