Hellooo🙋♀️ Buraya bir şarkı bırakıyorum . Okurken dinlerseniz güzel effekt verecektir...
Sabahın ilk işıkları ile açtı gözlerini kadın. O masmavi gözlerle semanı seyr etti bir süre. Pencereden içeri dalan ışık ve manazara muazzamdı. Üstünü değiştirdikten sonra kızını uyandırmak için odaya sessizce giriş yaptı. Kendi - kendi nasılda melek gibi gözüküyor demekle yetindi. Sema, onun için öyle bir yappoz parçasıydı ki, her zaman nereye koysamda puzzle'm tamamlansa diye geçirirdi aklından. Ufaktan öperek, okşayarak uyandırdığı kızıyla sakince banyoya giriş yaptı. Hiç bir şey konuşmadan elini yüzünü yıkayıp, üstünü değiştirdi. Sadece yemek vakti diğe bildi kızının sorgulayıcı bakışlarına karşılık olarak. Neden bu kadar suskundu ki, bu gün acaba. Mutsuzmuydu? Bir insan doğduğu, büyüdüğü yere, evine giderken neden mutsuz olsun ki? Peki ya onu bekleyen tatsızlıkların farkındaysa?......M: Günaydın benim mavişlerime.
S: Hello dady.
E: Sema?!
S: Tünaydın baba.
E: Günaydın!
S: Günaydın baba.
M: Tamam aaaa yorma benim kızımı.
S: Kaya baba gelecekmi?
M: (Duraksar) Kaya baba? Galiba ben buna biraz geç alışacağım.
E: Evet kuzum ama buraya değil, uçağa gelecek.
S:Bizimlemi?
E:Yessss. (Kafasını çevirir) Mahmutcum buna alışsan iyi olur. Biz Semayla anlaştık ikinizede baba diye hitap edecek. Hatta sana öz babam, Kayaya ise Kaya babam diyor.
M: Benim açımdan hiç bir problem,sorun yok. Kaya için bilemem ama.
E: Sen bana tavırlımılısın?
M: Hayır (kafa sallar). Ama bence sen tavırlısın.
E: Evet canım, nede olsa aylarca gidelim diyen ve son anda siz gidin ben sonra geleceğim diyen ben değilim.
M: Ender lütfen yapma böyle. Sende biliyorsun dün sabahtan itibaren çok önemli iş adamlarını otelimizde konuk ediyoruz. Ilgileniyor olmam şart. Yemin ederim işim biter bitmez geleceğim. Bir gün bile olsun geç kalmam...
E: Tamamda. Madem ki sen gelmiyorsun ben neden seni bekleyemiyorum???? Neden ertelemiyoruz???
M: Ya Kaya var. O da bizimle gelecekti. Her şeyi hazır. Ne yapalım uçak biletimi alıp verelim adama???
E: Ya sorun oysa ben konuşur hall ederim.
M: Ya hem mürettebatta hazır . Şahika, Caner,Çağatay, hatta Yıldız bile bizi bekliyor. Ne yapalım hayatım??
E: Evet BIZI bekliyor BENI değil.
M: Lütfen....
E: öfffff. Okay no problem Mahmutcuğum. No problem. Tek seferlik affediyorum. Ama tek seferlik.
M: Seviyorum seni Mavişim .(yanağından uzunca öper)
E:(hafif gülümser) Bende.Mahmut bir kaç gündür kafasının karışık olduğunu fark ediyordu. Kendi kendine, sevdiği kadının anlamamasına dikkat ederek bir plan çiziyordu. Oyun oynayacaktı. Hemde kendi hayatı üzerine. Hep iki soru kurcalamıştı kafasını. Topu-topuna 3 yıl 3 aydır hep aynı şeyi düşünüyordu: "Acaba Kaya gerekçeyi öğrendiğinde ailemi kaybedermiyim? Acaba tüm yaşadıklarımızdan sonra Ender beni terk edermi?" Ama şimdi onun için üçüncü bir soru da belirmişti. "Acaba Ender beni gerçekten seviyormu? " Işte her kesin geleceği birinci ve ya ikinci değil, yalnız üçüncü sorunun cevabından sonra mağlum olacaktı. Bir oyun için bile olsa eski iki aşığı bir araya getirmek zorunda kalacaktı. Ya sonda her kes kaybedecek bir tek o kazanacak, ya da , her kes kazanacak, bir tek o kaybedecekti. Tabiiki onun asıl amacı eşinin ne kadar güvenilir olduğunu sorgulamak değildi. Çünkü güven sonradanda kazanıla bilecek bir kavram. Ama asıl sorun aradaki hakiki bağın olup olmamasındaydı....
E: Kaya? Merhaba. Çok beklettik mi? Kusura bakma.
K:Merhaba Ender. Bende yeni geldim zaten. Kızım?
S: Merhaba Kaya am....baba
K: Nasılsın birtanem?(yüzünü okşar, kucağına alır)
S:Iyiyim.
K: Mahmut nerede?
E: Gelemiyor.(göz devirir)
K: Ne? Nasıl yani?
E: Ya otelin önemli konuklarımı ne varmış. En çabuk bir kaç gün sonra gele bilecekmiş. Bana da erteleyemem falan dedi. Neyse ya boşver. Konustunmu Şahikayla? Nasılmış?
K: Iyi. Bizi bekliyor o da. Karşılamaya gelecek ne de olsa.
E: Güzel. Sorun yok o zaman.
K: Hımm evet. Ender bu arada ben bir kaç gün kızımla birlikte vakit geçirmek istiyorum. Yani, Sema, ben, Şahika güzelce zaman geçirmek bizimçinde iyi olur bence. Ne bileyim çiftliğe falan gideriz, sonra Beyoğluna gideriz ve ya deniz kenarına. Yer çok, zaman da bol. Zaten henüz yeni bir dava da almadım kızıma vakit ayırabilmek için. O yüzden yarın Semayı alsam, hatta istersen sen de gel. Uzun bir zaman olmuştur herhalde Beyoğluna gitmeyeli.
E: Evet uzun zaman oldu. Muhtemelen oraya değil, ama başka bir yere gide biliriz. Ne bileyim sahile falan ve ya başka bir yere . Yani problem yok benim için. Olur olur,gayette güzel olur.
K: Anlaştık o zaman (gülümser)
E: (kocaman güler) Anlaştık. Aaaa uyudu Sema. Canım kızım ya....uçak fobisi falanmı acaba? Neden uyusun ki, zaten daha yeni uyanmıştık. Hastalanıyor mu acaba?
K: Yok canım ne alaka, fobi,hastalık falan. Endişelenme, çocuk o uyur ,gayet normal bir hâl.
E: Öyle diyorsan....
K: Rahat ol.Neredeyse 3,5 saat (genelde 3saat 55dakika oluyormuş Londra-Istanbul) gibi süren yolculuğun sonunda uçak hava limanına inmişti. Ender,Kaya ve Sema üçlüsünü orada bekleyen 2 kişi vardı. Canlarından "can" olan Şahika (🤬) ve Caner( ♡). Sema yolculuk boyu hep uyumuş, neredeyse hiç uyanmamıştı. Ama babasının kucağında olduğu zaman duyduğu seslerle hafif irkilmiş ve sema mavisi gözlerini açmıştı.
S: Halaaaa. Halacımmm. (Şahikaya doğru uzanır)
Ş: Ohhh halasının kuzusu. Nasılsın bebeğim?
K: Şahika???? Sema sana ne kadar zamandır hala diye hitab ediyor????(çatık kaşla)
Ş: Konuşmayı öğrendikten itibaren...
K: Allah kahretmesin! Ve ben bunu daha şimdi biliyorum.
Ş: Abiciğim yani burada ne varki? Ben onun halası olduğum için, Sema bana hala diyor. Hem onun ismini bile ben koydum!
C: Hımmm öylemi? Sakın o ben olmayayım????
Ş: Hayır Canerciğim işte be....
E: Aaaa yeter be!!! Vır vır vır vır kafamı şişirdiniz. Tamam Caner sende! Ikinizde zaten Sema isminde tutturmuştunuz noldu şimdi? Niye kavga ediyorsunuz? Aaaa gelir gelmez başladılar yine...
Ş: Bu arada Mahmut nerede?
E: Gelemedi.
Ş: Aa niyeymiş?
E: Fransadan misarfirleri varmış. Neyse işte ya hadi gidelim üşüdüm ben.
C: Dayısının kuzusu gel bakayım bana (Şahikadan alır )
Ş: A Enderciğim yarın bizdeyiz ona göre. Güzel bir yemek yeriz, hem dertleşirize ha? Ne dersin?
E: Olur aslında zaten Kaya da Semayla birlikte olmak istiyordu. Neyse ya biz bir eve gidelimde akşama etraflıca konuşuruz.
Ş: Tamam o zaman .
E: Babay canım.
Ş: Görüşürüz Enderciğim.Kaya tüm bu olanları sakin bir şekilde karşılamaya çalışsa bile, akıl erdiremiyordu. Bu iki kadın ne zaman böyle içli-dışlı olmuştu acaba? Tüm bunlar, yani az once gördükleri gerçekmiydi? Ne ara bu kadar samimi olmuştular ? Yoksa yine ikisinden biri bir oyun peşindemiydi?? Yoksa zaman gerçekten de her şeyin ilacımıydı?....
Aksam....
K: Alo Ender ? Iyi akşamlar.
E: Merhaba Kaya. Bir şeymi oldu?
K: Yo hayır. Sadece Semayı merak ettim, mağlum bu gün az gördüm onu uyudu hep.
E: Kaya, Sema hasta. O yüzden uyuyormuş zaten.
K: Ne? Nasıl yani? Neyi var?
E: Ateşi vardı 38.7. Ilaç verdim uyudu az önce.
K: Ama ateşi yüksekmiş. Tamam ben geliyorum birazdan. Konum ata bilirmisin bana? Mağlum evin yerini bilmiyorum.
E: Aslında gerek yok. Iyi şuan. Hem yarın...
K: Ender merak etme sadece 15 dakika bakıp gidicem.
E: Tamam. Konum atıyorum o zaman. Görüşürüz.
K: Bekliyorum. Görüşürüz.Yazı hataları için özür dilerim 🙋♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON KEZ [EnKay]
FanfictionEğer 85.ci bölümde Enderle Kaya arasında biraz farklı olaylar yaşansaydı ne olurdu? Peki ya Enderin hayatına onu Kayadan daha fazla seven biri girseydi ??? {(18+) cinsellik içerir} . . . İki adam, bir kadın. Yarım kalmış seâdet, tükenmeyen aşk...