Gwaine'ye "Benim Merlin'i bulmam lazım. Onun için de Gaius'ın yanına gitmem gerek." deyip tam gidecektim ki beni kolumdan tuttu. Kendine çekip "Yaran iyileşmiş olabilir ama hala yürüme sıkıntısı çekiyorsun güzelim. Gel beraber gidelim." dedi. Onun koluna girip bütün ağırlığımı ona verdim. O istedi banane!
"Hızlı olalım ama!" diye kızdım. Tabiki de ona kızabilirim. Ne de olsa artık benim o! Biraz daha hızlanıp koridorları geçtik. Az da olsa öğrenmiştim yolları. Gaius'ın kapısının önüne varınca direk içeri daldım. Gwaine'yi kovdum.
Gaius "Bazen iki akıl bir akıldan üstündür." diyor. Merlin elleri belinde ona bakıyor. Ve cevabını yapıştırıyor. "Evet, ama biri seninkiyse değildir." diyor. Bende kapıda dikilmiş onları film izlercesine izliyorum. Bu mükemmel sahneyi bana yaşattıkları için teşekkür ediyorum.
Kapının önünden çekilip tam masaya doğru gidecektim ki Merlin beni ittirip çıkıp gitti. "Bu sefer de arbalet aramaya gidiyor benden söylemesi... Daha fazla peşinden koşamam!" deyip Gaius'a sitem ettim ve kendimi en yakında ki sandalye ye attım.
Taş çatlasın 10 dakika oturduktan sonra elinde tabağıyla Gwen geldi. İçinde tavuk parçaları vardı. Ne güzel oturuyordum ya niye geldin ki ?! Masanın üzerine kaseyi koyup Gaius'a bir şeyler anlattı. Bana dönüp bakmadı bile. İleride senin kocanı kurtardığımda nasıl bakacaksın acaba?
"Akonit. Kurtboğan olarak bilirsin sen. Bilinen en güçlü zehirdir." dedi Gaius. Ama bunları öğrenmek için sadece parçayı koklaması yetmişti. Adam usta olmuş işinde! "Arthur'un yemeğinde ne işi varmış?" dedi Gwen. Vay be! Sonuna saygı ifadesi bile koymadı. Bunlar işi iyice ilerletmiş.
"Merlin sabah bundan biraz almıştı yanına. Arthur'un onu yemeyeceğini anladığında da çok sinirlenmişti." dedi Gaius. İkisi arasında beni takmadan konuşuyorlardı. Takmazsanız takmayın bende giderim! Gaius'ın nereye gidiyorsun sorularını takmayarak kendimi dışarı attım. Nasıl olsa gidecekleri yeri biliyordum.
Koridorlarda dolaştım. Herkes kendi halinde gidiyordu. Tanıdık birini görememenin hüznü ile ilerliyordum ki az ötede Leon'ı gördüm. "Hey Leon!" diye bağırıp onu durdurdum. Yanına hızlı(!) bir şekilde varıp "Kral Arthur'un odası nerede?" diye sordum. İlk baş neden Kral'ın odasını sorduğumu merak etse de daha sonra yolu tarif etti.
Kapının önüne vardığımda Gaius ve Gwen'le karşılaştım. Hepimiz birlikte içeri daldık. Ne mi gördük? Arthur'un arkasında uçan kılıçlı bir adet Merlin. Ama daha sonra uçan Merlin kafasını beyaz ne olduğunu bilmediğim şeye geçirip karşısında ki duvara çarparak durdu. O anda bende hayatımın en büyük kahkasını attım. Tabi hepsi bana neye gülüyor bu deli? bakışı attılar. Ama ben ne yapiyim? İnsan her gün duvara sinek misali yapışan bir Merlin görmüyordu!
Ben kahkaha atarken Merlin yere yapıştı. Bu sefer herkes ona baktı. Kral yere düşen kılıcını alıp Merlin'e bakarak dudağını büzdü. Kardeş ne yapıyon sen? Daha sonra kaşlarını kaldırıp odadan çıktı.
Arthur odadan çıkar çıkmaz Gwen eline kenardaki metal sürahi tarzındaki şeyi alıp uyanan Merlin'in kafasına geçirdi. Ben bir kahkaha daha attım. Merlin'in surat ifadesini görüp gülmemek elde değildi.
***
Merlin masada baygın yatıyordu. Gwen sıkıntılı bir şekilde ayakta bekliyor, Gaius ise elinde kitapla -sanki ben ona ne olduğunu söylememişim gibi- ortalıkta dolaşıyordu. Ben ise sandalye de uyumak ile uyumamak arasında gidiyordum.
5 dakika ya uyumuşum ya da uyumamışım "Önce yılanı felç etmeliyiz." diye bir ses duydum. Anında kalkıp -ayağım yine acımıştı- "O yılanı öyle öldüremezsiniz." dedim. Gwen "Peki nasıl öldürebiliriz?" diye sordu. "Şey... Bilmiyorum. İçimden öyle geldi." deyip kıvırdım. Gwen olayları bilmiyordu. Dolayısıyla pot kırmış sayılırdım.
"En azından denemeliyiz Marie." deyip elinde tasla işine koyuldu. Ölmeyecek işte! Bi kere de dinleseniz beni ölürsünüz zaten. Onlar yılanın ölüp ölmediğini konuşurken ben de odama kaçtım. Kan filan göremem artık.
Çıkarken "Arthur bir kez daha güvende." diyen Gwen'in sesini duyunca sinir oldum. Merlin orada ele geçirilmiş sen hala Arthur'u düşün. Aferin sana!
577 kelime ile karşınızdayım. 4 gündür yokum. Bunu telafi edeceğim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merlin ve Ben
أدب الهواةSelam! Ben Marie. Özümde Türk'üm. Aslında Harry Potter sadece kitaplarını okuyup filmlerini izlediğim bir şeydi. Bir gün benimle neredeyse aynı olan bir kızla ruhlarımızı değiştirmeyi beklemiyordum tabi ki. Ama iyi oldu çünkü sınavlar yaklaşmıştı ;)...