Dokunsam kırılacak gibi duran bebeği dikkatlice kucakladım. Bana masmavi gözleri ile bakmaya başladı. Bu kadar küçük bir çocuk nasıl böyle bakar?
Elimde kılıcım, kucağımda bebek ile temkinli ve yavaş bir şekilde yürümeye başladım. Yavaş yürümekte ki amacım şövalyelerin haydutları temizlemesiydi. Çalılardan atlayarak yürüdüm. Yol boyunca bebek hiç sesini çıkarmadı. Sanki bana yardım etmek istermiş gibi susuyordu.
Çatıştığımız alana yaklaşınca azıcık da olsa güldüm. Ağaçların arasından çıkıp şövalyelere bebeği kaldırıp gösterdim.
Ayağım...Dizimin bir karış aşağısında bir şey yırtıldı. O etten geçme hissini bu sefer ben hissettim. Düşeceğimi anladığımda bebeği eğilip yere bıraktım. Bebek yüksek sesle ağlamaya başladı. Gözlerim kararıyordu. Görüş netliğim sanki 2 megapiksellik kameraya dönmüştü. Son gördüğüm şey Gwaine'nin bana doğru koşmasıydı.
***
İlahibakış açısı
5 adam bütün haydutları öldürdüğünde büyük bir rahatlama hissettiler. Ağaçların arasından elinde bebeği olan Marie çıktı. Ağlarken gülüyordu. Hepsi elinde ki bebeğe hayretle baktılar.
Her şey saniyeler içinde gerçekleşti. Marie aniden bebeği yere bıraktı. Ardından hemen kendisi yere yığıldı. Gwaine onun dizine yakın yere saplanan bıçağı görmüş ve koşmaya başlamıştı.
Diğerleri de onun ardından koştu. Marie'yi bıçaklayan haydut tam kılıcını Marie'nin kalbine saplayacakken Gwaine adamın üstüne atladı.Ardından küçük bıçağını adamın kalbine sapladı.Dayanamayıp birde suratına yumruk attı.
Leon bebeği almış, Percival'da Marie'yi kucaklamıştı. Hızlıca atlara doğru yürüdüler. Marie'yi atına yüzüstü yatar pozisyonda koydular. Kendileri de atlarına binip hızlıca sürdüler. Gwaine kendi kendine hepsi benim suçum diye sürekli mırıldandıp duruyordu. Onu bebeği aldırmaya göndermemesi gerektiğini düşünüyordu. Aslında bir ortak noktaları daha çıkmıştı. Aynı yerde yara izleri olacaktı.
***
Gaius, Marie'ye oldukça üzülmüştü. Şuan yatağında baygın yatıyordu. Yanında Gwaine vardı. "Kendimi bu konuda suçlu hissediyorum. Vicdanımı rahatlatmama izin verin." diyerek yanında kalmıştı. Yapacağı diğer şey ona para verip kendine elbise yaptırmasını istiyordu. Marie'yi aslında şu iki günde neredeyse tanımıştı. Cesur, zeki, herkesi pataklayabilen, kendi hayatını hiçe sayabilen, biri ona bir şey dese bile takmayan... O çok iyi biriydi. Onu yaşadığı sürece bırakmayı düşünmüyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merlin ve Ben
FanficSelam! Ben Marie. Özümde Türk'üm. Aslında Harry Potter sadece kitaplarını okuyup filmlerini izlediğim bir şeydi. Bir gün benimle neredeyse aynı olan bir kızla ruhlarımızı değiştirmeyi beklemiyordum tabi ki. Ama iyi oldu çünkü sınavlar yaklaşmıştı ;)...