29.Bölüm-Siyah ve Beyaz

28.1K 1K 191
                                    

Merhaba! Öncelikle beklettiğim için özür dilerim fakat beklediğinize değdiğini düşünüyorum. Çok sevdiğim ve uzun bir bölüm oldu.

Özellikle 22 Nisan'ı bekledim, çünkü bugün tam birinci yılımız! Geçen yıl tam bu saatlerde yazmaya başlamıştım, şu an 232 bin okunmaya sahibiz. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Fazla uzatmak istemiyorum, bölümde son kısıma bir şarkı koydum. Onu açarak okuyabilirsiniz, ve son olarak Arın'ın gelinliğini de koyup gidiyorum.

 Onu açarak okuyabilirsiniz, ve son olarak Arın'ın gelinliğini de koyup gidiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar!

.

.

.


Gerginlikle derin bir nefes aldım ve saçlarımda son kez tarağı gezdirip bıraktım.

Bugün düğün günümüzdü. Düğün demek çok doğru olur mu bilmiyorum ama yaklaşık elli kişilik bir nikah töreni ve arkasından kendi çapımızda bir eğlence olacaktı. Küçük bir kır bahçesinde yapacaktık.

Kendimizce yaptığımız küçük çaplı kına gecesinin ardından Murat abim beni kendi evine getirmiş, düğünden önceki gün burada kalmamı istemişti. Bende kabul etmiştim ve sonuç olarak şuan gerginlikten ölür bir vaziyette kaldığım oda da heyecanımı yenip Murat abi ve Sevde'nin yanına gitmeyi bekliyordum.

Telefonumun mesaj sesini duyduğumda bakışlarımı aynadan çekip telefonuma çevirdim.

Onur:
Günaydın karıcığım.

-Günaydın, müstakbel kocam.

Onur:
Kahvaltı yaptın güzelim? Ne zaman gidiyorsunuz kuaföre?

-Heyecandan öldüğüm için henüz odadan bile çıkmadım.

Onur: Düğünümüzde bayılıp kalmak istemezsin değil mi güzelim? O yüzden şimdi kalk ve odadan çıkıp kahvaltıya git.

-Her halükarda bayılıp kalacakmışım gibi bir his 😬

Ben yeni bir  mesaj beklerken telefonum çalmaya başladığında ekranda çıkan fotoğrafımıza sırıttım ve yeşil tuşu kaydırıp telefonu kulağıma koydum.

"Efendim?"

"Sesin çok kötü geliyor  Arın. Bu kadar gerilmene ve heyecan yapmana gerek yok güzelim."

Ağlarcasına derin bir nefes aldım ve gözlerim dolarken konuşmaya başladım. Heyecandan ağlayacak olmazdım değil mi? 

"Sen onu bir de bana sor. Elimde değil Onur. Çok fazla gerginim ve içimde garip bir his var."

Anne -dadı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin