Ahsen Denizin yanına oturduğunda aralarında mesafe yoktu. Yeni duş aldığından saçlarından ve vücudundan mis gibi papatya kokusu geliyordu. Denizcan hiç tutulmasa, şimdi tutulurdu bu kıza. Ahsen yanında minik bedeniyle hareket ettikçe kokusu yayılıyordu Denizin ciğerlerine.
Ahsen: Eee hangi rüzgar attı seni? 🌝
Denizcan bu gece lafları kıvırmayacaktı, ne olacaksa olsundu artık...
Deniz: Sıkıldım evde, öyle sana geldim bir şeyler yaparız diye
Ahsen: Iyi yapmışsın, hep gel böyle :)
Derin bir bakışmadan sonra Ahsen havayı dağıtmak için konuştu:
Ahsen: N'apalım ne istersin?
Deniz: Bilmem, seninle olunca farketmiyor bana- yani her türlü eğleniyoruz o yüzden dedim
Ahsen: Ha evet haklısın. O zaman ben bi dondurma getireyim soğuk soğuk iyi olur?
Deniz: Tomom olur
Ahsen mutfağa giderken Denizcan seslendi;
-ben de televizyonu açayım mı?
-aç açKanalları gezerken Ahsen pıtı pıtı gelmişti bile. Ne tatlı kız ya!
Dondurmalarını yerken star tv'de menajerin tekrarına denk geldiler. Tabii ki bunu izleyeceklerdi :)
Barışın okuluna gittikleri kısımdaydı ekran; Barış mektubu okur, Dicle sevgilisine harika bir konuşma yapar ve öpüşürler...
Sahnenin devamini bildikleri halde kapatmak istemediler, doğrusu ikisi de sevmişti bu kısmı
Diclenin mektuptan sonra Barış'ın yüzünü sevip konuşurkenki ses tonu Denizcana fena şeyler hissettiriyordu. Sahnede çekim yaparken de aynı his, şimdi izlerken de... Üstelik şimdi yanında duran kadının kokusu da aklını başından alıyordu!
Ahsen elini Denizin omzuna attı diziyi izlerken. Denizcan da ona biraz daha yaklaşıp kolunun altına girdi. Uyusa böylece uyuyabilirdi bu kızın göğsünde...
Çubukta Dondurmaları bitmek üzereyken öpüşme sahnesi geldi. Ikisinin de gece gece arzuları artmıştı esasen. Deniz doğrulup Ahsene baktı derince, bakışları öyle şeyler anlatıyordu ki; Ahsen de gözleriyle cevap verdi bu adama
Denizin içinden sahnede yaptığı gibi Ahsenin dudağını dudağıyla aralayıp öpmek geldi. Ahsen de kendini tutmaya çalışıyordu. Birden Denizcan uzunca Ahsenin yanağına bıraktı kendini.
Bu duruş, Diclenin "şimdi ışıklar sönük, flaşlar patladığına beni görmeyeceksin bile" anındaki Diclenin, Barışa olan öpücüğünü andırıyordu.
Ikisi de artık farkınaydı aralarındaki bu çekimin. Fakat önce kim açılacaktı bilinmez
Ahsen nefes nefese konuştu, sesi normalden daha kısıktı;
-Imm... şey... ben bi... lavaboya gideyim
-Hı hıAhsen yüzüne su çarptıktan sonra, kalbinin sesini bastırmaya çalışıyordu sanki lavaboda.
"Sakin ol kızım ya ne bu heyecan, hic mi görmedin bu çocuğu sanki!"
Denizcan ise anın güzelliğinde kaybolmuştu. Işte şimdi, cidden seviyordu bu kızı!
Denizcan, aklına Ahsenin heyecanını getirince gülmesine engel olamadı. Kikirdeyip duruyordu. Kısa sürede Ahsen tekrar yerini aldı Denizin yanında, fakat bu sefer normal bir mesafede oturmayi tercih etti: