MvB 55

148 13 80
                                    

Morgana ablacığım burada ne işin var?

Kafama tüküreyim. 

"Selam! Naber?" diye el salladım. Cisimlenip kaçamazdım çünkü kafamı veremezdim. Kafamı veremezsem de kolum falan burada kalabilirdi. Hiç birimiz bunu istemeyiz değil mi?

Morgana kafasıyla askerlerine işaret verdi. "Avis!" kuşlar odayı doldurmuştu. "Oppugno."  deyince kuşlarım onlara saldırmaya başladı. Ehe. 

Morgana tek el hareketiyle kuşlarımı öldürdü. Ama cicikuşlarıma yazık. Ayıp be. "Entomorphis." diyerek böceğe dönüştürmeye çalıştım. Onu da savurdu. Ama şimdi sen benim kötü atamsın. Ama atamsın. Ben seni nasıl yeneyim. 

"Vermillious" deyince asamdan kırmızı ışıklar püskürmeye başladı. Amacım onu kapıdan uzaklaştırmaktı. "Yuraune Cuasne" üstüne yağmur yağmaya başladı. Aklıma gelen bütün büyüleri uygulamaya çalışıyordum. Bütün tuşlara basmadan bu bölümü geçemezdim.

Morgana kırmızı ışık ve yağmurla uğraşırken yapacağımdan pişman olacağıma emin olduğum büyüyü yaptım. "Aquementi" bu büyüyle ister sürahi doldururdum ister sel çıkarırdım. Su kütlesinin ona çarpmasıyla hızlıca duvara yapıştı Morgana. Öldürüp tahta çıkmak vardı...

"Sectumsempra" dedim ona yanaşıp. Canım Severus'cum tarafından bulunan karanlık bir lanetti. Görünmez kılıç geçirilmiş gibi yaralar açıyordu. Morgana acıyla kıvranmaya başladı. Ağla Morgana. Yaralarını iyileştirse bile izi kalacaktı. Ehe.

Yanına gidip yaralarını iyileştirdim. Neden? Çünkü ben koca yürekli bir salağım. "Hey! Neden böyle yapıyorsun? Bu dünya gelip geçici. Az önce sana savunmasızken ölümcül lanet uygulayabilirdim. Bir krallık uğruna ölüp gidecektin. Bırak krallık Arthur'un olsun. Bak benim krallığım yok ama mutlu bir şekilde yaşıyorum. Para mutluluk getirir iyi tamam ama bizim de büyümüz var. Yapma böyle Morgana." diye ciddi ciddi konuştum. Ellerim titriyordu. G*t korkusu arkadaşlar. Dibinde durduğum insan Morgana sonuçta.

"Sen... Sen ne saçmalıyorsun?" dedi zar zor doğrularak yattığı yerden. "Baban beklemediğin biri çıkmış olabilir. O yüzden aynı zamanda krallığı hak ediyor olabilirsin. Bak benim de babam yok. Annem de. Arthur'un da yok. Genç yaşında krallık üstüne kaldı. Büyü yüzünden dışlanıyor olabiliriz ama senin tek yaptığın büyücüleri küçük düşürmek. Ben büyüyü iyi işler için kullanmaya çalışıyorum. Sevdiğim insanlarda beni kolay olmasa da kabullendi. Morgana bırak kötülük için kullanmayı. Arthur'dan özür dilersen emin ol seni kabul eder. Prensesler gibi yaşarsın sarayda. Hem kral kraliçe olmak zor. Devlet yönetiyorsun. Hem bu şekilde istediğini de yaparsın. Devlet yönetmek zorunda da kalmazsın." 

İlahi bakış açısı

Marie kendini Morgana'yı ikna etmeye o kadar kaptırmıştı ki arkasından gelen askerleri fark etmedi. Askerlerden biri kılıcın kabzasını Marie'nin ensesine vurdu ve bayılttı. Onu geri zindana götürdüler. Gwaine, Marie zindanın önünden baygın halde geçince onu öldürmediklerine şükretti. 

*********** 6 gün sonra

Marie'nin bakış açısı

Günlerdir yemek yememiştim. Nadiren ölmemem için su vermişlerdi. Beni ayakta tutan şey kollarımdaki zincirlerdi ve kendimi salmaktan derim yüzülmüştü. Artık dayanamıyordum. 

Bilincim gidip gelirken Bağırışan insan sesleri duydum. Kapım açıldı. Kırmızı pelerin miydi o? Süperman'in burada ne işi var? Yanlış evrendesin abicim. Burada sana ekmek çıkmaz. 

İlahi bakış açısı

Arthur ve askerleri sonunda kaleye saldırmış, geri almaya çalışıyordu. Şövalyeler anahtarları alıp zindanları açıyordu. Birisi Marie'nin zindanını açmıştı. Ama zincirlerin anahtarları onda değildi. Hemen diğer arkadaşlarının yanına gitti ve durumu anlattı. Hiç bir anahtar onun kilidini açmadı. Kaleyi aldıktan sonra geri gelmeye karar verdiler. 

Merlin ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin