13.Bölüm- Deniz

38.4K 1.4K 256
                                    


Selalalaam!

Biz geldiiiiik! 

Biliyorum çok geciktim ama bölümü iki kere yazdım, ilk yazdığım çok hoşuma gitmemişti. 

Alttaki yıldıza tıklamayı unutmayın1 Teşekkürler, sizleri seviyorum, iyi okumalar!

Medya: Onur Beyciğimiz, saçalrı daha uzun hayal edeliiiim <3

.

.

.


13.Bölüm

"Anye acıyoy!"

"Özür dilerim bebeğim." Dedim ve Peri'nin saçlarına bir öpücük kondurdum. Denize gidiyorduk ve ben çocukları hazırlıyordum. Peri'nin saçlarını toplayınca onu ayağa kaldırdım.

"Bitti, hadi git kardeşinin yanına." Peri koşarak odadan çıktığında bende ortalığı hızlıca toparlayıp kendi odama geçtim.

Mayomu giyip üzerine şortumu giydim. Çantama lazım olacak şeyleri koyduktan sonra saçlarımı topladım ve aşağıya indim.

Önce mutfağa geçip denizde yemek için Ebru ablanın bize hazırladığı atıştırmalıkların olduğu piknik sepetini alıp bahçeye, Onur Bey ve çocukların yanına gittim.

Hep birlikte arabaya bindik ve yola çıktık. Sinemlerle birlikte gidiyorduk, şuan Onur Bey, Murat Bey'le konuşuyordu.

"Tamam bizde yola çıktık şimdi. İyi tamam, orada bekleyin beraber devam ederiz."

Anladığım kadarıyla Sinemlerle bir yerde buluşacak öyle devam edecektik yola.

"Anye."

"Efendim."

"Ben şuşadım." Gülümseyip çantamdan Peri'ye su çıkarttım. İçmesine yardımcı olduktan sonra sessizce yolu seyreden Asaf'a "Sende içecek misin Asaf?" diye sordum.

Dudaklarını yalayıp başını salladı. Ounda içmesine yardımcı olup su şişesini çantaya tekrar koydum.

Sessiz yolculuğumuz sonunda bittiğinde Sinemlerle arabayı yan yana park ettik ve eşyaları alıp arabadan indik. Güneş gözlüğümü başımdan indirip gözlerime taktım.

Peri'nin elini tutup diğerlerinin arkasından kumsala inmeye başladık.

Gölge olan bir köşeye yerleştiğimizde Murat Bey ve Onur Bey çocukları da alarak denize girmişlerdi bile. Bizde Sinem'yle sohbet ediyorduk.

"Ayy, Arın. Gel bizde girelim."

"Yok sen git, ben girmeyeceğim."

"Neden ki?"

"Yüzme bilmiyorum."

"Olsun gel, derinlere gitmeyiz." Dedi kolumdan çekerek.

"Yok Sinem, sen git." Yüzüme kararsızlıkla baksa da sonunda pes etti. "İyi peki, tamam."

Sinem de denize gittiğinde yalnız kalmıştım.

Etrafa bakarken yanıma bir erkeğin gelmesiyle oturuşumu düzelttim ve sorarcasına bakmaya başladım. "Selam."

"Selam."

"Ben Burak." Deyip elini uzattığında gülümsemeye çalıştım. Flört etmekten pek hoşlanmazdım ve ettiğim flört sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi.

Elini sıktım. "Arın."

"Memnun oldum. Tanışabilir miyiz? Akşam falan bir şeyler yaparız?" Hala elimi bırakmamıştı. Rahatsız olarak elimi çektim. "Zannetmiyorum." Dedim ama nasıl devam ettirebileceğimi kestiremiyordum.

Anne -dadı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin