[3] Tanışma

10K 535 343
                                    

* * * * * *

Usulca kulağına doğru üfledi arkasındaki beden nefesini ve dudaklarını aralayarak konuştu.

"Deniz Aksoy." Belinde hissettiği elle kalbinin çıkacağını hisseti genç çocuk. Beklenmedik bu olay karşısında çivilenmişti olduğu yere. Korkudan kulakları uğulduyordu artık.

"Seninle tanışmak için sabırsızlanıyorum." Konuşamıyordum bir türlü. Içimden attığım çığlıkları dilimden dışarı dökemiyordum. Görüş açım bulanıklaşırken derin nefesler almaya başladım. Ellerim ve ayaklarım titremeye başlarken artık ayakta kalamayacağımı düşündüm. İstekle bir yere tutunmaya çalıştım ama hiç bir şey yoktu yanımda destek alabileceğim. Bacaklarım üstünde daha fazla dayanamayarak olduğum yere gelişigüzel düştüm ve eş zamanlı olarak gözlerimin kapanması bir oldu.

Gözlerimin üstünde sanki tonlarca ağırlık varmış gibi hissediyordum. Ne kadar açmaya çalışırsam çalışayım bir türlü gözlerim açılmıyordu. 1 haftanın verdiği yorgunluk vardı üzerimde. Saçlarımın arasında hissettiğim parmaklarla gözlerimi yavaşça araladım. Karşımda bana endişeyle bakan bir çift yeşil gözlerle karşılaşmıştım.

"N-nerdeyim ben?"

"Şşşt yorma kendini küçük. Dinlenmen gerek. Bayıldın sadece korkma." Ne olduğunu hatırlamak için gözlerimi kapadım ve o görüntüleri tekrar tekrar hatırladım. Telaşla yerimden doğrulmaya çalıştım ama başımın dönmesi ile dengemi kaybettim. Beni kollarıyla tutarak tekrar yatmamı sağladı.

"Yat şuraya!" sesi ürkmemi sağlarken yerime çöktüm. Cenin pozisyonuna geçip gözlerimi kapattım. Saçlarımda hissettiğim ellerle uykuya dalmam zor olmamıştı.

Ne kadar süre uyumuştum bilmiyorum ama başımın ağrısıyla uyandım. Oda da benden başka kimse yoktu. Tamamiyle siyah renklerden oluşuyordu oda. Ilk kez siyah rengi bu kadar çok beğenmiştim. Benim odama nazaran daha zarif duruyordu. Yattığım yerden kalkıp aşağıya inmeye başladım. Bir yandan da evi inceliyordum. Çok büyüktü. Ve çok güzel.

"Uyandın demek." Arkamda hissettiğim sesle ona doğru döndüm. Gözlerinde anlamlandıramadığım parıltılar bulunuyordu.

"E-Evet. Şey zahmet oldu size de benimle ilgilendiniz. Teşekkür ederim." Bana doğru adımlamaya başladığına korkuyla bir adım geriye gittim.

"Benden korkuyorsun?" Dedi sorgular bir şekilde. Evet ondan korkuyordum. Çünkü o bir katildi. Hiç gözünüzü bile kırpmadan bir adamın ölmesinin emrini vermişti. Bu onu katil yapardı değil mi?

"Bana zarar vermezsin değil mi? Ben sana hiçbir şey yapmadım." Dememle büyük bir kahkaha attı. Kaşlarım otomotik olarak çatılırken komik bir şey dedim mi diye düşündüm.

"Çok fazla şey biliyorsun." Kafamı iki yana salladım hızlıca.

"H-hayır hayır bilmiyorum. Yemin ederim kimseye bir şey söylemem sesimi çıkarmam. Unuttum ben zaten." Hızlı hızlı konuşmaya devam ederken işaret parmağını dudaklarımın üstüne bastırmasıyla susmak zorunda kalmıştım. Sadece gözlerime bakıyordu. Öyle derin bakıyordu ki o yeşil gözlerde boğulduğumu hissettim. Parmağını yavaşça dudaklarımın üstünde gezdirdi.

"Kimseye vermediğim şansı sana veriyorum küçük. Gördüklerini unutacaksın. Eğer ki bir kişinin ağzından duyarsam bizi ispiyonladığını." Usulca kulağıma doğru yaklaştı ve devam etti. "Hayatını mahvederim. Ve inan bana diğer benle tanışmak dahi istemezsin." Derince yutkunup sadece başımı tamam anlamında sallayabilmiştim.

"Ben artık gitmek istiyorum ailem çok merak etmiştir."

"Tamam şoförüm seni bırakacak."

"Her şey için teşekkür ederim. Iyi günler."

"Görüşürüz küçük." Evden ayrılıp derin bir nefes aldım. Çok gerilmiştim. Şoför arabayı önümde durdurup binmemi bekliyordu. Arka koltuğa geçip evi tarif ettim. Sessizce yola koyulmuştuk. Içimde anlamlandıramadığım bir huzursuzluk oluşmuştu.

Yazar Anlatıcı...

Barlas elinde viski kadehiyle oturduğu siyah deri koltuğunda derin düşüncelere girmişti. Her şeyini araştırmıştı küçük olanın. Her bilgiye ulaşmıştı. Neden yapmıştı bilmiyordu ya da bilmek istemiyordu ama kabul etmesi gereken bir şey vardı. Bu çocuk kendisine çekmiştini onu bir şekilde. Hiç istemese bile kendisi de bunun farkındaydı. Bu zamana kadar kimseye bir tolerans göstermemişti ama bu çocuk? Bu çocuk için bütün tabularını yıkmış gibi hissediyordu Barlas.

"Sikeyim!!" Oturduğu yerden belli belirsiz bir öfkeyle ayaklandı. Kafasını dağıtması gerekiyordu. Bunun için en güzel şeyin silah temizlemek olduğunu biliyordu.

Eve giden Deniz annesinin meraklı sorularına sadece 'okulda bayıldım. Önemli bir şey olmadı.' Diyerek geçiştirmişti. Sıcak bir duş almış yemek dahi yemeden kendini yatağa atmıştı. Yeşil gözlü adamın dedikleri aklına gelince tüyleri diken diken oldu yine genç çocuğun. Tabii ki de olanları kimseye anlatmayacatı. Belki o anlatmayacatı ama kaderin onun için pek de güzel planları olduğu söylenemezdi...



Helloo. Sonunda sınavlarımdan fırsat bulup yazabildim. Bölümsüz bırakmak istemedim sizi. Okuyan var mı bilmiyorum ama varsa kendilerini belli ederlerse çok sevinirim kdnssksjkz.

Hepinize iyi geceler. Love u all❤❤


31.01.2021

Yan Benimle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin