Bölüm: 20 – Armağan Yavuz
*
Hamile.
Aile.
Bergüzar bu iki kelimeyi düşündükçe mest oluyordu. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Ömrünce bir adam sevmiş, sonra ona kavuşmuştu.
Hep hayalini kurduğu o sevdiği adamdan parça, ikisine ait bir can, rahmine tutunmuştu. Eşsiz bir gülümseme yerleşti genç kızın suratına.
Uzun zamandır silinmeyen bir gülümsemeydi bu.
Nasıl silinsindi hem? Yadigar, hamile olduğunu öğrendiğinden beri her istediğini yapıyor, bir dediğini iki etmiyordu.
Kahve ve Çay dışında.
Bir şeyler içmeyi, tüketmeyi çok seviyordu fakat bebeği için zararlı olacağından olabildiğince azaltmıştı bu iki alışkanlığını.
Bir de yeni bir alışkanlık kazanmıştı.
Sabah ve akşam yürüyüşleri.
Her sabah Badelerin evine doğru yürüyor, oradan arkadaşını alıp mahalleyi turluyorlardı yavaş yavaş yürüyerek. Soluğu ya annesinin yanında ya da kayınvalidesinin yanında alıp duraksıyordu belli zamanlarda.
Bazen de Yadigar'ın yanına dükkana doğru adımlıyordu.
Şükür bugünleri ağrısız, sızısız atlatıyordu. Yengesi Şerife'nin aksine. Hele Banu yengesi! Allah ağabeyine sabır versindi...
Zamanında ettiği bütün şeylerin bedelini bebeği misliyle çıkartıyordu kendisinden.
Annemler bilmese de Banu ablanın hamileliği biraz sıkıntılı geçiyordu. Doğrusu korkulu geçiyordu. Annesi yok, babası yok diye kendisini hep eksik hissettiğini söylüyordu fakat annem sanki bunu hissedermişçesine Banu yengemi benden daha çok benimsemişti.
Onları böyle yakın gördükçe çok seviniyordu Bergüzar.
Ağabeyi aynı yengesine benzeyen bir kız çocuğu istiyordu Banu yengesine tezat olarak. Banu da erkek istiyordu...
Yataktan kalkıp mutfağa doğru adımladı Bergüzar, Yadigar erkenden kalkmış dükkana gitmişti anlaşılan.
"Bugün ne yesek?" derken karnını ovalarken bir yandan da bebeğiyle konuşuyordu. Kendi kendisine bunu belli bir rutin haline getirmişti. Sanki bebeğiyle konuşunca aralarında bir bağ oluşuyordu ve o bu bağı hissediyordu.
"Yumurta haşlayalım, sonra da anneannenin yanına gidelim bugün..."
Yavaşça kahvaltısını hazırlayıp evden çıktı Bergüzar. Ufak adımlarla arkadaşına doğru yürüdü. Kendi karnı henüz daha yeni şişme aşamasına geçmiş olsa da arkadaşının karnı tam anlamıyla basketbol topu gibiydi.
Badeyi öyle görmek onu çok özendiriyordu.
Evinin kapısından çıkan Badeyi görmesiyle beraber derin bir nefes aldı Bergüzar, sonunda bugün zamanlaması tam olabilmişti.
"Yavru kuşum!"
"Badem şekerim! Günaydın..."
"Günaydın canım!"
Bade, arkadaşının koluna girerek yavaş adımlarla yürümeye başladı. Bergüzar da olmasaydı eve tıkılıp kalıyordu bu hamilelik sürecinde.
"Kahvaltı yaptın mı?"
"Evet, yapıp çıktım biliyorsun yemediğimde halsiz oluyorum..."
Gülümsedi Bade, "Bence kız olacak!" diyerek şakıdı. Kız olmasını istiyordu çünkü, kendisinin oğlu olacağını öğrendiği günden beri Bergüzar'a bu konudaki isteğini belirtiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERGÜZÂR (Mahalle Serisi - I) TAMAMLANDI
ChickLitBir kalbin en özel sevgi türüydü 'Yadigâr' yaşadığı mahallede oturan, sessiz sedasız içinde büyüttüğü armağanıydı 'Bergüzâr' Onların sevdası yaktı Osman'ı, özendirdi saf sevgiye Bade'yi. Mahalle/Yadigâr Serisi - I *Bu hikaye iki ana karakter üzerine...