38. Bölüm / Her Şeyinle Her Şeyimsin

7.8K 315 754
                                    

Herkese merhaba cağnım okuyucularım!

Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir. 🌸

Biraz beklettim sizleri ama beklediğinize değecek uzunlukta bir bölüm yazdım, umarım beğenirsiniz. 🖤

Oylarımızı verelim, yorumlarımızı yapalım. 🖤

Hikâyemiz 40 bine doğru gidiyor ve hala oy sayısında 5 bini görebilmiş değiliz. Bu biraz... Üzücü. :')

Neyse uzatmayayım. :)

Hepinize iyi okumalar diliyorum. ✨

Ecmel KARAN

Gözlerimi ağır ağır açıp etrafıma uykulu gözlerle baktım. Siyahlarla döşenmiş bir odada olduğumu görünce biraz yerimde doğruldum. Kafamı, üstüne koyduğum ve yastık olarak tahmin ettiğim şey ise Araf'ın vücuduydu. Fark ettiğim şeyle yüzüm asıldı.

Uyuyakalmışım...

Araf'ın bacağımın üstüne koyduğu elini yavaşça kaldırıp karnının üstüne koyduktan sonra üstüne attığım bacağımı kendime doğru çekip yatakta oturdum. Bakışlarımı alışık olmadığım aydınlık odada gezdirip yerimde gerindim.

Her sabah uyandığımda odamın içi karanlık ya da loş olduğu için aydınlık ortama alışık değildim. Bu gördüğüm kâbuslar yüzündendi ama artık görmüyordum kâbus falan... Araf sayesinde.

Dağınık olduğunu tahmin ettiğim saçlarımı elimle düzeltip Araf'a dönük oturdum ve gülümseyerek onu izledim. Uyumadığını biliyordum çünkü kaşları çatık değildi. Elimi ona doğru uzatıp alnına düşen birkaç tutam saçı geriye ittim daha sonra elimi geri çekip onu izlemeye devam ettim.

İlk kez normal bir çift gibi sabahlıyorduk. Birlikte uyumuştuk ve birlikte uyanmıştık. Ben apar topar yattığım yerden doğrulup burada ne işim olduğunu sorgulamamıştım ya da her şeyin güzel bir rüya olduğunu düşünüp tekrar uyumaya çalışmamıştım.

"Manzara güzel herhalde?"

Araf'ın sesiyle ona baktım. Gözleri hâlâ kapalıydı. "Çok," dedim yüzümdeki gülümsemeyi silmeden. "Severim bu tarz manzaraları." Onun sözlerini çalmak hoşuma gidiyordu.

Gözlerini açıp bana baktı. Yerinden doğrulup saçlarını karıştırınca az önce geriye doğru ittiğim saç tutamları tekrar alnına dökülmüştü. Ben ona hayran hayran bakarken bir de elini ensesine atıp boynunu sağa sola kütletmişti. Gözleri tekrar gözlerimle buluşunca gülümsemeye çalışıp, "Günaydın!" dedim.

Bana doğru eğilip elini yanağımın üstüne koyunca gözlerimi kırpıştırdım. Ben durmasını beklerken boynunu hafifçe yana yatırıp yüzünü boynuma gömünce gözlerimi kapattım. Boynumu kokladığını hissettiğimde kalp atışlarım çoktan hızlanmıştı. Kurumuş dudaklarımı yalayıp elimi havaya kaldırdım ve ensesine koydum. Boynumu öpüp geri çekilince gözlerimi açıp yakınımdaki yüzüne baktım.

"Gün, aydı."

Yakınımda durup nefesini hissettiğimde başımın dönmesi yetmiyormuş gibi bir de aniden dudaklarının arasından çıkan güzel sözcükler içimi kıpır kıpır ediyordu.

Gülümseyerek ensesindeki elimin parmaklarını saçlarının arasından geçirdiğimde kafasını hafifçe yukarı kaldırıp gözlerini kapatmıştı. Aniden verdiği tepkiye bir anlam veremediğim için kaşlarım çatıldı.

"Yapma yavrum."

"Neyi yapmayayım?" dedim anlamayarak.

"Şunu yapma!" dedi dişlerinin arasından. Hâlâ neyi yapmamam gerektiğini anlamamıştım ki bir şey yaptığım da yoktu.

KALBİME TAHT KURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin