Merhaba, beklettiğim için özür dilerim, uzatmadan bölümle baş başa bırakıyorum.
Keyifli okumalar!
.
.
.
'welcome to the final show, hope you're wearing your best clothes'
Çocukların oyun oynarken attığı çığlıklarla uyanırken baş ağırıma rağmen hafifçe tebessüm ettim kendi kendime. Ben uyurken çocuklar anaokulundan çoktan gelmiş olmalıydı.
Elimi beni oldukça zorlamaya başlamış olan göbeğime koyarak uzandığım yerden yavaşça doğruldum. Terliklerimi ayağıma geçirip yatağın üzerinde duran hırkayı da giyerek bir elim hafifçe ağrıyan belimde, diğer elim göbeğimde, yavaşça odadan çıktım.
Normal bir insanın iki dakika bile sürmeden ineceği merdivenleri kaplumbağa yenilecek şekilde beş dakikayı aşkın sürede indim ve güzel kokuların geldiği mutfağa bakmadan önce çocuklara göz atıp oyunlarını bozmadan sessizce uzaklaşıp mutfağa girdim.
Gömleğinin kollarını sıvayarak bir şeyler hazırlayan Onur'un güzelliğine gülümsedim. Son ayıma girmemle hiçbir şey yapamaz hale gelmiş olan ben yüzünden o çok yoruluyordu. İşe gidiyor, davalarla uğraşıp mahkemelere giriyor, çocukları okuldan alıyor, okula bırakıyor, yemek hazırlıyor, üstüne birde ağrılardan uyuyamadığım anlarda bıkmadan usanmadan, yüzündeki rahatlatıcı gülümsemeyi silmeden masaj yapıyordu.
"Baba bize ne hazırlıyormuş bebeğim?" dedim karnımı hafifçe okşayarak. Sesimi duymasıyla başı anında bana dönen kocam elindeki bıçağı bırakıp ellerine hızlıca su tuttu ve saniyeler içinde yanıma gelerek kocaman olmuş karnımın verdiği kadarıyla bana sarıldı. Kollarım bir saniye bile oyalanmadan boynuna dolanırken birkaç saniyelik sessizliğin ardından Onur hafifçe geriye çekilerek konuşmaya başladı.
"Buzluğa attığımız kelle paça çorbalarını çıkartıp onlarla bir şeyler yapıyordum."
'Kelle paça'yı duyduğum an buruşan yüzümle, "Ne kelle paçası ya..." diye sızlandım.
"Hiç mızmızlanma hanımefendi, hem benim güzel kızım kelle paçayı çok seviyor değil mi bebeğim?" Konuşurken beni oturttuğu sandalyenin önünde hafifçe eğilerek karnıma bir öpücük kondurdu. "Sen burada otur, bende salata yapmaya devam edeyim."
Başımla onayladım. Onur işine dönerken gözümden kaçmayan göz altı morluklarını düşünmeye başlamıştım. Dün gece bel ağrılarımdan ve zaman zaman giren sancılarımdan hamileliğinde verdiği duygusallıkla ağlamaya başlamış, onuda oldukça hafif olan uykusundan uyandırarak benimle ilgilenmesi durumunda bırakmıştım. Masaj yaparak rahatlattığı ağrılarımla birlikte kollarında uykuya daldıktan sonra yine ara ara uyandığımı ve Onur'un beni sakinleştirip tekrar uyuttuğunu hatırlıyordum. Uykusuz kalmış, üstüne sabahın yedisinde kalkıp çocukları hazırlayıp okullarına götürmüş, ardından işe gitmişti.
Oldukça riskli ve zorlu geçen hamileliğime birde ilk hamileliğimde düşük yapmamda eklenmiş, böylece dokuz ay boyunca hafif egzersizler, yürüyüşler dışında yiyip içip yatan birine dönüşmüştüm.
İki çocuğun üzerine birde benimle ilgilenmek zorunda kalan Onur'u çok yorduğum için zaman zaman ağlama krizlerine giriyor, Onur'u yine beni sakinleştirmekle uğraştırıyordum.
Geçen gün her ne kadar sessiz ağlamaya çalışmış olsam bile Onur'a yakalanmıştım ve düşüncelerimi dile getirdiğimde onu yormadığımızı kesin bir dille söylemiş, düşüncelerinde ısrarcı olan beni de öperek susturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne -dadı-
ChickLit● Evden kovulup iki meleğin annesi olan, Onur'un hayatının anlamına anlam katan Arın'ın hikayesi. * "Sizi anlamıyorum Onur Bey! Neden bir anda böyle davranmaya başladınız?!" "Çünkü sana deli gibi aşık oldum!Seni deli gibi kıskanıyorum!" * ● // Ba...