Denizcan yoğun bir papatya kokusuyla uyandı uykusundan. Refleksle elini yatağın boşluğuna attı, tabii ki yaninda kimse yoktu..
Yine aynı tür rüyalardan görmüştü sadece. Uzun zamandır hayallerinde; rüyalarında aynı kişiyi görüyordu. Kokusu, saçları, bakışları; tenini bile hissediyordu bu rüyalarda. Nasıl bu kadar gerçekçi rüya görüyordu haytet doğrusu! Sadece rüya ile kalsa yine iyi, hayallerinde bile o kızı yaşatıyordu. Galiba tek iyi giden şey; üç ay önce sorunlu ilerleyen ilişkisini karşılıklı bitirmeleriydi.Uzun süredir yalnızdı. Zaten kafası; hayalindeki kadınla yeterince meşguldü. Menajerden sonra henüz başka dizi ya da film yapmamış, az sayıda prestijli reklam ve dergilere konuk olmuştu sadece. Menajerin üzerinden bir yıl geçmişti. Ahsen'le giderek azalan konuşmaları, iletişimleri son haftalarda hiçliğe yakındı.
Ama birbirlerinden soğudukları için ya da başka bir şey için degildi. Bir seslerini duysalar; eskisi gibi olurlardı. Hâlâ best partnerdi onlar...
Denizcan; o yazmadan yazmak istemiyor, rahatsız etmekten çekiniyordu. Halbuki ne rahatsızlığı? Seve seve cevapliyordu Ahsen. Ama hep bir çekingenlik vardi başından beri Deniz'de.
Ahsen de hayatı doyasıya yaşıyor, bol bol resim çiziyor, kendini donatiyordu; bu yüzden çok fazla telefonla işi olmuyordu. Yine arada bir gece iki'de mesajlaşıyorlardı eskisi gibi; aynı enerji, aynı heyecanlaDenizcan, bugün kendisini bekleyen yeni maratona merhaba demek için yatağından kalktı şimdi..
●
Ahsen erken uyandı bu sabah. Yenilik, değişiklik katmak istiyordu hayatına. Bir kaç haftadır devam ediyordu bu halleri kendini daha iyiye taşımak için. Bugünün farklı olduğunu biliyordu ve çok mutluydu içten içe. Uzun süren hazırlıklar bugün tamamlanmaya yakındı. Dijital teklif... Böyle bir teklif ihtimalini hep düşünüyor, umutlaniyordu ama bir gün gerçek olacağını hiç düşünmüyordu nedense.
Bunun Denizcanla olmasi da onu en sevindiren ve heyecanlandıran kısımlarından biriydi. Finalden sonra az da olsa konuşuyorlardı ama asıl Deniz'i gördüğünde anlayacaktı onu ne kadar özlediğini. Çünkü onun varlığını hep kalbinin bir köşedesinde hissettiği için, diri kalmıştı sevgisi, özlemi ve heyecanı..○
Bugün ögle saatlerinde okuma provası vardı. Ikisi de birbirlerini göreceği için heyecanlıydı. Özlemini en çok hisseden ise Denizcan'dı.
Deniz biraz daha duygularına yenik düşüyordu aşk konusunda. Hep böyleydi. Ahsen ise mantıkla hareket etmeye çalışıyordu.O da başından beri hep mantıklı davranırdı ilişkilerinde. Evet, gerçekten o da özlemişti ama mantıklı bir neden arıyordu.Uzun süren bir dijital hazırlığı söz konusuydu. Kendileri de karakterlere bürünmek için bir hayli çalışmış, gayet iyi sonuçlar elde etmişlerdi.
Karakterlerin ismi Güneş ve Efe'ydi. Senaristler biraz jest yapmış olmalı. Bilinçliydi zaten; hoşlarına da gitmişti.
Denizcan serseri bir çocuğu canlandırıyordu. Hırçın, tek tabanca..
Babası uyuşturucu ticaretinden cezaevindeydi. Fakat içerden Efe'ye ulaşmanın bir yolunu buluyor; ona yarım kalan işlerini tamamlatmak için talimatlar veriyordu. Efe vicdan azabı ve babasının talimatlarıyla baş başa kalıyordu her seferinde! Hangisini seçmeliydi?
Bir gün babasının,-farkında olmadan- onun hayatını değiştirecek tutkulu bir aşka yönlendireceğini bilmiyordu.Güneş; ünlü olma yolunda ilerleyen bir ressamdı. Cesur, kendine güvenen, hırçın bir tarafı da vardı. Ama kimsenin bilmediği bir sırrı vardı. Bağımlıydı. Bu illetten kendini çekmek, kurtarmak istiyordu artık. Bunun için çalışmaları da gayet tıkırında ilerliyordu. Fakat ufak(!) bir sorun vardı ki hala borçları bitmemişti. Ve her fırsatta yeni bir mal teklif ediyorlardı!
Bu yolla tanışacağı, ama daha sonra kendisini bu durumdan kurtaracak adamla hızlı bir başlangıç yapıp sert ve tutkulu bir aşka yelken açacağından habersizdi henüz