Serendipity - Little Star 🌟

Üçümüz

2 Ay Sonra Düğün Günü

Jisung'dan
Heyecan içinde hazırlanmış Minho'yu bekliyordum. Diğer tarafımda da hazırlanan Jeongin vardı.

Felix ve Seungmin ellerinden geldikçe bize yardım ediyorlardı. Ama ikisininde hamileliği ilerlediği için karınları eğilmelerine engel oluyordu.

İçerde onlar dışında bize yardım eden hizmetliler bulunuyordu bu yüzden. İçerdeki bir omeganın bize hiç iyi bakmadığını fark ettim.

Bu bugünlük gelen hizmetlilerden biri gibiydi. Ben yanlış fark etmişimdir diye üstünde durmasam da bir yandan tedirgindim.

Ama sonunda ikimizde hazır olunca herkes çıkmıştı. Kapının çalması ile bizimkilerin geldiğini anladım.

"Gelebilir miyiz??"

"Gelin Jinnie hazır herkes!"

En önde Hyunjin girerken direk eşinin yanına ilerlemişti. Arkasındaki Changbin Hyungda onun gibi direk eşinin yanına gitti.

Arkasından bu sefer Chan Hyung ve Minho gelmişti. İkisi de bizim gibi heyecanlı görünüyorlardı.

"Çok güzel olmuşsunuz İnnie seni evlendirmesem mi ne yapsam. Kardeşimi paylaşma fikri hoşuma gitmedi şimdi."

"YAH HYUNG NE DİYORSUN? SEN NİYE EVLENDİN O ZAMAN? EVLENECEĞİM İŞTE!"

"Tamam minik tilki tamam. Şaka da yapılmıyor."

"Ay uğraşma çocukla Jinnie zaten evleneceğim diye sürekli bize de söylenip durdu. Daha fazla bebeğim ile buna maruz kalamayız."

"Ay diyene bak iki dakika da bir bebeğin olduğunu hatırlatıyorsun ama!"

"İkinizde dalgayı bırakın şimdi. Duyan yanlış anlayacak. Hadi Jeongin ve Jisung'u alın yavaştan aşağı inelim."

"Felix haklı çocuklar hadi. Bizde eşlerimiz ile sizden önce inelim salona."

Changbin Hyung konuşup lafını bitirince dördü bizden önce aşağı indiler. Minho gelip elimi tuttu ve biz dördümüz de odadan ayrıldık.

Adım atarken bile titreyen bacaklarım bana hiç yardımcı olmuyorlardı. Minho bunu fark etmişti, "Sakin ol minik sincabım. Bu kadar heyecan ile bayılmanı istemem."

"Min dalga geçme seni deşerim."

"Oww tehlikeli sincap sevdim bu halini. Yatakta da görmek isterim hırçın Sung'u."

"Minhoooo!"

"Tamam tamam."

Gülse de en sonunda susmuştu zaten bizde aşağı ulaşmıştık.

Büyük bir masayı bir araya getirip dördümüz için sandalyeler koymuşlardı. Yerime otururken salona bakıyordum.

Geniş salon tam anlamı ile tıka basa doluydu. Uzun süredir bu kadar insanı bir arada görmemiştim. Diğerlerinin düğününde bile bu kadar insan yoktu.

Yabancı uyruklu birçok insan vardı. Sanırım Chan Hyung olduğu için böyleydi. Yabancı ülkelerle iletişimde kalan hep oydu çünkü.

Düğün o kalabalıkta nasıl geçti, heyecanım ne raddeye geldi onu bile kavrayamamıştım. Düğün bitmişti sonunda Jeongin de bende isteğimize kavuşmuştuk.