Hyunjin'den
Ne konuşmamız gerektiğini bilmiyordum. Ama bir yerden başlamalıydık. Odama geçmemiz için beni takip etmesini söyledim."Yani ne kadar inanırsın bilmiyorum ama bir rüya gördüm. Gördüğüm rüyayı Minho Hyunga anlatınca bunun iyi olmadığını söyledi. Bende açıkçası seninle görüşmek istedim. Bu yüzden babama sizi davet ettirdim."
Kafasını sallamıştı. "Anlatmak istersen dinlerim."
.
.
.Yıldızlı bir gecede teras katının balkonunda tek başımaydım, huzur bulduğum yalnızlık beni boğuyordu. Her zaman yalnızlığı seven ben korkuyordum sanki birini arıyor gibiydim. Terasın diğer köşesine gittim, birbirine sarılan iki kişi gördüm. Ne? O iki kişiden biri bendim, peki ben kime sarılıyorum. Dikkatli bakınca sarıldığım kişinin Seungmin olduğunu anladım peki neden ona sarılıyordum. Neden şuan burdayım neler dönüyor burda. Ben neler olduğunu anlamazken hıçkırık sesleri duyuyordum Seungmin hıçkırarak ağlıyordu, neden ağlıyorsun diye seslensem de beni duymuyorlardı. Seungmin'in hıçkırıkları yavaşça azaldı ve iç çekme seslerine yerini bıraktı. Hala ne olduğunu anlamamıştım. Şimdi Seungmin konuşmaya başlamıştı, " Çok acı çektim, ruh eşimin bile beni sevmeyeceğini düşündüm ailem ve arkadaşlarım dışında kimse beni sevmez diye düşündüm."
.
.
.
Rüyamı anlatınca biraz kötü olmuştu. Yüzü düşmüştü. Ne olduğunu merak etmiştim."Geçenlerde bir dedikodu yayıldı etrafta. Benimle sevgili olmak isteyen birini reddetmiştim. İntikamını alacağını söylemişti."
Kafasını eğmişti durum cidden canını sıkıyordu demek ki.
"Benim küstah biri olduğunu ve ruh eşimin bile beni sevmeyeceğini, evlenmeyeceğini söyledi."
Bu hangi gerizekalıydı. O bir melekti, kim onu sevmezdi ki...
"Şimdi seni görünce, o gün sinemada falan sana hoş davranmadım ve sen benim ruh eşimsin. Benimle birlikte olmak istemeyeceksin bile büyük ihtimalle."
Çok tatlı görünüyordu.
"Hayır, öyle düşünme birbirimizi tanıyıp sevebiliriz. Aklına kötü şeyleri getirme."
Biz konuşmaya devam ediyorduk. Uzun süre geçmişti, diğer odalardan kapı sesi vs duymayınca onların da konuştuğunu anlamıştım.
.
.
.Sonunda odalarımızın kapısı çalınmıştı.
Herkes odalardan çıkıyordu. Hepimiz birbirimize bakıyorduk.Aşağı yemek masasına indik.
"Çocuklar biz bir karar aldık. Hem sizin hemde krallığın adına eğer istemezseniz saygı duyarız."
"Açıkçası hepiniz ruh eşinizi buldunuz. Etraftaki dedikodular hepinizin canını sıkıyor biliyoruz. Bir süre birbirinizi tanımak isterseniz iki saraydan birinde toplu yaşamanızı istiyoruz. Biz bu süreçte yanınızda olmayalım diyoruz. Krallıkları da bu fikir ile birleştirmeyi düşünüyoruz."
Hepimiz şaşkınca onlara bakıyorduk. Birden böyle bir karar çok şaşırmıştı. Ama ben bunu isterdim ben Seungmin'i tanımak istiyordum.
Herkes birbirine bakıyordu. En sonunda Chan konuştu, "Herkese uyar mı bilmiyorum ama ben istiyorum Jeongin'i tanımak isterim."
Ondan sonra hepimiz onaylar mırıltılar çıkarmıştık.
" O zaman istediğiniz sarayda kalın o sürede bizde birlikte diğer sarayda kalacağız. En son kararınız ile de Krallıkların birleşip birleşmeyeğini kararlaştırırız."
Kafamızı salladık. Hep birlikte nerde kalmak istediğimizi konuştuk. En sonunda bizim sarayımızda karar kılmıştık.
Biz yavaşça odalar için ayarlamalar yaparken onlar kendi saraylarına dönüp eşyalarını almaya gittiler.
Ailelerimizde eşyalarını topluyorlardı. Onlarda o saraya gidiyorlardı.
.
.
.Diğer gün her şey hallolmuştu. Benim odam ile Seungmin'in odası, Minho Hyung ile Jisung'un, Changbin Hyung ile Felix'in, Chan Hyung (öğrenmiştim ki bizden büyükmüş) ile de Jeongin'in odası yan yanaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serendipity - Little Star 🌟
FanficSerendipity; Hoş, tesadüf, beklenmedik anda gelen mutluluk verici kaza. Omega nasıl olduğunu bilmeden kendini bir sevginin içinde bulmuştu... "Eminimki sende ruh eşinde birbirinizi çok seveceksiniz Seungmin. Sakın kendini sevilmeyecek biri gibi görm...