Aradan üç gün geçmişti. Aşkları dolu dizgin devam ediyordu ama hâlâ sosyal medyada açıklamamışlardı. Birbirlerini etiketlemeden birlikte yaptıkları şeyleri fotoğraflayıp paylaşıyorlardı sadece, henüz anlayan olmamış gibi gözüküyordu.
Deniz bu sabah özenle hazırlanıp çıktı evden. Âdeti olmamasına rağmen bir iki parmağına da yüzük taktı. Muhtemelen Ahsen'den geçmişti bu huy ona; farketmeden
Ahsen'e gidip kahvaltı yapmak için onu dışarı çıkarmayı planlıyordu. Yolda bir çiçekçide durup beyaz çiçekler aldı O'na
Tekrar arabaya bindiğinde güzel bir söz ile bu çiçekleri paylaşmak istedi. Bugün çok enerjik ve iyi hissediyordu; Ahsen'e tazecik çiçekler aldığına bile mutlu olmuştu. Çünkü çiçekleri O'na verdiğinde O'nun sevincini düşünüyordu. Fotoğrafladığı çiçekleri üstüne anlık düşüncelerini belirten bir söz yazıp paylaştı;"Taze çiçekler ve güzel bir his"
"Fresh flowers and good mood"yazıyordu fotoğrafta
Paylaştıktan sonra telefonu ve çiçeği yan koltuğa bırakıp yoluna devam etti. Kısa süre içinde konuşulmaya başlanmıştı bu paylaşım; "Acaba Denizcan Aktaş bu çiçekleri kime götürüyordu??"
~~~
Kapı çaldığında Ahsen şaşırmıştı, kimseyi beklemiyordu aslında. Merakla kapıya koştu
Açtığında Denizcan onu minik ve hızlı bir öpücükle karşıladı.
Neye uğradığını şaşırmıştı ama bir kaç saniye sonra kendine gelip gülmeye başladı.
Denizcan kapıyı kapatıp içeri girdi; Ona aldığı bir demet beyaz gülleri uzattıAhsen şaşkınlıktan elinde bir çiçek olduğunu bile farketmemişti. Mutlulukla aldı ve Deniz'in boynuna atladı. Deniz de onun belini sıkı sıkı sardı kollarıyla. Bir kaç saniye böyle kaldılar, kokularını içlerine çektiler ve ilk ayrılan Ahsen oldu;
-Gel şunları vazoya koyalım-
Aaa bir dakikaa! Şu güneş yansımasında bir fotoğraf cekeyim, baksana çok güzel gözükmüyor mu?Deniz, cümlenin tamamını dinlememiş; bir noktadan sonra Ahsen'in pürüzsüz yüzüne, parlak dudaklarına, uzun kirpiklerine dalıp gitmişti. Soru yöneltildiğini farkedince anlamamasına rağmen tabii ki Ahsen'i onaylamıştı :)
(çünkü hanımcılık kazanacak..)Ahsen, ellerinden tutup yatakodasına getirdi Deniz'i. Çekeceği fotoğraf için heyecanlıydı. Sade, düz duvarın olduğu köşeyi seçti.
Ahsen fotoğraf çekme denemelerine başladığında, Deniz Onun kıvır kıvır saçlarına hayranlıkla bakmakla meşguldü..
Ahsen tatlı bir ses tonuyla seslendi;-Çık arkamdan yha çekemiyorumm
Deniz gülerek yaklaştı Ahsen'e. Saçlarını arkaya atıp boynundan minik minik öpmeye başladı. Arada konuşuyordu;