İstisna

607 60 5
                                    

Minho'dan

"Jisung hadi çıkalım hazırsan!"

"Geliyorum bir dakika!"

Kapıdan çıkan Jisung'a dönüp baktım. Hızlıca yanıma gelip elimi tutmuştu.

Dünkü kızgınlık dönemi yüzünden zor bir gün geçirmişti. İlaçlar olsa bile zorlanmıştı.

Şimdi de biraz rahatlasın diye deniz kenarına gidecektik. Ormana yakın bir deniz kenarı vardı. Hem orman havası hem de deniz havası çok iyi olurdu.

Jisung heyecanla aşağı indi. Bütün gün evde oturmak onun gibi enerjik biri için zorlayıcı oluyordu. Hızlıca dışarı çıkıp bir arabaya bindim. Arabayı ben sürecektim.

Özellikle bugün kimseyi yanımızda istemiyorduk. O da yanımdaki koltuğa bindi ve arabayı çalıştırdım. Aldıklarımızı arka koltuğa yerleştirmiştik zaten.

"Daha iyisin değil mi Sung? Yorgunsan erken döneriz?"

"Hayır Min iyiyim gerek yok. Rahatımıza bakalım güzelce."

"Peki."

Geri kalan sürede radyodan şarkı açmış birlikte söyleyerek yola devam etmiştik. Arada bakışırken yol zevkle geçiyordu.

Geldiğimiz alanla Jisung'un tepkisine baktım. Gözlerini irileştirmiş hayranlıkla etrafa bakıyordu.

"Burayı çocuklarla biz tasarladık. Küçükken hep kendimize ait bir alan istemiştik. 16 yaşına geldiğimde diğerleri ile isteğimizi dinlemiş ve ona göre yapmışlardı.

Tabi ondan sonra ufak değişiklikler yaptık. İstersen ağaç evimize çıkabiliriz. Bir de ilerde kulübe var orda da vakit geçirebiliriz."

"Minho burası çok güzel. Neden böyle bir şeyden hiç bahsetmedin?"

"Uzun süredir gelmiyorduk ve aklımdan çıkmıştı bile. Bir sürü şeyle uğraşırken güzel şeyleri unutuyorum arada. Asla unutamayacağım bir istisna dışında güzel şeyleri hep unuturum."

"Ne ki o istisna?"

"Tabiki sensin Jisung bu da soru muydu şimdi? En büyük istisnam sensin."

Bu dediğime gülümseyerek tepki verdi.

"Ağaç eve çıksak olur mu? Daha önce hiç ağaç ev görmedim!"

"Nasıl istersen sincabım."

"Bana böyle seslenme sevmiyorum demiştim sana!"

"Ama sen sadece benim sincabımsın."

En derin sesimle ona sincabım dediğimde mayışmıştı.

"Neyse... de o zaman..."

Sesi aşırı kısık çıkmıştı. Çok tatlıydı ve bu hali çok hoşuma gitmişti. Dayanamayıp yanaklarını sıktığımda mızmızlanmıştı.

"Hadi ağaç eve çıkalım."

"Aldıklarımız ne olacak peki?"

"Ağaç evden inip kulübeye geçeriz onları da orda yeriz."

"Peki o zaman."

Yavaşça ilerlemeye başladık. Merdivenleri tırmanıp ağaç eve girmiştik.

"Burası çok güzel olmuş Min! Kim dekore etti burayı?"

"Hepimizin ortak payı var herkes birlikte seçti desem doğru olur."

Serendipity - Little Star 🌟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin