İyi okumalar. ✨
Medyada Barlas🌸
Araf KARAN
Arabaya binip arkama yaslandım. Bakışlarımı direksiyona çevirip parmaklarımla direksiyonda ritim tutmaya başladım.
İğrenç bir akışkanlık...
Öyleydi!
İğrenç bir o kadar da tehlikeliydi bu iş. Kaç kez ameliyathanenin önünde adamlarımı, kardeşlerimi bekledim bilmiyorum, kaç kez onları beklettim bilmiyorum. Sayamayacağım kadar çok gidip geldim bu hastanenin alıştığım koridorlarında...
Bazı alışkanlıklar can yakar. Bu da yakıyordu ama canının yanması gerekiyor hayatın gerçekliğini görmek için. Canın yanacak... Yanacak ki can yakasın!
Böyledir bu işler. Aldığın her yıkıcı darbede düşeceksin ve bir öncekinden daha güçlü bir şekilde ayağa kalkacaksın. Kalkamazsan ya ölürsün ya geri çekilirsin.
Ben geri çekilmezdim çünkü pes etmek bana göre değildi.
Uğur'un kendi arabasına doğru ilerlediğini görünce kornaya bastım. Beni görünce yönünü değiştirip bana doğru gelmeye başladı. Arabanın etrafından dolanıp kapıyı açtı ve yanımdaki koltuğa oturdu. Kapıyı kapatınca arabayı çalıştırıp bahçe kapısına doğru sürmeye başladım arabayı.
"Ağabey benim aklıma takılan bir şey var."
"Dinliyorum."
"Barlas'ın hedefindeki kişi sensen bizi neden Sedat'a yönlendirdi?"
Sorduğu soruyla göz ucuyla ona bakıp tekrar önüme döndüm. Barlas eğer beni iyi tanıyorsan Sedat'ın yanına kendim gideceğimi bilirdi. Hedefteki bensem neden böyle bir şey yaptı?
Uğur, Sedat'ın yanına gidip Barlas hakkında hiçbir şey öğrenememişti. Yağız'ın bildiklerinin aynısını neredeyse Sedat da anlatmış.
Bu, 'Biz Barlas'a kafa yorarken başka düşmanlar mı edinmiştik?' sorusu doğuruyordu kafamda.
Ya da en basitinden ben her şekilde hedefteydim ve Sedat'ın yanına giden ben olsaydım yine saldırıya uğrayacaktım.
"Şu depoya bir gidelim her şeye bir cevabım olacak."
"Daha önce bizi bu kadar zorlayan birisi olmamıştı."
Uğur'un kendi kendine hoşnutsuzca söylediği şeye ben de hak verdim. Doğru söylüyordu, daha önce karşımızda bizi bu kadar zorlayan birisi olmamıştı. Tüm rakiplerimi kolaylıkla bulurdum ama bu farklıydı. Barlas'ı tanımıyordum bile, daha önce yüzünü görmediğim, namını duymadığım birisiydi. Oysaki tüm mafyaları tanırdım. Yeni birisi olsa bile bu kadar güçlü olamazdı.
Kaşlarım fark ettiğim şeyle çatılırken Uğur'a baktım. Bu benim aklıma daha önce nasıl gelmedi?
Kendimden emin bir şekilde, "Barlas, yer altında çalışıyor." dediğimde Uğur'un da kaşları çatıldı. "Bu yüzden bu kadar güçlü." dedikten sonra önüme döndüm.
"Elimizin yetişemediği tek yerde." Bana döndüğünü hissettim. "Yer altının ismini uzun zamandır duymuyordum. Şimdi ne oldu da ortaya çıktılar?"
"Bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığı kesin." diyebildim sadece.
Yer altı her türlü pisliğin döndüğü iğrenç bir yerdi. Sessizdi, pis işlerin gürültüsünü yutacak kadar hem de. Bizim işimiz yoktu orayla, oradakilerin da bizimle işi olmazdı. On yıldan fazla olmuştu yer altının ismini duymayalı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİME TAHT KUR
Teen FictionHayatı boyunca geçmişinden ve hayatını mahveden adamdan kaçan, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, kimsesi olmadığı için yalnızlığı kendisine arkadaş edinmiş bir genç kızın; bir gece yarısı evine dönerken bir anda önüne çıkan yaralı adama ettiğ...