Seungmin'den
Güne Felix'in kollarında uyanarak başlamıştım. Bu rahatlatıcıydı, yavaşça kollarından çıktım ve gerinerek yataktan kalktım. Bahçeye ilerledim, dün yemekten beri daha da çökmüş hissediyordum.İnsanların beni sevdiğini düşünürdüm hep, sırf birini reddettim diye dedikodu çıkması...
Demek ki sevgileri bu kadarmış, tabi biliyordum beni sevenin olduğunu hala ama hangi kısım daha fazlaydı beni seven mi yoksa dedikodumu yapan mı? Duygularım karmakarışık haldeydi.
Yere çöktüm, bahçedeki nöbetçiler beni fark etmişlerdi ama ses etmememişlerdi. Onlarda biliyordu dedikoduyu ve benim bunu ne kadar umursadığımı. Bu sarayda herkes bilirdi benim çok naif biri olduğumu. Bahçedeki kedilerden biri kucağıma doğru geldi, burda bulunan hayvanlar beni çok severdi.
Güzel tüylerini okşamaya başladım, mırıltı sesleri çıkarıyordu ve bu çok hoştu. Uzun süre kedi ile uğraştıktan sonra bahçeye Chan Hyung gelmişti, beni gördü yanıma gelerek "Seni sarayda aradık, bulamadık. Korktuk bir yerlerde ağlıyorsun diye. Yapma böyle tamam mı?" dedi. Sarıldı, bende ona sarıldım.
"Öyle bir şey yapar mıyım hyung, tamam üzülüyorum ama sırf gerçek olmayan bir şey için ağlamam ki. Benim ruh eşim elbet bir yerde vardır, beni sevmese de benim kötü karakterimden olmaz ki bu herkes herkesi sevmek zorunda değil sonuçta. Ruh eşi olmamız illa birbirimizi seveceğimize işaret değil. Bunu biliyoruz, bir çok insan ruh eşini sevmiyor ve başkaları ile yaşıyor." bunu dememle kaşları çatıldı.
"Eminimki sende ruh eşinde birbirinizi çok seveceksiniz Seungmin. Sakın kendini sevilmeyecek biri gibi görme bunu demesende bunu demek istediğini anlamayacak biri değilim." dedi. Sonra elimden tutup beni kaldırdı ve içeri geçtik.
Yine yemek vaktiydi, günümüz yemek ve eğitim ile geçiyordu ve bu çok sıkıcıydı. Krallığın hala bize geçmesi için uzun yıllar vardı ve bu benim için iyiydi. Kafamın rahat olması beni mutlu ediyordu.
Yemekte babamlar hararetli bir şekilde bir şeyler konuşuyorlardı. Babam " Seungmin, Chan, Jisung ve Felix bize niye Hyunjin ile tanıştığınızı söylemediniz." dedi. Felix ve Jisung aynı anda "Biz değil sadece Seungmin tanıştı." diye bağırdılar, onlar için bu sakince bir söyleyiş olsa da benim için bu bir bağırtıydı.
Babam devam etti "Neyse ne Hwanglar bizi davet ettiler, gitmemiz en uygunu onları zaten severim ve özledim de açıkcası. Ayaküstü sohbet ediyoruz ama bu pek tatmin edici değil. Anneleriniz de sürekli buluşup konuşurlar ama siz tanışmıyorsunuz bile nerdeyse. Kaynaşmanız için iyi olur sonuçta gelecekte yine bizim gibi krallıklar bir olucak." demişti.
Şaşırmıştım, birdenbire nereden çıkmıştı bu. Ama şimdi itiraz da edemezdim sonuçta itiraz etmek için bir sebebim yoktu, zaten neden itiraz etmeyi düşündüm ki.
Hyunjin bana ilgi göstermiş olabilirdi tamam ama sonuçta orda herkes birlikte olacaktı, hiçbir şey olmazdı. Bir yandan sevinmiştim sanırım, yani kalbim nedensiz bir şekilde hızla atmaya başlamıştı ve bir rahatlık gelmişti. Çok tuhaftı cidden, garip yani...
Sakin olamadığım ama öyle gözüktüğüm bir yemek zammından sonra yukarı kata çıktık. Felix'in odasında oturmaya başladık, yine Felix'in ısrarları üzerine instagrama selca atmaya karar verdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serendipity - Little Star 🌟
FanficSerendipity; Hoş, tesadüf, beklenmedik anda gelen mutluluk verici kaza. Omega nasıl olduğunu bilmeden kendini bir sevginin içinde bulmuştu... "Eminimki sende ruh eşinde birbirinizi çok seveceksiniz Seungmin. Sakın kendini sevilmeyecek biri gibi görm...