İfşa projeksiyona yansıdığı sırada herkes şok olmuş bir şekilde Dicle ve Barışa bakiyordur. Barış kendi için değil sevgilisi için endişelenmişti. Dicle'nin daha fazla bu bakışlara mâruz kalmaması için sevgilisinin elini tutup partiden çıktı. Dicle bu hareketi de beklemediğinden daha fazla şaşırmıştı.
Kıraç, ve diger menajerler ağızları açık bir şekilde onların çoktan çıktığı kapıya bakakalmışlardi. Sonunda Kıraç kendini biraz toparlayıp:-Bir de pişkin pişkin kızımın elini tuttu, ben peşlerinden gideceğim
Peride söze girdi:
-Kıraçcığım, şuan sinirlisin sakinleştiğinde konuşmak daha iyi olur ama illa gideceğim diyorsan lütfen ikisinin de kalbini kırma, aşk bu, unutma...Bu sözler Kiracı biraz da olsa sakinleştirmişti "aşk bu.."
Feris hâlâ şaşkınlığını atamamış bir şekilde:
-Ben ikisiyle de yarin konuşacağım, sanırım şuanda bunu ben bile kaldıramam
Peride: Feris sakin kafayla bu durumu değerlendir canım hadi çıkalım istersen
Çınar: Bence de Feris siz çıkın ben magazinle ilgilenirim
Kıraç Peride'yle konuştuktan sonra çoktan çıkmıştı bile. Cafenin önüne geldiğinde uzaktan Dicle ve Barışi görünce kendini göstermeden uzaktan onları izlemeye başladı.
Iki sevgili birbirlerine dönmüş, Dicle'nin yüzü düşük. Barış elleriyle Dicle'nin yüzünü kavramıştı, sakinleştirmeye çalışıyordu. Bu olay onları daha çok birbirine bağlamıştı.
Dicle alnını Barış'ın alnina yasladı.Dicle: N'apacagiz simdi Barış?
Barış: Şimdi sakin olacağız öncelikle. Biz bir suç işlemedik, hiç bir sey yapmadik sadece birbirimizi sevdik. Onlarin karşısında dimdik duracağız. Tamam mi sevgilim?
Dicle'nin gözleri dolmuştu, ekledi:
-Feris hanım, babam... ne kadar sinirli bakıyorlardı-Sen artık menajer değil misin? Feris artık karışamaz. Baban da bir şekilde kabullenecek çünkü biz geri adım atmayacağız. Seni bırakmam Dicle, seni cok seviyorum
Dicleye kocaman sarıldı. Dicle de sevgilisine karşılık verdi. Sakinleşmişlerdi. Onlarin bu hallerini Kıraç uzaktan izliyordu. Barış'ın şefkatli sarılması, sanki kalbine işlemişti. Peridenin de konuşmasından sonra biraz daha yumuşamıştı belki kendi içinde ama onlara hâlâ sinirliydi. Kızının hayatında söz sahibi olduğunu sanıyordu...
Kıraç konuşup konuşmamakla hâlâ kararsızdı. Iyi hamle yapıp bir kez daha kızının kalbini kirmak istemiyordu. Dicle ve Barış arabaya binince Kıraç da kendi arabasına binip farkettirmeden onlari takip etmeye başladı.
Bu sırada Feris ve Peride de çıkmıştı cafeden.
Peride: Canını sıkma tamam mı?
Feris: Bilmiyorum Peride, nasıl tepki vereceğimi bile bilmiyorum. Ben nasıl anlamadim ki bu zamana kadar, salak kafam!
Peride: Dicle senin aksine aşka bir şans vermiş. Zaman geçiyor, bir yoldaşın eksikliğini hissediyor insan. Dicle zaten çok güçlü bir kız her şeyle tek başına savaşmış ama aşka yenik düşmüş işte anlasana...
Peride biraz olsun Feris'i de yumuşatmayı başarmıştı. Bir de üstüne Ferisin hamilelik duygusallığını ekleyince artık daha sakin bakiyordur olaya...
Çınar magazincilerin bir kısmını ikna etmiş bir kısmıyla başka çıkamamıştı. Artık partiyi bitirmiş kendi de evine dönmüştü.
Barış ve Dicle arabada, evin önündedirler.