17.Bölüm
"Şu mağazaya girelim mi?" Stresle ellerimle oynarken başımla Onur Bey'i onayladım ve birlikte çocuk kıyafetleri satan mağazaya girdik. Hala Selim'i davet ettiğimi söyleyememiştim.
Onur Bey, bir elbiseyi gösterdi. "Bu nasıl?" Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Gel yardım et, ben galiba bu işten hiç anlamıyorum." Dedi gülerek. Hafifçe güldüm ve konuya bodoslama daldım.
"Onur Bey ben Selim'i çağırdım."
Başını elbiselerden alıp bana çevirdi. "Nereye?"
"Çocukların doğum gününe. Biliyorum size sormadan yapmamam gerekirdi ama bir anda ağzımdan kaçtı. Lafın gelişi söyledim o da hemen kabul etti gerçekten çok özür-"
"Tamam, tamam sıkıntı yok." Dedi ancak bu durumdan ne kadar rahatsız olduğu çok belliydi. Tanımadığımız bir adamı birkaç kişi arasında olacak organizasyona çağırmıştım! Of Arın of!
"İsterseniz bir şekilde gelmemesini söylerim-"
"Madem bir kere davet ettin, gelsin artık. Hadi, çocuklara kıyafet alalım. İşimiz uzun gibi görünüyor."
Omuzlarımı düşürdüm ve hiçbir şey diyemeden kıyafetlerin arasında kaybolduk.
*
Peri'nin üzerini son kez düzelttikten sonra elini tutum ve kabinden çıktık.
Kabinlerin önünde bizi bekleyen Asaf ve Onur Bey'in yanına geldiğimizde Peri'nin elini havaya kaldırarak onu kendi etrafında döndürdüm. Giydiği pembe elbise ona o kadar yakışmıştı ki...
"Çok güzel olmuş değil mi?"
Onur Bey gözlerini kızından alamayarak başını salladı. "Peri gibi olmuş." Gülümsedim.
Onur Bey, Peri'yi kucağına aldı ve yanağından öptü. Ardından bana dönüp, "O zaman bu elbiseyi alıyoruz?"dediğinde, "Kesinlikle." Dedim.
Peri'nin elbisesini hızlıca ödeyip aldıktan sonra bu mağazada Asaf'a bir şey bulamadığımız için başka bir çocuk mağazasına gittik. Aklımda yaptığım hadsizlik dolanmaya devam etse de sonunda Asaf'a çok güzel bir pantolon ile gömlek alıp mağazadan çıktık. Başım ağrımaya başlamıştı.
"Yemek yiyelim mi?"
"Olabilir."
"Tamam o zaman...Ne yesek?"
"Kumpir?" diye bir öneri sunduğumda Onur Bey'in gözleri parladı. "Mükemmel fikir."
Yüzündeki ifadeye gülümsedim ve en üst kata çıkmak için yürüyen merdivenlere doğru ilerlerken, "Çocuklar ne yiyecek?" diye sordum. "Buluruz bir şeyler." Deyip göz kırpınca aptal ergenler gibi heyecanlandım. Hemen bakışlarımı kaçırıp Asaf'la ilgileniyormuş gibi yaptım.
*
Kumpirlerimizi afiyetle yedikten sonra toparlanıp AVM'den çıktık ve eve geldik. Çocuklar o kadar yorulmuştu ki, yapmak istediğimi yapıp arabada uyumuşlardı.
Onları yataklarına yatırıp üzerlerini değiştirdikten sonra duş almaya halim bile olmadığını fark ederek duş almaktan vazgeçtim ve direkt pijamalarımı giyip kendimi uykunun kollarına bıraktım.
*
Sonunda büyük gün gelmişti. Bu gün ikizlerin doğum günüydü!
Ah tabi, bu heyecanımı bastıran iki duygu daha esir almıştı bedenimi. Gerginlik, mahcupluk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne -dadı-
Literatura Feminina● Evden kovulup iki meleğin annesi olan, Onur'un hayatının anlamına anlam katan Arın'ın hikayesi. * "Sizi anlamıyorum Onur Bey! Neden bir anda böyle davranmaya başladınız?!" "Çünkü sana deli gibi aşık oldum!Seni deli gibi kıskanıyorum!" * ● // Ba...