Hyunjin'den
Çarpıştığım çocuk çok tatlıydı ve dayanamayıp kiyowoo diye bağırmıştım, bizimkiler beni ordan uzaklaştırırken içim bir tuhaftı. Çocuğun arkadaşları da onun kadar şaşırmış duruyorlardı. Biraz zaman geçince bizimkiler eski yerlerine geri döndüler çocuk da hala görüş alanında bir yerlerde sweatshirt bakınıyordu.
Yakınına gitmek istedim ve yanına ilerledim. Çocuk yakınında beni görür görmez irkilmişti, ne var der gibi bakıyordu. Ona şirin bir şekilde "Merhabaa!" dedim, bana tuhaf tuhaf bakıp merhaba diye mırıldandı. "Çok tatlısın, seninle tanışmalıyız!" dedim.
Bana bakıp kararsızlık içinde tamam dedi. "Ben Hyunjin, Hwang Hyunjin. Hwang Krallığı'nın ilk varisiyim." dedim. Bana şaşkınca bakıp "Seungmin, Kim Seungmin. Kim Krallığı'nın varisiyim." dedi. Bende onun bana baktığı gibi ona bakmaya başladım.
Seungmin'den
Şimdi karşımda okuduğum o efsanenin aşk meyvesi olan ilk prens mi vardı. Resmen kalakalmıştım sonunda bizimkiler yanıma gelince o ortamdan çıkıp beğendiğim birkaç şeyi kasaya götürdüm.
Aklımda delicesine o dolaşıyordu. Ailesinin aşkından çok etkilenmiştim çünkü benim ailemin yaşadıklarına benziyordu ve bu ilgimi çekmişti.
Bu kadar neşeli biri olması çok tuhafıma gitmişti tamam belki onu tanımıyordum ama hakkında illaki bir şeyler duymuştum mesela "Soğuk prens, yüzünden başka bir işlevi yok, başa o mu geçicek" gibi sert şeyler...
Tabiki söylenenler söylenti idi her kesimde olan gibi çekemeyen insanların sözüydü ama insan yine de soğuk biri olabileceğini düşünüyordu en azından. Bu kadar neşeli biri olması yüzümde bir tebessüm oluşturdu.
Tabi hemen bunu yüzümden sildim bizimkilerin imalarını duymak istemem sonuçta. Mağazadan çıkıp sinema bölümüne gittik, güzel bir film seçmiştik. Filmin başlamasına çok bir zaman olmadığı için sinema salonuna doğru ilerledik. Biz oturduktan sonra yanımıza gelenlerle şaşırdım, Hyunjinler...
Ne kadar klişe ama bir o kadar gerçek işte. Filmden önce reklamlar oynarken Hyunjin bana bakıyordu. Çok tuhaftı cidden bu yaşadıklarımız. Birbirimizin prens dahi olduğunu bilmeyen, normal iki insan şeklinde takılıyorduk oysa hiçbir yerde böyle olmazdı ama doğru bizim krallıklarımız normal değildi zaten.
O hala bana bakarken film başlamıştı, bu filmi izlemek için uzun süredir bekliyordum hiç kafamı başka bir şeye yoramazdım. Pür dikkat filmi izlemeye başladım. Uzun bir süre sonra araya giren filmle bizimkilere haber verip lavaboya ilerledim.
Hyunjin'den
Filmi zaten izlemek istemezken Seungmin ile karşılaşmam daha çok isteksizliğimi artırmıştı. Film başlarken filme pür dikkat dalmıştı. O filmi ben onu izlerken tam bir klişenin ortasında olduğumun farkındayım ama napabilirdim o böyle güzelken filmi mi izleseydim.
Araya girince kalkmıştı sanırım lavaboya gidicekti. Peşinden gitmek istesemde arkadaşları ve bizimkiler yanlış düşünür diye yerimde kaldım.
Kısa zaman sonra yerine döndü, arkadaşlarından çilli olanla bir şey konuşup yerine yerleşti. Işıkların sönüp reklamların başlaması ile salon sessizleşmeye başlamıştı. Kafamı ona doğru eğip çok tatlısın dedim. Bana yine sinirli bakışlarını atıp arkadaşlarından tarafa döndü.
Yazık bana da ama olmaz böyle biz iki muhabbet edemeyecek miyiz yarimle. Evet ben bu çocuğa iyice çekilmiştim bir şekilde yakınlaşmam gerektiğini hissediyordum.
Anlamlandıramıyordum içimdeki sesi ama uyuyordum yine de. Film başlarken susmak zorunda kalmıştım, sonuçta filme önem verdiği belliydi rahatsız edersem kendimden soğuturdum.
Bu isteyeceğim son şey bile değildi. O filme yoğunlaşmışken ben onu izliyordum, benden rahatsız olucağını bildiğim için ara ara gözlerimi filme çeviriyordum. Kısa süre sonra film sona erdi, onlar direk dışarı yöneldiler.
Bizde yavaşça kalktık ve dışarı çıktık. Changbin ve Minho Hyung bana bakıp duruyorlardı. Filmde yanımda oturdukları için benim ne yaptığımı bildiklerini anladım. Yine de ses etmediler ve ilerlemeye başladık, yemek yerlerine geçip oturduk.
Yemeklerimizi alıp yemek yemeye koyulduk. Yemek yerken aklım hala ondaydı bir türlü kafamdan atamıyordum. Cidden neden hala kafamdaydı neden etkilendim ki ondan. Moralim ne hale gelmişti, hiç daha önce böyle bir şey yaşamamıştım ki.
Benim hakkımda ne kadar çapkın vs denilse de hiç gerçek bir ilişki içine girmemiştim ya da kimseye gerçek bir sevgi beslememiştim. Bu farklıydı, çok farklıydı bunu anlayabiliyordum.
Ama imkansız geliyordu hiç tanımadığım sadece prens olduğunu bildiğim birine sevgi besleyemezdim saçmaydı bu. Yemekleri yiyip kalktık onlarda bize yakın bir yerlerde yemek yiyorlardı, şimdilik bir kenara bırakıp eve dönmek için çıkışa yöneldik.
Bizimkiler bende bir şeyler olduğunu sezmişti çünkü neşeli yanım sönmüş sessizce arabada oturuyordum.
Eve varana kadar sessizlik sürdü, eve varınca odama ilerledim. Tabi peşimden bizimkilerde odama geldi. Yatağıma oturduğumda yanıma oturdular, kafamı Jeongin'in bacağına koydum. Benim ne olduğunu anlatmamı beklediklerinin farkındaydım.
Ama ne diyeceğimi ne olduğunu ben bile bilmiyordum ki. "Onu görünce bir tuhaf oldum, ne olduğunu anlayamadım ilk kez gördüğüm birine aşık olacak biri de değilim ki." dedim. Bizimkiler bunu zaten biliyorlardı, Changbin Hyung sakince "Belki de bazı şeyler seni ona çekmiştir ne olduğuna anlam veremesekte ortada bir çekim var." dedi.
Onlara onun Kim Krallığı'nın prensi olan bir omega olduğunu söyledim. Biraz daha oturup bunları düşündükten sonra kafamızı dağıtmak için oyun salonumuza inip oyun oynamaya başladık. Hala kafam çok da dağılmasa da biraz daha iyiydim.
Akşam yemeği vaktine kadar zaman öldürmüştük. Yemek vakti geldi masaya oturduk. Büyükler kendi aralarında konuşmaya başlamıştı, sabahları ne kadar sessiz ve saygılı bir yemek olsa da akşamları bu masa neşelendir sesler içinde kalırdı.
Ailelerimizin yakın olması buna yol açıyordu sanırım. Kimse konuşurken saygı ekine gerek duymuyordu bu çok güzeldi. Ortaya laf atarak bugünkü olayı üstü kapalı bir şekilde prensle tanıştığımdan bahsettim.
Babam buna sevindi "Kim Krallığı'nı çok severim kralla da yakınız ne kadar çok ziyaret edemesekte iletişimde kalıyorduk. Sizinde tanışmanız iyi olmuş." dedi. Şaşırmadım çünkü zaten yakın olmasa şehri ortak kullanacak kadar bir güven oluşmazdı. Biraz daha bunları konuşarak yemeği sonlandırdık, odalarımıza dağıldık.
Bu gece tavana bakarak bugünü düşüneceğim belli olmuştu. Uzun süre düşünerek tavana bakarken yavaşça gözlerim kapanmaya başlamıştı.
Little Star 🌟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serendipity - Little Star 🌟
FanfictionSerendipity; Hoş, tesadüf, beklenmedik anda gelen mutluluk verici kaza. Omega nasıl olduğunu bilmeden kendini bir sevginin içinde bulmuştu... "Eminimki sende ruh eşinde birbirinizi çok seveceksiniz Seungmin. Sakın kendini sevilmeyecek biri gibi görm...