24.Bölüm-Sırılsıklam

35.4K 1.3K 415
                                    

Merhaba!

100 BİN OLMUŞUZ! O ZAMAN HALAY DKMCKDMCKDMKDM

Gerçekten çok şaşkınım, okuduğunuz için hepinize teşekkür ederiim! 

Fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Keyifli okumalar!

Şuraya bir tarih atayım, 9 Şubat 2021.

Şuraya bir tarih atayım, 9 Şubat 2021

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

.

.

24.Bölüm

Mehmet'le buluşalı iki gün olmuştu ve dün gece düşünmekten uyuyamamıştım. Buraya ilk geldiğim zamanki Arın tekrar beynimin içinde dolaşmaya başlamıştı ve şuan Mehmet'le flört gibi bir dönemde olduğum için kendimi çok huzursuz hissediyordum.

Oflayarak sadece bir saat uyuyabildiğim yataktan kalktım. Terliklerimi giyip sinir bozukluğuyla pencereye doğru yürürken çok ses yapmış olmalıydım ki Ebru abla uyuduğu yerde hareketlendi. Dudağımı ısırdım ve kafama bir tane vurdum. Depresyona mı girmiştim ben ya?

Perdeleri aralayıp dışarıya baktım. Hava bulutluydu ve yağmur yağacak gibi duruyordu. Ama muhtemelen yağmazdı. Ani bir kararla saate baktım. Yediyi on sekiz geçiyordu ve çocukların uyanması için bir saatten fazla vardı.

Bu anı değerlendirmeye karar vererek hevesle dolabıma koştum ve içinden bir eşofmanla sweat alıp hızlıca giyindim. Saçlarımı gelişi güzel toplayıp telefonumu ve kulaklığı aldıktan sonra odadan çıktım. Önce çocuklara bakmaya karar verip odalarına girdim. İkisi de mışıl mışıl uyuyordu. Anlık sevgi patlamasıyla yanaklarından öptüm. İnşallah uyanmazlar.

Sessiz sesiz odadan çıkarken son kez çocuklara bakmak için başımı arkaya çevirdim ama yürümeye devam ettim.

Kapıya yetişmişken tam başımı çevirecektim ki bir yere tosladım. Daha doğrusu bir bedene, Onur Bey'e.

Bir anda aşırı yakın olduğumuzu fark edip aynı anda geri çekildik. Elim saçlarıma giderken bakışlarımı kaçırdım. "Günaydın."

"Günaydın. Bir yere mi gidiyorsun?"

Başımı salladım ve ani bir kararla, "Evet, yürüyüş yapayım dedim biraz. Birlikte gidelim mi?" diye sordum. Soruş şeklim saçma olmuştu sanki biraz ama buna daha sonra çıldırabilirdim. Beklentiyle ona bakarken kararsızca çocuklara baktı. "Peri ve Asaf?"

Omuz silktim. "Uyanmadan geliriz. Ebru abla evde zaten."

Başını salladı ve gülümseyerek arkasını dönüp odasına girdi. "Hırka alıp geliyorum."

"Aşağıdayım." Deyip merdivenlerden indim ve mutfağa geçip su içtim. Ben mutfaktan çıktığımda Onur Bey ayakkabılarını giyiyordu. İçimdeki gereksiz enerjiyle sekerek yanına ilerlediğimde ne yaptığımı fark edip kafama bir tane geçirdim. Kendine kendime fısıldaşırken Onur Bey'le göz göze geldiğimde utançtan yerin dibine girmek istedim. Çok şükür bu günde rezil oldun Arın.

Anne -dadı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin