İyi okumalar.✨
Medyada Araf🌸
Araf KARAN
Kapının çalınmasıyla kafamı önümdeki dosyalardan kaldırıp gelene baktım. Rana kafasını içeriye uzatıp, "Efendim, misafirleriniz geldiler." dedi.
Kafamı olumlu anlamda salladığımda odadan çıkıp tekrar kapıyı kapattı. Karşımdaki deri koltuklara oturan Uğur ve Kıvanç'a baktım, ikisi de bana bakıyordu.
"Gidiyor muyuz ağabey?" diye sordu Uğur.
"Birazdan." dedikten sonra tekrar önüme dönüp son kalan kâğıdı da imzaladım.
Daha sonra kalemi iç cebime koyup ayağa kalktığımda Kıvanç ve Uğur da kalktı. Ben önden kapıya doğru giderken onlar da beni takip ettiler.
Odadan çıkıp toplantı odasına doğru ilerledik. Açık olan kapıdan içeriye girdiğimde odadaki sekiz adamın bakışları bana döndü. Beni görünce en yaşlıları olan Recep amca dışındakiler ayağa kalktı. Sert ve kendimden emin adımlarla koltuğuma doğru ilerledim. Yerime oturduğumda Uğur ve Kıvanç da iki yanıma oturdular. Ayaktakilere bakıp elimle oturmalarına dair bir işaret verince yerlerine oturdular.
"Hayrola oğul? Neden bizi buraya topladın?"
Recep amcanın konuşmasıyla arkama yaslandım ve dirseklerimi masaya dayayıp parmaklarımı birbirine kenetledim.
"Kadir'i tanıyorsunuz, değil mi?" diyerek konuya giriş yaptım.
Bakışlarımı hepsinim yüzünde tek tek gezdirip tepkilerine baktım. Hepsinin kaşları çatılmıştı. Kadir'le aramızda olan husumeti hepsi biliyordu ve bugün, yıllar sonra Kadir konusunu açmam kaşlarının çatılmasına neden olmuştu.
"Tanınmayacak biri mi?"
Bu soruyu soran kişiye çevirdim bakışlarımı.
Hakan GÜNEŞ; silah kaçakçılığı yapan şerefsizin tekiydi. Tabii biz işine son verene kadar öyleydi. Gemilerle ülkeye sokmaya çalıştığı kaçak silahları tek tek denize dökmemiz gözünü korkutmuştu ve artık kaçak silah getirmiyordu. Ayrıca getirdiği silahları yaş sınırı olmadan herhese vermesi de işine taş koymamızda büyük bir etkendi.
Yoksa bize neydi? Yanlış bir şeyler yapılmadığı sürece kimsenin işine taş koymazdık.
Şu an işine devam ediyor ama silahlar kaçak değil ve herkese verilmiyor.
Benden bir cevap beklediklerini fark edince yerimdem biraz doğrulup, "Kadir, iki adamımı vurdu." dedim.
"Bu işte adamlarının vurulması kadar normal bir şey yok Araf."
Bu sefer Recep amcanın yanındaki konuşan kişiye çevirdim bakışlarımı.
Erol TEKİN; ara sokakların çete lideri.
Yetimhanelerden kaçmış çocuklara hırsızlık yaptırıp karşılığında da kalacak yer veriyordu. Onun işine de son vermiştik. Yanındaki çocukları kendi yanıma almıştım, benim emrin altında çalışma karşılığı Erol'un vaad ettiği şeylerin çok çok daha fazlasını vaad etmiştim. Yaptıklarından pişmanlardı ama başka çareleri olmadığı için Erol'un yanında çalışıyorlardı, teklifim onlara cazip geldiği için de hemen kabul etmişlerdi.
Erol da şu an ara sokaklarda açtığı barları işletiyordu, elini ayağını çekmişti çocuklardan çünkü biliyordu...kırardım elini, ayağını.
Dün ölen iki adamım da yıllar önce teklifimi kabul edip bana güvenenlerdendi.
Adamlarımın birçoğu yetimhaneden kaçıp sokaklarda kalan 16-18 yaşlarında çocuklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİME TAHT KUR
JugendliteraturHayatı boyunca geçmişinden ve hayatını mahveden adamdan kaçan, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, kimsesi olmadığı için yalnızlığı kendisine arkadaş edinmiş bir genç kızın; bir gece yarısı evine dönerken bir anda önüne çıkan yaralı adama ettiğ...