Aslında bölümü biraz daha bekletip atmayacaktım ama dayanamadım dkdkdkd
İyi okumalar <3
.
.
.
4.Bölüm
Çalışmaya başlayalı tam iki ay olmuştu bu gün. Çocuklarla ve Ebru ablayla çok çabuk kaynaşmıştık. Ebru abla gerçek ablam gibi olmuştu, çocuklarsa... Nedense çocukları kendi evlatlarım gibi benimsemiştim.
Gece bazen saçma sapan hayaller kuruyordum. Mesela çocukların gerçekten annesi olmak ve Onur Bey'le evli olmak gibi...
Sonra ne yaptığımı fark edip kendime kızıyordum. Ne de olsa ben toy bir genç kızdım öyle değil mi? Böyle hayaller kurmak bir genç kız için normaldi ancak benim için değildi. Patronun hakkında böyle hayal kurmak hoş değildi. Çünkü ancak kendini kandırırdın ve üzülen sen olurdun.
İmkansızı istemek...
Benim yaptığım tam olarak buydu.
Kapı çaldığında Ebru abla açmaya gittiği için salata yapmaya devam ettim. Dün gece çocuklar geç uyumuşlardı ve saatin akşam beş olmasına rağmen hala uyuyorlardı. Bende bu boş vaktimde Ebru ablaya yardım ediyordum.
"Hoş geldiniz."
"Hoş bulduk Ebru Hanım."
"Hoş bulduk." Gelen yabancı sesle kaşlarım çatıldı. "Merhaba ben Senem."
"Merhaba Senem Hanım. Memnun oldum."
Sesler yaklaştı ve mutfaktan içeriye Ebru abla girdi. "Misafir mi var?" diye sordum tepkimi belli etmemeye çalışarak. Sinir olmuştum.
"Evet, Senem diye kadın." Başımı sallamakla yetindim.
Birkaç dakika sonra Onur Bey mutfağa gelmişti. Mutluydu. Neden acaba?
İstemsizce gözlerimi devirdim.
Ne yapıyorum ben ya? Gerçekten fazlaca aptalım.
"Ebru Hanım sofrayı salona kurar mısınız?"
"Tabii Onur Bey. "
Onlarla ilgilenmeyip dolaptan tabak çıkarmaya başladım. Bu esnada Onur Bey'de ocağın üzerindeki tencerelere bakıyordu.
"Ellerine sağlık." Birkaç saniye sessizlik oldu ve Ebru abla mutfaktan çıkarken üzerimde bakışlar hissettim. "Çocuklar nerede Arın?"
Saygımı bozmamak adına Onur Bey'e döndüm ve hafifçe tebessüm ettim. Garip bir şekilde bakıyordu.
"Dün gece geç uyudular. O yüzden öğle uykularına iki buçukta yattılar ve hala uyuyorlar." Başını salladı ve kirli sakallarını kaşıyarak, "Anladım." Diye mırıldandı. "Ben gidip bebeklerime bakayım."
Cevap verme gereksinimi duymadım ve çıkarttığım tabakları alarak Onur Bey'in ardından mutfaktan çıktım. O merdivenlere yönelirken ben zıt yöne, salona, gittim.
Güzel, çakma sarışın ancak sarı saçları oldukça yakışan bir kadın koltukta oturuyordu. Salona girmemle beni fark etti. Gülümsedim ve, "Hoş geldiniz." Dedim.
O beni süzerken masaya tabakları dizmiştim. Hala sırtımda bakışlarını hissediyordum. Sabır çekip salondan çıktım.
Dakikalar içinde sofrayı hazır etmiş ve oturmuştuk. Ebru ablayla kendimize mutfakta sofra kuruyorduk ancak Onur Bey buna gerek olmadığını söylemişti ve bu yüzden onlarla yiyorduk.
Onur Bey baş köşede, sağında Senem Hanım, solunda ben ve yanımda Ebru abla oturuyordu. İlginç bir şekilde çocuklar hala uyanmamıştı ve bu beni endişelendiriyordu.
"Arın- Arın mıydı?"
Başımı salladım. "Evet."
"İsminin anlamı ne? İlk defa duydum."
"Temiz, saf. Başka anlamları da var ama annem ve babam bu anlamı için koymuş."
"Güzelmiş. Kaç yaşındasın?"
"25." Diye mırıldandığımda şaşkınca suratıma baktı. "Neden okumuyorsun? Ya da okuduysan neden mesleğinle ilgilenmiyorsun?" Bu rahatsız olduğum bir konuydu.
"Aile sebeplerden dolayı okumadım. Ayrıca halimden memnunum, Asaf ve Peri'yi iyi ki tanımışım." Biraz fazla sert konuşmuştum. Masada bir sessizlik oldu. Tam bu esnada bebek telsizinden gelen ağlamayla ayağa fırladım ve merdivenlere gideyim derken benim gibi ayağa kalkan Onur Bey'le çarpıştık.
Telaşla geri çekildim ve, "Pardon." Diye mırıldandım. Onur Bey başını sallamakla yetinirken, "Çocukları alayım." Diyerek merdivenlere yöneldim.
Odaya girip beşiğin başına geçtim. Peri uyanmıştı. Deli gibi ağlamasına rağmen Asaf çoğu zaman uyanmıyordu, Asaf'ın uykusu gerçekten ağırdı.
Peri beni gördüğü an susarken onu kucağıma alırken rahat edebilmek adına saçlarımı arkaya savurdum ve başımı kaldırdım. Tam bu sırada Onur Bey'le burun buruna geldik.
Allah aşkına, bu adam ne ara gelmiş ve dibime kadar girmişti?
Karşımda bir anda onu görünce kala kalırken birkaç saniye sonra Onur Bey bir anda inleyerek dizlerini büktü. Düşer gibi olmuştu ve tutunmak adına beşiğe ve duvara ellerini koydu.
Ne olduğunu anlamazken kendimi Onur Bey ve duvar arasında bulmuştum.
Gözlerini acıyla kapatan Onur Bey'e şaşkınca bakakaldım. Ne olmuştu birden bire?
Gözlerini açtı. Birbirimize baktık, Onur Bey, beni sıkıştırdığını fark ettiği an tam geri çekiliyordu ki kapıdan bir ses duyuldu.
"Onur!"
***
Az önce olanlardan sonra o kadar utanıyordum ki, kolay kolay utanınca kızarmayan ben kıpkırmızı dolanıyordum ortalıkta.
Bizi o şekilde Senem Hanım görmüş ve muhtemelen yanlış anlamıştı. Oldukça yanlış anlaşılmaya müsait bir konumdaydık. Of!
Uyanan Asaf ve Peri'yi alıp salona indim. Çocukları koltuğa uzandırıp mutfağa gitmek için balkonun önünden geçiyordum ki duyduğum sesle gerisin geri gidip çocukların yanına oturdum.
"Aklım almıyor Onur! Nasıl olur da bebeklerinin bakıcısıyla birlikte olursun! Üstelik bebeklerinin odasında onu öpersin!"
"Nerenden uyduruyorsun bunları Senem! Öyle bir şey yok!"
"O haliniz her şeyi açıklıyordu Onur hiç kusura bakma! Ama gerçekten bir bakıcı... "
"Evet bir bakıcı! Ne var bunda Senem?! Biz Arın'la birlikte değiliz, ama oladabilirdik. Kiminle birlikte olacağım seni ilgilendirmez! Ayrıca kimseyi aşağı görememelisin!"
Balkondan çıkan Onur Bey, "Arın benimle gelir misin?" dedi ve ilerlemeye başladı. Bu bir soru değildi.
"Ama çocuklar?"
Derin bir nefes aldı ve duraksamadan konuşmaya başladı. "Ebru Hanım misafirimizi yolcu edin ve çocuklara bakın!"
Onur Bey'i daha fazla sinirlendirmemek için oturduğum yerden kalkıyordum ki Peri ellerini bana doğru uzatarak, "Anye." dedi.
Ne yapacağımı şaşırırken balkondan içeriye giren Senem Hanım'a baktım. Gözleri dolmuştu ve sinirle bize bakıyordu.
Beni aşağılayan kadını umursamayıp Peri'nin yanağına bir öpücük kondurup yerimden kalktım ve Onur Bey'in peşinden gitmeye başladım. Senem 'de sinirle evden çıkıp gitmişti.
...
Okuduğunuz için teşekkür ederiiim :)
En kısa zamanda yeni bölüm gelecek ama henüz başlamadım
Hoşça kalın <3
27 Nisan 2020, Pazartesi. Bu gün doğan okuyucularım, iyi ki doğdunuz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne -dadı-
Chick-Lit● Evden kovulup iki meleğin annesi olan, Onur'un hayatının anlamına anlam katan Arın'ın hikayesi. * "Sizi anlamıyorum Onur Bey! Neden bir anda böyle davranmaya başladınız?!" "Çünkü sana deli gibi aşık oldum!Seni deli gibi kıskanıyorum!" * ● // Ba...