İyi okumalar.✨
Medyada Mısra🌸
Ecmel ÖZKAN
Hızla gözlerimi açıp yerimden doğruldum. Bakışlarımı etrafta gezdirip her şeyin kâbus olduğunu fark edince rahat bir nefes alıp terden dolayı yüzüme yapışan saçlarımı geriye ittim. Gözlerimi kapatıp derin derin nefesler alarak hızlı hızlı atan kalp atışlarımı kontrol altına almaya çalıştım.
Yine aynı kâbusları görmüştüm. Buğra burnumun dibindeydi, iğrenç nefesi yüzüme çarpıyordu. Çok gerçekçiydi... Her zamanki gibi.
Bu kâbusları görmemi engelleyen tek şey de ya Araf'la birlikte uyumamdı ya da Araf'ın yatağında uyumamdı. Tam olarak etken hangisiydi bilmiyorum. Hasta olduğum günün sabahı uyandığımda Araf'ın yatağındaydım, sarhoş olduğum günün sabahı ise yine Araf'ın yatağındaydım ama Araf da yanımdaydı. Diğer gün yanımda mıydı bilmiyordum bu yüzden de bunu tam çözememiştim. Araf'a dün soracaktım ama unutmuştum.
Daha iyi olduğumdan emin olunca üstümdeki örtüyü kenera çekip ayaklarımı yataktan sarkıttım. Bir anda bir ürperti gelince kollarımı ovuşturdum. Dün akşam bu kadar soğuk değildi ki ev.
Ayağa kalkıp yavaş adımlarla dolabıma doğru ilerledim. Kapaklarını açıp içinden siyah kalın bir hırka çıkarttım. Onu üstüme geçirdikten sonra pencereye gidip perdeyi açtım. Dışarısı henüz aydınlanmamıştı.
Arkamı dönüp kapıya doğru ilerledim. Odadan çıkıp banyoya gittim, hızlıca işlerimi halledip saçlarımı da elimle düzelttikten sonra banyodan çıkıp salona gittim. İkili koltuğun etrafından dolanıp koltukta uyuyan Araf'ın tepesinde dikildim. Onu baştan aşağı süzünce gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Koltuğa sığmamıştı. Dizinin birkaç santim aşağısı koltuğun dışından sarkıyordu. Dün akşam burada kalmak istediğini daha doğrusu kalacağını söyleyince ben de bir şey dememiştim. Ama Araf'ın amacı burada kalkmak değil benimle birlikte uyumakmış. Ben de buna izin vermemiştim. Sonuçta sadece sevgiliydik ve birlikte uyumamız doğru değildi, tabii bana göre böyle.
Araf biraz homurdanıp kararıma saygı duyduğunu söylemişti ve ben sadece onun o hâline gülmüştüm. Kendi kendine söylenirkenki hâli çok komik ve sevimliydi.
Yüzümdeki gülümsemeyle Araf'ın yanına oturdum. Elimi yanağının üstüne koyup gözünün birkaç santim altını baş parmağımla okşadığım sırada çatık olan kaşları düzelmişti. Bu durum benim kaşlarımın çatılmasına neden olurken elimi geri çektim. Onun kaşları tekrar çatılınca bu sefer de benim kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı.
Neydi bu şimdi?
Elimi tekrar yanağına koyup okşadığımda kaşları yine düzelmişti. Bu anı hemen kaydetmem gerekiyordu. Etrafta gözlerimi gezdirdiğim sırada orta sehpanın üstünde duran Araf'ın telefonu dikkatimi çekince elimi ona uzattım.
Bir anda kolumdan tutulmamla irkilerek Araf'a baktım.
"Yavrum oyuncak mıyım ben?"
Şaşkın bir şekilde yüzüne bakıp, "Gerçek değil miydi o?" diye sordum.
"Değildi."
Yerinden doğrulup elini ensesine attı ve boynunu sağa sola kütletti. Ben bu hâline saf saf bakarken bakışlarını bana çevirdi.
Hemen kendimi toparlayıp, "Rahat uyuyamadın mı?" diye sordum.
"Uyudum ama sen yanımda olsaydı daha rahat uyuyabilirdim." diyerek bana doğru uzanıp yanağımı uzunca öptü. Gözlerimi kapatıp anın tadını çıkarttım. Birkaç saniye sonra geri çekilince gülümseyerek, "Bir gün o da olur." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİME TAHT KUR
Novela JuvenilHayatı boyunca geçmişinden ve hayatını mahveden adamdan kaçan, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, kimsesi olmadığı için yalnızlığı kendisine arkadaş edinmiş bir genç kızın; bir gece yarısı evine dönerken bir anda önüne çıkan yaralı adama ettiğ...