Hellooooo🙋🏿♀️son iki bölüm 🔥 ve ya finale bir kala 😊
1 hafta sonra....
C: Abla...
E: Efendim
C: hâlâ küsmüyüz ?(kedi gibi bakar)
E:(kaş kaldırır) no. Ama biraz burnun sürtsün öyle değil mi? Hemen seni bağrıma basmamı beklemiyordun herhalde...(yüz çevirir)
C: Ablam canım ablam...bugün benim düğün günüm...(ellerini açar) bari bugün yapmasan ha?
E: Evet, düğün günün. Hemde nikahlı karınla. Hahahahahaah. Ya sen sevin ki ben seni evime aldım be. (Göz devirir)
C: Hahhh tam senlik hareket. Vur vur yüzüme vur. Sanki benim evim yoktu.
E: Aa ne o ? Bozuldun mu yoksa? Mağlum... senin kârını ikna etmek çok zor. Böyle giderse 50 kez ev değiştireceksin sen. Ne yapalım? SAHIQUA bu. Her şeyi de beyendiremiyoruz....
C: Aman be... (el sallar) seninle konuşanda kabahat. Sanki ölüme gidiyorum....
E: Sen Alp'e dua et. Yemin ederim bitirirdim o şeytanı.
C: Ablacığım anlaşılan yine ejderliğin üstünde. Neyse ben kaçar. Mağlum damatım ya ben...keyfimin kaçmaması gereken yerde senin iyneli sözlerinle heba oluyor en güzel günüm.
E:(yüzüne dahi bakmadan) babay Canerciğim babay
C: Sana daaaa!!!Bir saat sonra her ikisi oradaydı kadınların. Pardon şeytan ve yılan, yoksa yılan ve akrep (Endo) mi demeliydim?
(Fotoğraf myensah instagram hesabından alıntıdır)
Şahika büyük bir merak ve heyecanla Enderin kafede görüşmek istemesinin, sebebini söyleyemesini bekliyordu. Aslında aklında bir kaç tahmin vardı. Ama kaybediceklerinden zerre haberdar değildi.
Ş: Ender? Neden beni apar topar buraya çağırdın? Mağlum az sonra kuaför gelecek ve ben bir gelin olarak henüz hazır değilim.
E: Şahikacığım ne bu telaş?(kendine has tınısıyla) ne o? Korkuyormusun yoksa benden?
Ş: Senden neden korkayım Allah aşkına?(göz devirir)
E: KATİLSİN de ondan!
Ş: Ender!!(etrafa bakar) sakin! Ya biri duyarsa! Ne yaptığını sanıyorsun ya sen????
E: Şimdi anladın mı benden ne için korktuğunu? Hı?
Ş: Ne istiyorsun? Söyle !
E: Ha şöyle....bir hizaya gel bakalım... ekspresso? Alalım mı?
Ş: Ender!!!
E: Korkma tamam tamam (gülümser)Elini çantasına uzatmasıyla mavi kapaklı bir tane dosya çıkardı Ender. Dosyanı Şahikanın önüne koymasıyla kalemi uzattı.
E: Hadi, imzala!
Ş: Ne bu??.(dosyayı açar) aaaaa....buu...hisse devir sözleşmesi....Ender sen çıldırdın mı????(gözleri büyür)
E: Aaa nç nç nç nç nç çok ayıp. Hiç görümceğe öyle denilir mi?
Ş: Tamam...benim canım görümcem...peki ben neden Argun Holdinge ait olan tüm hisselerimi 50/50 senin oğulların arasında bölüyormuşum????
E: Susmam için....ne için olacak ki başka?
Ş: ama bu çok değil mi Ender ya??? Ben ne zorluklarla sahip oldum bu hisselere...ne savaşlar ....ne mücadeleler verdim...sen bunu benden isteyemezsin...bunu bana yapamazsın!!!
E: Sen benim sırf Alp için susacağımı biliyordun. Öyle değil mi? Ama karşılıksız susmam...bu da aydın mesele...
Ş: ama Ender....
E: Hatayım bak...sen Alp'ın dadısını satın almadın mı? Ha? Aldın....dadı rahmetli Nejatin ilacını değiştirmedi mi? Allah aşkına direksiyonda aniden kalp krizi geçirerek kaza yapan adam sayısı ne kadar ki bu dünyada?? Ha? Hem de ne hikmetse sen kocanın yanında değil de, arka koltukta oturuyordun. Kaza sırasında hava yastığı açılmamış be adamın! Neymiş efendim arabada hasar varmış....Öyle zengin,milyarder birinin arabası hasarlıymış....demekki neymiş senin satın aldıkların arasında polislerde varmış....ama akıllı hareket, aferin...hizmetliyi değilde dadını kullanmak...
Ş: Nerden anladın???? Bu kadarını nerden anladın??? Tüm bu olayla...
E: Hahahaha sen beni hiç mi tanımadın hayatım? Bizim aynı evi paylaştığmız bile oldu be...
Ş: Nasıl dedim!!!
E: Kayayla Canerden bir gün sonra bende geldim.
Ş: Eeee?(suratı çökük)
E: E si sizin eve Alp'a uğradım. Evdeki hizmetliden dadının iki gündür oraya uğramadığını öğrendim. Mağlum benim fransızcam kötü, hatta yok bile. O yüzden fazla konuşamadım. Kadında inglizceyi kötü biliyordu. Sözün kısası hizmetliden zar - zor ala bildiğim adresle dadının evine gittim. Yerini bulsamda yoktu orda. Tüymüştü katil....Neyse rahmetli Mahmutun bir arkadaşı var ya Cüneyt...
Ş: Ateş mi?
E: Ta kendisi (parmağını oynatır).... komiser olan...yardım etti bana..kadının kaldığı yeri yarım güne buldu....e dadı ingilizceyi söküyormuş meğerse hayatım....hem sen çoğuna tek dil bilen birisini tutmazsın diye düşünmüştüm...yanılmamışım...e teklif ettiğim para seninkinden fazla olunca....öttü oda...
Ş: Allah kahr etmesin!(elini masaya çarpar)
E: Aaaa Şahikacığım lütfen ama kafedeyiz unuttun galiba...
Ş: Ne yapayım Ender ? Sevineyim mi?
E: Ayol adamın hayatta olan tek çocuğu ölmüş...doğru düzgün akrabası bile yokki senin peşine düşsün ... adamın milyarlarına konmuşsun...Alp 'ı her kes bir Alaca biliyor.. daha ne olsun...senin bu hisselere ihtiyacın bile yok ki...hem senin kaybedeceklerin daha fazla hayatım....Işin ucunda Kayayı kaybetmek var...
Ş: Eğer benimle yaptığın pazarlık patlarsa geçen sefer ki gibi tepetaklak olursun biliyorsun değil mi Ender??
E: Hahahahah hayır hayatım .... çünkü bu sefer her şeyi Kayaya bizzat kendim anlattım!
Ş: Ne????!!!!(Bağırır)
E: Bağırma her kes bize bakıyor . Merak etme eksik anlattım. Her halde katil dadını ve ya bilerekten Maydayı ön koltukta oturtmanı ve ya Alp'ı zarar görmemesi için evde bırakmanı, satın aldığın polisi, ve ya hemşirenin kan testinin sonuçlarını "temiz " olarak göstermesini, ve ya kazadan sonra ortalıkta kaybolan diğer aracın şoförünü.... ve daha neler..neler..kısacası bunların hiç birini anlatmadım. Ama merak etme Kaya seni sorgulamayacaktır. Benim sayemde ağabeyinle aran düzeldi be! Yat kalk bana dua et! Hadi imzala daha düğüne yetişmemiz gerek. Heyecandan unuttun mu yoksa?
Ş:....
E: Aaa lütfen...adam hiç kendi düğününü unutur mu? Pes doğrusu...
Ş: Allah belanı versin Ender....(yüzünü ellerinin arasına alır)
E: Hisslerimiz karşılıklı hayatım. Hadi çabuk ol. Vaktimiz kısıtlı. Hem düşünsene, Kaya, Yiğit, Erim,Caner hepsi seninle gurur duyacak...sevecekler seni...(alayla) hadi bebeğim...hadi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON KEZ [EnKay]
FanficEğer 85.ci bölümde Enderle Kaya arasında biraz farklı olaylar yaşansaydı ne olurdu? Peki ya Enderin hayatına onu Kayadan daha fazla seven biri girseydi ??? {(18+) cinsellik içerir} . . . İki adam, bir kadın. Yarım kalmış seâdet, tükenmeyen aşk...