14.Bölüm-Fotoğraf

37.8K 1.4K 164
                                    

14.Bölüm

Yemek yedikten sonra sonunda eve gelmiştik. Son birkaç saati Onur Bey'den ve Sinem'in meraklı bakışlarından kaçmaya çalışarak geçirmiştim. Bu yüzden eve geldiğim için çok mutluydum.

"Çocuklar çok yoruldu, duş aldırıp uyutacağım." Onur Bey'e birkaç kaçamak bakış atarak söylediğim bu cümleye Onur Bey bana bakmadan cevap verdi.

"Tamam, bende duş alıp uyuyacağım. Bir şey olursa seslenirsin."

Başımı sallamakla yetinip çocuklarla beraber yukarıya çıktım. Zar zor banyo yaptırdıktan sonra hava sıcak olduğu için ince kıyafetleri giydirdim. İkisi de yastığa başlarını koydukları gibi uykuya dalarken bende kendim duş almak için odama gitmiştim.

Ev boş olduğu için bu gün Ebru abla izin almıştı, bende odamda yalnızdım.

Düşünmemeye çalışarak geçen kısa banyonun ardından sonunda yatağımdaydım. Ve o kaçtığım düşünceler, beni şimdi yakalamıştı.

Bir oraya bir buraya döne döne geçen dakikaların ardından derince bir of çektim ve pes ederek yataktan kalktım.

Su içmek için mutfağa indiğimde, karanlıktan dolayı hiçbir şey görmüyordum. Anahtara yetişmek için biraz daha öne atılmamla bir şeyle, daha doğrusu bir insanla çarpıştım.

Onur Bey'le.

Şaşkınlıkla kafamı kaldırdığımda aramızda gereksiz bir yakınlık oluşmuş oldu. Birkaç saniye sonra durumu idrak etmemle geri çekildim.

O, sakince bana bakmaya devam ederken yutkundum ve sonunda kelimeleri bulup konuştum. "Ben, ben uyuyamadım da. Su içecektim."

Hala suratıma öylece boş boş bakmaya devam ediyordu. "İç."

Geri çekilmesi gerektiğini ima edercesine bakmaya başladım ancak hala o boş boş bakıyordu."Geri çekilseniz de, bende mutfağa girebilsem." Dedim gülmemeye çalışarak.

"Ha, evet." Diyerek sonunda kapıdan çekildi. Mutfağa geçip su içene kadar, hatta mutfaktan çıkana kadar öylece durup sessizce beni seyretmeye devam etmişti.

Bu...Biraz rahatsız ediciydi.

Mutfaktan çıkmak için kapıya yöneldiğimde o da hareketlendi ve kapıdan çıktı. Peş peşe merdivenleri çıkıp yatak odalarımıza geldiğimizde kapının kulpunu tutup ona baktım.

"İyi geceler Onur Bey."

"İyi geceler Arın Hanım."

Odaya girip kapımı kapattıktan sonra kapıya yaslandım.

Aklıma bu gün denizde olanlar ve az önce bana bakması gelirken kendi kendime utandım ve sessizce kıkırdadım.

Derince bir, "Ayh." Çekerek ışığı kapattım ve sonunda uyumak için yatağa adımladım.

*

Sabah erken saatte gelen Ebru abla biz uyanana kadar çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı.

Çocuklarla beraber mutfağa indiğimizde karşılaştığımız güzel sofraya aç kurtlar gibi bakıyordum.

Onur Bey'de geldiğinde hep birlikte yemek yemeye başladık. Üçümüzde bir çocuklara yediriyor, bir kendimiz yiyorduk.

Biz henüz kahvaltı etmeye devam ederken Onur Bey ayaklandı ve mutfaktan çıktı. Geri geldiğinde elinde telefonu ve iş çantası vardı.

Çocukları öpmek için eğildiğinde, çocukların arasında oturduğum için bana da yaklaşmış oldu ve ben nefesimi tuttum. Aklıma dün olanlar gelirken kendi kendime kızarmaya başlamıştım bile.

"Döyüşüyüz baba!" çocuklar aynı anda babalarına el sallamaya başladılar. Onur Bey Peri ve Asaf'ı bir kez daha öptükten sonra evden çıktı.

"Annye!" diyen Peri'ye döndüm. "Havuşa diyeyim mi?"

"Bebeğim daha dün denizdeydik ya, ne havuzu?"

"Anyeeee!" diye çığırıp Asaf'la beraber bana masum masum bakmaya başladıklarında kıyamadım ve başımı salladım. "Tamam, ama önce kahvaltı."

"Önce kayvaltı Peyi!"

Asaf'ın dediğiyle Ebru ablayla birbirimize bakıp kahkahayı bastık.

*

"Hadi çocuklar çıkalım artık."

Peri ve Asaf bana üzgünce bakmaya başladıklarında Peri, arkamda bir yere bakıp sevinçle çığlık attı ve ellerini arkama doğru uzatmaya başladı.

Tam bu sırada yan tarafımdan gelen su sesiyle bende bir çığlık attım ve geriye çekildim.

Onur Bey havuza atlamıştı!

"Ödüm koptu ya!" diye bağırdım.

Onur Bey pis pis gülerek suyun içinde bana doğru gelmeye başladığında, "N'apıyorsunuz?" diye sordum kaşlarımı çatarak.

Tam bana yaklaşmıştı ki, Peri "Baba!" diyerek önüme atladı.

Fırsattan istifade hızlıca onlardan uzaklaştım ve havuzdan çıkıp şezlongtaki havluma sarıldım. Kimse olmadığı için üzerime deniz şortumu giymemiş, sadece mayoyla yüzmüştüm.

"Baba! Ben hambuygey istiyoyum!"

"Sen nereden biliyorsun hamburgeri?"

"Muyat amcamla yemiştik biy teye."

"Vay şerefsiz Murat. Çocuklarıma hamburger yedirmiş." Onur Bey'in kendi kendine konuşmasına hafifçe güldüğümde bakışları bana döndü ancak Asaf'ın, "Bije hambuygey al!" diye bağırmasıyla tekrar çocuklarına döndü.

"Ama o sağlıklı bir yemek değil ki canlarım."

"Biy teye yiyemez miyiz?" Peri eliyle bir yapıp boynunu bükerek babasına bakmaya başladığında Onur Bey başını salladı. "İyi peki, sık sık yemiyorsunuz zaten."

Ardından yeni hatırlamış gibi bana döndü. "Ebru Hanım yemek yapmamıştı değil mi Arın?"

"Yok, siz bu saatlerde gelmediğiniz için henüz yemek yapmamıştı."

Başını salladı. "Güzel. Benim telefonumu getirir misin odamdan? Sipariş verelim."

"Tabii ki." Deyip sıkıntıyla etrafa baktığımda derdimi anlamış olmalı ki anlayışla gülümsedi ve havuzda bana ve evin kapısına arkasını döndü.

Daha fazla oyalanmadan hızlıca şezlongtan kalktım ve eve girdim. Önce kendi odama geçip üzerime dizlerime kadar gelen yazlık bir etek geçirdim ve sonra onun odasına girip telefonunu almak için komodine yöneldim.

Telefona elimi atmıştım ki telefonun yanındaki bir fotoğraf dikkatimi çekti.

Fotoğrafın eski olduğu belliydi çünkü fotoğrafta Onur Bey bu halinden daha genç duruyordu. Ancak asıl mesele bu değildi, yanında, beline kollarını sarmış olduğu güzeller güzeli bir kadın vardı... Ve bu kadın maalesef ki Peri'nin tıpkısının aynısıydı. 

Anne -dadı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin