Evet ben artık ne olursa olsun hiç bir kadın üzülmesin istiyorum çünkü Kıraç...
Kıraç yine bakışlarını önüne çevirdiğinde Serkanin gözleri çaprazında ona hayranlıkla bakan Feris'in gözleri ile buluştu. Ikisi de birbirine çarpık bir gülümseme attıktan sonra Serkan toplantıyı bitirdi. Herkes dağılırken Feris ve Serkan oldukları yerde kalmış, sanki gözleriyle konuşuyorlardı. Serkan, Ferisin yanındaki sandalyeye oturup Ferisi de sandalyesinden tutup biraz kendine çekti. Gözüyle karnını işaret ederek;
-Nasılsınız bakalım bugün?
Feris biraz durduktan sonra cesaretini toplayıp aklından geçen kelimeyi söyledi:
-İyiyiz babası..
Serkan'ın bu beklemediği kelimeden sonra gözleri dolmak üzereydi. Ne yapacağını şaşırmış bir şekilde sadece içinden geleni yaptı ve Ferise sımsıkı sarıldı. Ikisi de gözlerini kapatıp kendilerini âna bıraktılar.
Dakikalar sonra Dicle'nin yüksek enerjis sayesinde ajansa geldiğini görmeden anlarlar. Birbirlerinden ayrılıp gülümsedikten sonra ikisi de aynı anda konuşur:
-Geldi bizimki
Henüz danışmanın önünde olan Dicle'nin yanına giderler.
F: Hoşgeldin canım
D: Hoşbuldum Feris Hanım
S: Nasılsın Dicle'cigim
D: Sağolun Serkan Bey cok iyiyim
S: Günün güzel başlamış anladığımız kadarıyla ;)Dicle, Serkanin çıkan haberleri ima ettiğini anladığından hafif utanarak gülmekle yetindi.
S: Tamam tamam hadi işimize dönelim kaçtım ben
Serkan ortamdan ayrılırken Feris heyecanla Dicle'nin bileğinden tutup kendi odasına çeker. Dicle'nin şaşkın bakışları Ferisi takip ederken ona oturması için isaret eder. Kendi de bir kaç volta attıktan sonra heyecanla koltuğa, Dicle'nin yanına oturur
F: Sana söylemem gereken bir şey var
D: Korkutmayin Feris Hanımm
F: Yok korkulacak bir şey değil ama nasıl söylesem bilmiyorum
D: Pat diye söyleyin
F: Bağırma tamam mı?
D: Ha o tarz bir şey yani?
F: Dicle..
D: Fer-Feris gözlerini kapatarak Diclenin sözünü kesmiş, pat diye söyleyivermişti
F: Hamileyim!
Karşısındaki sessizlikle gözlerini açtığında Dicle'nin tepkisini merak ediyordu
Dicle'nin ağzı açık kalmış, konuşmaya, tepki vermeye çalışıyordu. Feris ona izin vermişti algılaması için. Saniyeler sonra kendini topladığında elini ağzını kapatarak ufak bir sevinç çığlığı attı. Gözlerini Feris'in karnına kaydırdığında aniden duygulanmıştı. Ikisi de hemen ayaklanıp sarıldılar. Feris, Dicle'nin gözyaşlarını akmasına izin vermeyerek sildi.
Dicle elini Feris'in karnına koyduğunda artık sesine, gözyaşlarına, duygularına hakim olamıyordu. Içinden geldiği gibi kendini bırakmıştı
-O bizim gibi babasız büyümeyecek değil mi? O bu duyguyu hiç bilmeyecek değil mi?
Bu cümleleri beklemeyen Feris de ağlamaya başlamıştı.
-Buna izin vermeyeceksiniz değil mi?
Feris, Dicle'nin sözlerini kısa süre düşündüğünde çocuğuna bunu yaşatmaması gerektiğini anladı. Kendi meselesini henüz doğmamış çocuğuna aktarmak çok yanlış olurdu.
-Hayır, bunu yapmayacağım. O ne annesiz ne de babasız büyümeyi bilecek. Çok güzel de bir ablası var zaten karşımda :)
-Ooouu Feris Hanım daha çok ağlatacaksınız.