[15] Şüphe

3.3K 161 208
                                    

Medya; Ali

Bu huzuru hiç bir şeye değişmek istemiyordum. Göğsünde yatmış kokusunu içime çekiyordum. En güzel doğum günüm bu olabilirdi. Sadece Barlas olsun yanımda istiyordum. O olduğu zaman her şey daha kolay geliyordu. Kokusu, bakışı, dokunuşu her şeyiyle beni sakinleştirmeyi başarıyordu. Daha önce hiç kimseye hissetmediğim kadar yoğun duygular hissediyordum Barlas'a. Sanırım o da bana karşı aynıydı. Dakikalardır onu izliyordum. Kusursuz yüz hatları, çatık kaşları, güzel dudaklarıyla oldukça erkeksiydi. Harika gözüküyordu. Elimi saçların da gezdirip okşamaya başladım. Bakışlarım vücuduna kaydığında yutkundum. Kasları çok dikkat çekiyordu ve birazcık sinirlerimi bozuyordu. Herkes ona bakıyordu bir yere gittiğimiz zaman. Evet ben kıskanç biriydim ama Barlas benden başkasıyla konuşmuyordu bile. Bu içimi birazcık rahatlatıyordu ama yine de o bakanları dövmek istiyordum. Yanağına bir öpücük kondurup yataktan kalktım. Üzerime Barlas'ın büyük tişörtünü geçirip lavaboya girdim, ihtiyaçlarımı karşılayıp mutfağa kahvaltı hazırlamaya indim. Iyi ki marketten bir şeyler almıştık. Hemen işe koyulup hazırlamaya başladım. Her şey çok güzel olmuştu. En sona pankekleri bırakmıştım. Bir yandan pankek'in malzemesini çırparken bir yandan da dans ediyordum. Kalçalarımda ki ağrı birazcık hafiflemişti.

"Bugün çok enerjiksin yavrum." Barlas'ın sesiyle irkilip arkama döndüm. Altında siyah bol bir eşofman üstü çıplak kapıya yaslanmış keyifle beni seyrediyordu.

"Hım hım. Çünkü pankek yapıyorum." Neşeli sesimle kıkırdadım. O da gülümseyip dudaklarıma öpücük kondurdu.

"Ama ben alışırım bak senin elinden yemek yemeğe." Utanıp kafamı eğip işime devam ettim. Sandalye'ye oturmuş gözlerini kaçırmadan beni izliyordu.

"Barlas niye öyle bakıyorsun?"

"Hım nasıl bakıyor muşum?"

"Çok dikkatli. Sanki kaybolup gidecekmişim gibi."

"Çok güzelsin çünkü bakmadan duramıyorum." Ona uzaktan öpücük atıp hazırladığım karışımı tavaya döktüm. Pankekler hazır olunca masaya koyup bende oturdum. Beraber kahvaltımızı yapıp kalkıp hazırlandık. Barlas hava güzel deyip dışarıda piknik yapabileceğimizi söyleyince kıramamıştım. Çok geçmeden yürüyerek ormanın içine girdik. Uçsuz bucaksız bir manzara ayaklarımızın altındaydı. Bütün şehir gözüküyordu. Bir tarafımız da akan nehir, aşağıda ise masmavi deniz. Burada sonsuza kadar yaşayabilirdim. Getirdiğimiz yemeklerden daha çok bana yedirirken gülümsemeden edemiyordum. Sonunda güneşin altında uzanmıştık. Ellerimizi birleştirip kafamı omzuma yerleştirdim.

"Barlas akşama döneceğiz değil mi?"

"Evet güzelim. Neden?"

"Ben annemlere arkadaşımda kalacağım demiştim o da izin verdi. Aslında hiç dönmek istemiyorum ama." Dudak büzerek söylendim.

"Benim de hiç seni bırakasım yok zaten. Seni kaçırmam lazım benim. Hem hiç ayrılmamış oluruz." Büyük bir kahkaha attım. Beni kolunun altına çekerek alnımdan öptü. Yeterince dinlendikten sonra eşyalarımızı toplayıp eve geri döndük.

"Ben bir duşa gireceğim bebeğim." Kafamı salladım. Bende kendime kahve yapmak için mutfağa ilerledim. Kahve makinesinin olmasını beklerken mutfakta bir mesaj sesi yankılandı. Bu Barlas'ın telefonuydu. Pek umursamadan tekrar önüme döneceğim sırada 2 kez daha duyuldu ses. Bakmak istemiyordum ama belki önemli bir şey vardır diye kendimi tutamamıştım. Mesaj kayıtlı olmayan bir numaradan gelmişti.

05**: Sevgilin demek.

05**: Ne çabuk unuttun beni? Birlikte geçirdiğimiz o güzel zamanları?

05**: Sen bensiz yapamazsın Barlas. Deniz senin için sadece geçici bir heves bunu sende çok iyi biliyorsun. Bana baktığın gibi bakmıyorsun ona. Hâlâ aklında ben varım kabul et. Ben seni hep bekliyor olacağım. Hevesini aldığında beni nerede bulacağını biliyorsun.

Her satırı tekrar tekrar okudum aklıma kazımak istercesine. Olamazdı böyle bir şey. Yapmazdı değil mi? Ben onun için sadece bir heves miydim gerçekten de? Peki ya bakışları, hisleri? Hepsi bir yalan mıydı? Barlas bu kadar kötü biri olabilir miydi? Ne istemişti benden? Tek düşündüğüm, tek merak ettiğim buydu. Bana bunu neden yaptığı. Barlas üzerini değiştirmiş bir şekilde yanıma gelince beni öyle yıkılmış bir şekilde görmeyi kesinlikle beklemiyordu.

"Deniz güzelim iyi misin? Yüzün bembeyaz olmuş. Ne oldu?" Histerik bir gülümsemeyle yaklaştım ona.

"Iyiyim çok iyiyim hemde. Pek önlemi bir şey olmadı ya. Senin için geçici bir heves olduğumu öğrendim eski sevgilinden az önce." Ne kadar güçlü durmaya çalışsam da olmuyordu.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

"Ne saçmalıyorum öyle mi? Ben saçmalıyorum. Baksana ben saçmalıyorum." Diye bağırdım telefonu ona doğru fırlatıp. Gözümden düşen yaşı elimin tersiyle silip iyice yaklaştım ona.

"Deniz konuşalım anlatacaktım sana her şeyi."

"Ne zaman? Yatak odasında beni becerip hevesini alırken mi?" Yüzüme yediğim tokatla yüzümü sağa eğdim. Bu bile canımı acıtmamıştı.

"Kes artık saçmalamayı. Ali benim eski takıldığım birisi. Bana kafayı takmış durumda. Nereye gitsem sürekli peşimde. 1 2 kez birlikte olduk sadece ama sürekli daha fazlasını istedi. Ben istemememe rağmen hep dahasını istedi. Ben sadece seni sevdim. Bir tek sen kalbimi attırmayı başardın. Bana güven artık. Ben seni üzecek bir şey asla yapmam yapanı da affetmem."

"Dün markette gördüğümüz Ali mi?" Kafasını evet anlamında salladı. Bir yanım ona inanmak isterken bir yanım mesaja kanıyordu. Insanoğlunun içine şüphe bir kez girdi mi onu asla terk etmiyordu.

"Eve gitmek istiyorum ben."

"Bir şey söylemeyecek misin?"

"Lütfen sadece eve gitmek istiyorum." Sinirliydi. Çok sinirliydi ama bende sinirliydim. Insan böyle bir mesaj aldığında nasıl sakin kalabilirdi ki? Tamam Barlas'ın dedikleri doğru olabilirdi ama bunu atlatmam için biraz zamana ihtiyacım vardı. Evi terk edip arabayla sessiz bir şekilde yola koyulduk. Uzun süren sonunda evimin biraz uzağında durdurmuştu arabayı. Yüzüne bakamıyordum. Kapıdan çıkacakken beni durdu.

"Nolur böyle bakma. Canımdan can gidiyor sanki."

"Bana biraz zaman ver Barlas bunu sindirmem gerek." Hiç bir şey söylemeden önüne baktı. Daha fazla durmadan indim arabadan. Hızlı adımlarla eve girdim. Kapı deliğinden baktığımda ben girince bir iki saniye sonra o da gitmişti. Hemen odama girip yatağıma attım kendimi ve ağlamaya hazır gözyaşlarımı bıraktım. Hep şüphe duyacaktım artık. Hep şüpheyle yaklaşacaktım. Belki de ben çok abartıyordum. Gerçekten de geçmişte kalmıştı her şey. Ne yapacağımı bilmiyordum bunu sakin kafayla düşünmem gerekiyordu. Kendimi daha fazla tutamadım ve gözlerimi kapadım.

Benn geldiimmm. Bu ne biçim bölüm oldu anlamadım. Mutlu mutlu başlayıp yine kaosla bitirdim. Siz kaosu asıl diğer bölümde görün ortalık karışacak. Ali... ah Ali. Bütün dengeleri değiştirecek Ali. Diğer bölüm sezon finali gibi. Kısa bir ara veriyorum ama hemmeeeeen döneceğim merak etmeyin.

Love you all

04.03.2021

Yan Benimle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin