Selaaaam biz geldiik!
Keyifli okumalar!
.
.
.
8.Bölüm
Onur Erez'le bir haftadır görüşmüyorduk. Yani, işleri aşırı yoğun olduğu için eve gelmiyordu.
Annesinin geldiği gün ben yukarıda sinirden ağlayıp çocuklarla ilgilenirken onlar bağırmaya devam etmişlerdi. Sonra Hülya Hanım gitmişti ancak en son ne konuştular bilmiyordum.
Onur Bey'le hala konuşamamıştık. Bu konuyu konuşup bir karar vermemiz gerekiyordu. Ya ben defolup gidecektim ya da köşe bucak kaçarak Peri ve Asaf'la ilgilenmeye devam edecektim.
Onur Bey'e çok sinirliydim. Aptal. Ben bakıcı olduğum için 'varoş' mu oluyordum? O kariyer sahibi bir iş adamı olabilirdi ancak insanlık kariyerle ölçülmüyordu.
En basitinden bizim o gözlerimizde çok büyüttüğümüz –işini hakkıyla ve saygıyla yapanlar hariç- doktorlar onlara çok soru sorduğu için yaşlı teyze ve amcaları azarlıyordu. Ya da ne bileyim, bilim insanları, insanları bile isteye zehirleyecek, öldürecek şeyler üretirken onlar kariyer sahibi olduğu için çok iyi ve önemli insanlar mı oluyorlardı?
Tabii ki de hayır!
Bir insanın değeri, kariyeri ya da okuduğu okulla, mesleğiyle ölçülemezdi.
Düşündüklerimle sinir kat sayılarım artarken stresten ağrıyan başımı ovdum ve Asaf altını değiştirip üzerini giydirdim. Onu kucağıma alıp aşağıda olan Peri ve Ebru ablanın yanına gittim.
"Kahve içelim mi kız?"
"Olur abla." Dedim ve Asaf'ı kardeşinin yanına uzandırıp bileğimdeki tokayla saçlarımı topuz yaptım.
Salondaki koca aynada kendimle göz göze geldiğimde bedenimi süzdüm. Göz altlarım mosmordu. Geceleri uyuyamıyordum. Üzerimdeki özensiz penye alt ve tişörte gözlerim kaydı.
Görünüşüme hep önem verirdim. Benim için görünüşüm her zaman çok önemliydi. Ancak şu an ki paspal halimle fazlaca kötü görünüyordum.
İç çektim ve arkamda beni seyreden Ebru ablaya gülümsedim.
"Arın. Üzme bu kadar kendini canım benim. Onur Bey doğru olanı yapacaktır eminim."
"Annesinin dediklerini duymadın mı abla? Kadın resmen bana sürtük muamelesi yaptı! Kendimi her gördüğü erkeğe sulanan biri gibi hissettim!"
Bir boğaz temizleme sesi duyduğumda dolu gözlerimi salonun girişine çevirdim. "Biraz...Konuşabilir miyiz Arın?" diyen Onur Bey'i başımla onayladım ve Ebru ablaya bakıp Onur Bey'in peşinden ilerledim.
Gerginlikle ellerimi üzerime silip mutfağa girdim.
Onur Bey pencereden dışarıyı seyrediyordu.
Geldiğimi fark edince boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
"Arın ben senden Hülya Hanım adına çok özür dilerim. Böyle hissetmeni istemezdim ama şunu bil ki senin öyle bir kadın olmadığını biliyorum."
Başımı salladım ve mimik oynatmadan, "Teşekkürler, özür için." Diye mırıldandım.
Birkaç saniye sessiz kaldık. Ben ayaklarıma, o bana bakıyordu. "Çıkan magazin haberlerini halledeceğim. Bi' konuşma falan yaparım... Bilmiyorum. Ama sakın aklından gitmeyi geçirme Arın! Senin bir suçun yok! Gitmene gerek! Peri ve Asaf'ı, bizi bırakma Arın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne -dadı-
Romanzi rosa / ChickLit● Evden kovulup iki meleğin annesi olan, Onur'un hayatının anlamına anlam katan Arın'ın hikayesi. * "Sizi anlamıyorum Onur Bey! Neden bir anda böyle davranmaya başladınız?!" "Çünkü sana deli gibi aşık oldum!Seni deli gibi kıskanıyorum!" * ● // Ba...