NOSTALJİ özalp

22 5 0
                                    

Gelin size bir siyah beyaz hikaye anlatayım .

özalpi anlatayım  dünüyle bu günüyle  acısıyla tatlısıyla fakirini zenginini  anlatayım  

gönül fakirini  gönül zenginini  zulada yatan aşklarını.  dostluklarını  uzun kış gecelerini 

yazlarını  tozunu toprağını çamurlu yollarını  anlatayım . anlatmaya kelimeler yetmez  gelin size 

siyah beyaz fotoğraflarla anlatayım.


Kışın ağır yükünden kurtulmuş çilekeş babalar. kar ve fırtınadan yorulmuş kerpiçten evler güneşin baharın güler yüzü sımsıcak çorak tepelerde. filizlenmiş helekoklar  extedax dağlarında kopup gelen deste deste uşkunlar.fakirliğiyle zenginliğiyle varlığıyla yokluğuyla hoş gelmiş bahar yine özalpa bahar hoş gelmiş.   

yürü sokaklarını özalpın hotto lastik kokan trabzon pazarı sera kokan sebzeci eşref amca meyvanın has kokusunu burnuma sunan manavcı abdullah amca tatlı kokan tatlı dilli pastahaneci mızo ığdırlı xelil amca köylüye işkence traşı eden berber ali berber helim berber selahattin saraylı berber haci.   

hangi özalpli unutabilir aşk gemisini muzaffer amcayi mavin saraylı  yasini her hayvan aşk gemisi sayesinde arabaya binme şerefini aşk gemisine borçludur. eşşek bile camda başını çıkarıp hava atmıştır diğer hayvanlara.. kim unutabilir gomakuloyu YA ALLAH münübüs aliyi bordo mavi münübüs emekli hanifi abiyi yeşil renolu kenan abiyi son dönemlerin SON BAKIŞ isimli münübüsüyle fantom memoşu. çarşıda sesler bir birine karışmış yankılanıyordu. 

 boyacılar  ayna  gibi 

balıkçılar  van gölü 

taksiciler  saray  saray 

xale edo tıvır razaye 

sebzeciler  sö kilo seda

simsar rayıf amca  dönerdere taşolmi pimirem noşar  duvarda koreli boyacısı  bir gün mutlaka aziz kıyatmaz .

pineci babam pineci xale mısto pineci muşlu emmi


sıraya dizilmiş saray saray diye bağıran saraylı taksiciler NEO diye köylüye bağıran hacibatıran  

Nusret ve zeki amcadan aldığımız kırık eti büsküvitleri sümerbankın sokağındaki meyve kokuları manavcı neşeli dayı .

cerrahın sinemasından  ses yankılanıyordu anfide   boyları kadar olan oynanacak filimin afişini eline alıp mahalle mahalle dolaşan  afişte kadir inanırın resmi filmin adı ENAYİ sörtlü xudöda demeli ANAYİ

Sörtlü memo sörtlü xale nuro  dama oynarken  muhammed ali kılayın böks maç radyoda spikerin sesi yankılanırken  ünlü mekanlarımız turist lokantası  londra pastahanesi  kıbrıs çayevi 

beş kardeşler çay evi   eroğlu kıraathanesi 

bağır bir demli çay tam çayı yudumlarken hastahane önünde sanki çanakkale savaşından yaralı taşınıyordu köylü gardaşlar tırpanla biçmiş yine bir birini ne namus belasına nede vatan sevdasına topu topuna ya bir yudumluk su yada bir ineğin kahvaltılık otuydu sebep.


tırpan yarasıdır bu fitil tutmaz 

merhem kar etmez

yeşil sulak otlar çayırında

kuru inadımdır beni bu hale koyan

dudağımda gül sineler değilde

bez tampondur benim .


tam çayı yudumlarken kıbrıs çayevinin önünde toz dumana karışmış gelen ne bir atlıya benzer nede ralli şampiyonu şumahher gelen frensiz kornasız xale nayo yılmaz güney almış bir köylüyü altına sürüklemiş 300 metre sonrada adama bağırıyor değmesin adamın değecek bir şeyi kalmamışki zaten adamın her yanı kan revan burası avrupa değil gardaş burası özalp van 

güler yüzlü fırıncı bilal amcanın somun kokusu fırıncı ramazan amcanın  açık ekmek  kokusu kokuyordu buram buram yüzünde emekçi bir tebessüm fevzi remzi ve nazmi topuz kardeşlerin yüzünde hep o sıcak tebbessüm.

çorbacı haci sılahın çorbası her sabah içini ısıtırdı insanın mele sebrinin selası insanın içine ölümün gamını kederini yerleştirirdi kıble bılağının suyu serinletirdi içini insanın aydemirin bahçesi gölgeydi tepemizde zulasıydı mekanıydı kumarbazların.

Adana karpuzu gelmiş arapla nadoyla  

çerxoda karpuzları gece nasıl talan edecek diye  planını yapıyordu tüm karpuzcuların korkulu rüyasıydı çerxo .

saatler süren yorgunluğun ardından kırık bir iki karpuzu alır almaz soluğu çayırda alırdık karpuz elimizde istasyon yolu çayırında çimenler mis kokardı karpuz mis kokardı uzaktan trenin kornası kulakları sağır edercesine vagon camlarında boynunu dışarı çıkarmış turistler gelir geçerdi bizim özalpin kara treni nereden gelirdi nereye giderdi aklımız pek ermezdi.aklımızda kalan tek şey tren raylarındaki koku ve trenin heybetli  geçişi . 


ana yurdumuz  baba yurdumuz   ekmeğimiz  aşımız  sütümüz yoğurdumuz

 tattığımız ilk dostluğumuz      çocukluğumuz  gençliğimiz 

son durağımız  çınar ağacımız   özgürlük uçurtmamız  dönen topacımız kalbimizde hasret kurdumuz.


bu siyah beyaz fotoğraflardaki  öte tarafa göç edenlere allahtan rahmet  geri kalanlara sağlık afiyyet tüm anılarda güzel hatırlanmak dileğiyle.....

HASRETE DAİR ŞİİRLERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin