HASRETE DAİR ŞİİRLERİM

ÖZALP MAZİDEN KARELER

kaybettiğimiz analarımız babalarımız  kardeşlerimiz  eş dost  arkadaşlarımız  meğer evimizin direkleri  bayramımızın öpülecek elleri  mutlu günlerimizin sevinçleri  meğer onlarmış ve kaybettikten sonra  anlıyoruz değerlerini.  kaybetmeden önce bilelim değerini anne babanın kardeşin arkadaşın dostun.kaybettikten sonra üzülsen ağlasan ne çare.sessiz gemi ayrıldı limandan  kara toprağa erdi vuslata .

Bir hikaye anlat bana içinde sevgi olsun

Bir rüya anlat bana annem  babam olsun
Sevginin en temizi aşkların en sadesi
Çocukluk yıllarımın siyah beyazı  olsun

Dönen bir topaç gibi geçti çocuklugumuz
Uçan bir uçurtmaydi bizim toy gençliğimiz
soğuktan çatlamıştı ellerim parmaklarım
Kokumuz karılmıştı nuri lef lef cilasında 

Bana bir dost anlat babam gibi sadık olsun
Sırtımı dayadigim çınar ağacım olsun
Sol yanımda annem sağ yanım babam olsun
Birinin rengi siyah birinin beyaz olsun.

Siyahlarda saklıydı özlemler ve sevdamız
Beyazlarda yaşardı toz pembe hayallerimiz
Siyah beyaz renkliydi bizim hayat hikayemiz
Renkli bir uçurtmaydi bizim toy gençliğimiz.

Annem babam gideli tüm renkler soluk kalmış

Renklerin en güzeli meğer annem babammış

Biri çınar ağacım biri şefkatli  yuvam 

Şimdi  soğuk çerçevede cansız resimleri kalmış

Güneş o gün soluk doğar üstüne

Nedeni belli olmayan bir mutsuzluk

Her şeye veda niteliğinde bakar gözlerin

Meğer ayrılığın zamanı gelmiştir

Yaşananlar geride yaşanacaklar yarım kalır

Sigaran yarım çay bardağın yarım

 randevusuna sadıktır  ölüm

yüzü soğuktur ölümün.

Gelir bulur seni ansızın

Yoksun artık bu dünyada yoksun artık sen

Yoksun  bir çay içimlik dost sohbetlerinde 

Yoksun  artık beş adımlık özalpın yollarında 

evden barktan  mahalleden bihaber

üstüne titrediğin sevdiğin  sevdiklerin artık sensiz

Sen ondan o senin halinden habersiz 

Çeşme başı sohbetleri sensiz

Musluklar akar sensiz göz yaşları akar sensiz

Bir ağıt şarkısı olursun dillerde güftesiz namesiz

Ektiklerin yeşerecek ardından

mevsimler geçsede yağmursuz

İşte sende ölümü tattın

İster kusurlu yaşa ister kusursuz

Biz aciz insan oğlu işte buyuz

Dün geldik bu gün yaşadık yarın yolcuyuz

Üç güne sığdırmak istediğimiz dünyanın

Aç gözlü fani yolcusuyuz ...

Malın mülkün saltanatın namın değerin şatavatın

isteklerine ermez vuslatın Unutma ölüm var ölüm.

Tenceren de tasında çömleğinde tavanda

Ne tenler yatar ne ahular ve ne ahu gözler

Bir gün toprak olacaksın sende her kes gibi unutma ölüm var ölüm

Dünya dediğin kainatta bir zerre

Malım mülküm saltanatım dediğin dünyada bir zerre

Ardında bırakmadan herşeyi girmeden kabire

Hergün ama her gün hatırla ölüm var ölüm.

Duymak bile ürpertirken birde aslını sen düşün

Yaz ayındayken kapına dayanmadan kışın

Biraz düşün taşın uykuların kaçsın

Bir gün mutlaka sana da ölüm var ölüm.

Ne gariptir insan oğlu ne garip

Duyduğuyla sağır gördüğüyle kör

Gören kör duyan sağır gafletten uyan

Ölüm var ölüm.

Toplanacaklar başına eşin sevdiklerin evlatların

Dostların kahvehane  arkadaşların sırdaşların

Menfaatçi çıkarcıların.

Daha ilk haftadan unutulacaksın gel etme eyleme

Ölüm var ölüm.

Gelen aldandı giden aldandı

Nice padişahlar nice sultanlar krallar dar ağacında sallandı

Hepsi bir gerçek iken birer yalan ve hayal oldu

Gerçek olan tek şey ölüm var ölüm.

Doğruyu anlatana kulak tıkadık

Gerçeği gösteren aynalara kızıp kırdık

Nice az kalpler kazandık nice nice kalpler kırdık

Alacağı hatırladık vereceği unuttuk

Unutma ölüm var ölüm.

Cilveli ömür dediğin tas tamamı yetmiş yıl

Yarısı uykuyla geçti geriye kalan yetmiş bayram

Kimi yıl mutlusun kimi yıl geçer hüsran

Varda hesabını sen yap ama aldat ama aldan

Hesaptan geriye kalan ölüm var ölüm.

Bu bayramda geçti giden ömür sermayesinden gitti

Bir bayrama daha erermi ömür belkide son şeker son ziyaret

dünyanın herşeyi gaflet delalet zulüm diz boyu kalmamış merhamet

Kucakla affet.af dile silkelen.yakanı bıraksın gaflet

Allah tan dile af dile merhamet nedamet

Haline şükret göster sabır sukunet 

Hemen yanı başında bekleyen ölüm var ölüm.