[4] Tesadüf

9.3K 522 300
                                    

Yorucu bir haftanın daha sonuna gelmiştim. Derslerimin yoğunluğu zaten fazlayken bir de üstüne sınavlarım eklenince iyice mahvolmuştum. Lise son sınıf olmanın bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Aklım hâlâ o adamdaydı. Hâlâ korkuyordum. Sanki bir şey olacakmış gibi diken üstündeydim ama bir şey yapmayacağına dair söz vermişti değil mi? Yani en azından ben öyle düşünüyordum. Zilin çalmasıyla yerimden kalktım. Nihayet öğle arasına girmiştik. Bugün bir değişiklik yapıp okula yakın restorana gidecektim. Okulumuz yakın mesafede olan yerlere gitmemize izin veriyordu. Okuldan çıkmış yürüyordum ki üzerimde tuhaf bir his hissettim. Daha çok göz gibiydi. Biri beni gözetliyor hissiydi bu. Adımlarımı hızlandırıp yan sokağa girmemle ağzımda bir el hissettim. Kalbim duracak kadar hızlı atarken ben ağzımda duran elden kurtulmaya çalışıyordum. Birden elini çekti ve karşıma dikildi. Gördüğüm yüzle kaşlarım çatılırken yüzüne bir tokat attım.

"Aptal mısın? Ödümü kopardın." Sinirli bir şekilde soluyup bana gevşek gevşek sırıtan çocuğa döndüm bir açıklama beklerken ama hâlâ suratıma bakıyordu. Yine de onun Mete olduğunu anladığımda içim biraz rahatlamıştı. Mete bizim okuldan ayrı sınıfa giden biriydi. Aynı mahallede oturuyorduk.

"Korkuttum mu yavrum?"

"Yok canım her gün biri beni köşelere çekip ağzımı kapatıyor zaten." Dedim iyice sinirlenerek. Üzerime doğru gelip beni duvarla arasına aldı.

"Ne güzel olmuşsun bugün. Sinirlenmek hiç yakışmıyor sana." Deyip yanağımdan makas aldı. Onun bu haline göz devirip kolunun altından ayrıldım. Yemek yiyeceğim restorana doğru yürümeye başladım yine ama arkamdan geldiğini adım seslerinden duyabiliyordum.

"Ya tamam kızma hemen bir daha yapmam. Gel sana tatlı ısmarlayayım."

"Beni bir tatlı ile kandıramazsın." Dedim nazlanarak.

"Istediğin tatlı olsun bebeğim ne kadar istersen ye." Kocaman gülümsedi ve beni kolunun altına aldı. Boyu benden uzun olduğu için hep dalga geçerdi zaten. Biraz daha yürüyüp restoranın önüne geldik. Içeri girmeden önce biraz uzakta ki arabalar dikkatimi çekti. Bunlar o yeşil gözlünün arabalarına benziyordu. Kafamı iki yana salladım. Herkeste bu arabalardan olabilirdi. Cam kenarında bir masaya geçip siparişimizi verdik. Büyük bir pizza söyleyip beraber yiyecektik Mete ile. Kısa sürede siparişimiz gelince hemen yemeye başladık. Bugün çok sessizdi restorant. Mete ile bir yandan yerken bir yandan da gülüyorduk. Yine üzerimde izlenme hissi ile etrafıma bakındım. Gördüğüm yüz ile gözlerim büyüdü. 2 masa karşımızda oturuyordu. Yanında başka kişiler de vardı, sanırım toplantı yapıyorlardı. Ona baktığımı gördüğünde derince yutkundum. Göz göze geldiğimizde bana göz kırparak önüne döndü. Bu bir kez daha yutkunmama sebep olurken önüme döndüm. Tesadüfün de böylesiydi.

"Iyi misin? Yüzün bembeyaz oldu." Mete bir eliyle yanağımı okşarken bir eliyle de elimi tutuyordu. Ellimi elinden kurtarıp yüzümü geriye çektim.

"Iyiyim bir şeyim yok. Doyduysan kalkalım mı?"

"Ama daha tatlı yemedin. Sözüm vardı."

"Şey... tamam o zaman. Ben bir lavaboya gidip geliyorum." Yerimden kalkıp etrafıma bakmadan hızla lavaboya girdim. Musluğu açıp soğuk suyu bir kez yüzüme çarptım. Yüzümü kaldırıp aynadan göz göze geldiğim bedenle musluk mermerine sıkıca tutundum.

"Merhaba." Ona doğru dönerek önünde durdum.

"M-merhaba. Ne yapıyorsunuz burada?

"Toplantı için gelmiştim. Ya sen?"

"Bende arkadaşımla yemek yemek için geldim."

"Hımm demek o içerdeki arkadaşın?" Biraz üzerime doğru gelerek beni mermer ile arasına sıkıştırdı. Niye insanlar beni aralarına sıkıştırıyorlar ya?

"Evet. Çok yakın arkadaşım. Aynı mahallede oturuyoruz." Biraz daha yaklaşarak aramızda hiç mesafe olmayacak şekilde dibime geldi.

"Nasılsın?" Kulağıma doğru eğilerek fısıldadı. Son görüşmemizden bu yana uzun zaman olmuştu.

"Iyiyim siz?"

"Bende iyiyim. Uzun zaman olmuştu görüşmeyeli." Usulca kafamı salladım.

"Şey... benim gitmem gerekiyor arkadaşım bekliyor."

"Tamam. Tekrar görüşmek üzere o zaman."

"Görüşürüz." Lavabodan çıkıp Mete'nin karşısına oturdum.

"Nerde kaldın?"

"Geldim işte. Hadi kalkalım artık. Tatlıyı sonra yeriz okula geç kalacağız yoksa."

"Tamam o zaman." ikimiz de masadan kalktık. Mete hesabı ödeyip benim yanıma geldi. Hesabı hep o ödüyordu. Asla bana ödetmiyordu. Tam gideceğimiz sırada ismimin söylenmesi ile durdum.

"Deniz." Bu oydu yeşil gözlü.

"Telefonunu unutmuşsun." Dedi telefonu elime vererek ve elimin üstünü hafifçe okşadı.

"Deniz bu kim?" Mete bana doğru söylemişti bu soruyu ama bende bilmiyordum kim olduğunu.

"Barlas Yılmazer. Görüşürüz Deniz." Demek ismi Barlas'tı. Çok güzel bir ismi vardı.

"Kim bu adam?"

"Bilmiyorum Mete."

"Adam senin ismini biliyor ama?"

"Evet tanışmıştık çünkü. Neyse hadi gidelim artık geç kalacağız." Daha fazla uzamaması için yürümeye başladım. Okula geldiğimizde sınıflarımıza gittik.

Günün yorgunluğu ile nihayet odama atabilmiştim kendimi. Sıcak bir duşun ardından aşağı inmek için giyindim. Telefonuma gelen bildirim sesiyle yatağıma uzanıp baktım. Özel Numaradan bir mesajdı.

Yanlış zamanda yanlış yerde olmanın bedelini ödeyeceksin...




Hellooo ben geldim. Finallerim bittiği için artık burdayım. Çok özlemişim. Oy verip destek olursanız çok sevinirim.

Love u all❤


06.02.2021

Yan Benimle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin