tatlı bir uyku ve tatlı bir rüyaydı çocukluk ekmak kaç para hayat kaç para
siyaset politika kaç kuruş sağ yapmak nereye sol yapmak nereye çıkar umurundamı çocuğun
büyük baş küçük baş nedir zengin nedir fakir nedir rütbe nedir saltanat nedir çocuğun dünyasında pembe bir kaç hayali vardır. dağ gibi yenilmez kahramanı babası. şefkatli meleği ilk aşkı annesi ve sımsıcak ailesi .
benim bir kaç hayalim vardı 12 lik şiş kızak mekap yada esem ayakakkbı plastik yıldızlı top
Bir kez sinemaya gidip tam film seyretmek birde mavi gök yüzünde özgürce uçan bir uçurtma .
evet yine yola çıktım arıyorum şarkısı son ses o şarkı söyleniyor
biraz sonra yine sinemeda film başlayacak o şarkıyı hep duyduğumda
ablamın çantasından biriktirdiği bozuk paraları alıp soluğu sinemanın önünde alıyordum
kapıda BİŞAR amca ve CERRAH amca bu defada çocuksun diye beni içeri almıyor
paran yoksa son beş dakika kala alırım diyor. paran varsa çocuksun diyor. ah be cerrah amca
ne olurdu beni içeri alsan diye sessiz masum hep beklerdim kapının yanında. belkide merhamete gelirde alır beni içeri diye .
İçeride kurşun sesleri geliyor CINO kalleşlerle dövüşüyor böyle dövüşlü bir filmde merhamet et cerrah amca etme eyleme bak film bitti bitiyor en sonunda halime dayanamadı binbir mihnetle de haydi içeri gir dedi heyecanla soluğu içeride aldım bir kaç dakika geçmeden
en sevmediğim an SON diye yazınca keşke hiç içeri girmeseydim diye asık suratla çıkıp başka bir güne başka bir filme girerim diye ensemi kaşıya kaşıya çıkıp küçük oluşuma büyümediğime kızıyordum bende bir gün büyüyecektim mihnetsizce biletimi alıp içeride en ön koltukta oturup çekirdek çıtlaya çıtlaya heyecandan zıplaya zıplaya EROL TAŞIN CINO nun TAMER YİĞİTİN SERDAR GÖKHANIN MURAT SOYDANIN YILMAZ GÜNEYİN filmlerini seyredecektim.
Ah ulan hayat yine yaptın yapacağını yine yalan yine bin bir hileli sahtekar yüzün
Bir verip bin almaktan hiç sıkılmazmısın .
Anneyi babayı aldın ömür dedik dostu arkadaşı aldın yazgı dedik
Sevdamızı elimizden aldın kader dedik
Kara gurbetlerde umut arattın kısmet dedik
Bir verip bin aldın eyvallah dedik
Aslında senin hileli yalanlarını biliyorduk
Ama görmemezlikten geldik
Çocukken bile bir uçurtma uçurtmaya kalksam rüzgar toz duman olup elimden alırdın
İlk arkadaşım babamdı baba oğuldan öte iki iyi arkadaştık
Yine zamansız geldin yine kopardın benden bir parçamı
Sayende korkusuz tasasız bir düş kuramadım hep erteledin tüm arzularımı
Anladımda ve zaten biliyordum yalanlarını
Baba yetmedi sonrada aldın cantanem anamı
Kimseye mutluluk ve saadet vermedin
Aldın tüm aldıklarını çaldın tüm çaldıklarını
Zamanımı gençliğimi yarına dair umutlarımı
Herkesten aldığın gibi benden de aldın alda başına çal
Kazanan hep sen oldun. de haydi git mutlu musun
al yalanlarını çal başına
Senin herkese verdiğin tek mükaafat
Nurunu yitiren bir çift göz
Titreyen el ayaklara bir baston
Sayfa sayfa karıştırılacak bir fotoğraf albümü
Hayallere dalacak yorgun bir hafıza yaşlı bir çift göz
Mutsuz yuvalara pencereden alaylı bakarsın
Mutlu yuvalara ateş salarda kah kaha atarsın
Sevdalılara hasret ve hüzündür mükaafatın
Batsın yerin dibine senin tahtın saltanatın
Seninle mutlu olan birini göster bana yalancı
Bende bir gün giderim
Sen yalanlarınla kalacaksın sahtekar yalancı
çocukluğumuz fakirlikle sokaklarında yarım
gençliğimiz geçti gurbet ellerinde boş anlamsız ve yarım
aydemirin bahçesinde bir kumar oynadık seninle
sen karsın bende zararın
bu gün dedin yarın dedin meğer hepimiz aldanmışız
bizim tek karımız bize kalsın çocukluk anılarımız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASRETE DAİR ŞİİRLERİM
ŞiirBitmez dediğin ömür bitti işte Sağında solunda herkes bir bir gitti işte Kiminin gözü yolda kaldı Kiminin tebbesümü kaldı son gülüşte Hayat budur işte aldattı bizi bahar Aldattı bizi başımıza zamansız...