Güzel bir uyku çekmiştim. İlk defa mutlu bir şekilde güne uyandığımı sandım. Ama sadece sandım çünkü geç kalmıştım. Merlin yatağında değildi. Hızla yataktan doğrulunca başım döndü. "Ey Merlin! Kim kimi öldürecek göreceğiz!"diye sitemle kendi kendime konuştum. Hızlıca ayaklanınca ayağımın acımadığını fark ettim. Bu kadar çabuk nasıl iyileşti bu ya?
Üzümü ye bağını sorma demişler. Bende boş verip tam kapıdan çıkacaktım ki yine elbisemle yattığımı fark ettim. Boşuna mı yaptım ben o geceliği?!
Kapıdan hızla çıktım. Gaius şaşkın şaşkın kapıya bakıyordu. Eminim Merlin yeni çıkmıştı ve tekrar yılanı Merlin'in boynunda görünce şaşırmıştı. Tabi şaşırsın! Ben size demiştim. Dinleseydiniz.
"Ben sarayı gezmeye gidiyorum. Sana yılanla mutluluklar!" deyip çıktım. O na 2. şaşkınlığını yaşatıyordum. Mükemmel! Aslında Kral Arthur'un odasına gidiyordum. Çünkü Gaius ve Gwen oraya gideceklerdi. Gwen'in suratını görmemek için erken çıktım. Kaybolabilirim de demiyor! Canım iç sesim yalvarırım konuşma.
Koridorlarda dönerken karşıdan Gwaine'nin geldiğini fark ettim. Ama o beni fark etmedi. Bunu fırsat bilip hızlıca yönümü değiştirdim. Gwaine o! Ya sıkı sarılır bırakmaz ya da fazla konuşur. Tam koridoru dönecektim ki "Hey, Marie!" diye Gwaine'nin sesini duydum. Durup gözlerimi kapayıp derin nefes aldım. Ağzımdan verdim. Topuklarımda ona doğru dönerken gözlerimi açtım. Koridorun sonundan bana koşarak geliyordu. Bu sefer üstünde normal insan kıyafetleri vardı. O metal örgü şeysinden yoktu.
Bana doğru koşarken kollarını açtı. Biz sevgili değiliz ne sarıl... Biz sevgili olduk! Daha dün hayallerimde baş köşeyi süsleyen adamla sevgili olmuştum. Ben ve Gwaine... Vay canına! Klasik bir film sahnesi yaşamamak için sadece kollarımı açtım. Yani ona doğru koşmadım.
Bi anda gelip sarıldı. Bende ona sarıldım ama normal bir şekilde. O ne yapıyor? Sanarsın beni 10 yıldır görmüyor da şimdi görmüş özlem gideriyor. "Etki ye tepki." deyip bu sefer bende ona kemiklerini kıracak kadar sıkı sarıldım. O da sonunda istediğini almış gibi geri çekildi. Ben saldım mı? Hayır.
Bu sefer ben onu bırakmadım. Daha da sıkı sarıldım. "Nasılmış? İyi miymiş?Dersini aldın mı?" dediğimde bana ne dese beğenirsiniz? "Bana hep böyle ders vereceksen iyiymiş!" sağ ol ya! "Bugün nasılmış benim yumuşağım?" deyip beni kolunun altına çekti. O elini omzuma atınca ben de zorla da olsa elimi onun omzuna attım. Bana ne yapıyorsun bakışı attı. Bende omuz silktim. Kolum anında yorulunca kolumu nereye koyacağımı bilemedim. O da benim bu halime güldü. Gülün yavrum gülün.
"Ne yapalım? Bir işin var mı?" deyince "Evet. Kesinlikle var. Gaius'ın yardıma ihtiyacı var. Kitaplarını falan düzenleyecekmiş. Şimdi o biraz yaşlı uzanamaz yükseklere." diye hızlıca söyledim. O da halime gülüp "Sizi kapıya kadar bırakayım leydim." deyip bir elini arkasına atıp diğer elini bana uzattı. "Memnuniyetle." deyip elini tuttum. Hafif eğilip eteğimi tuttum. "Aslında Gaius biraz bekleyebilir." dedim. İkimizde aynı anda gülümsedik. Gwaine elimi tuttu. Benim elimi... Sizin elinizi değil. Benim. Sadece benim.
Alın götürün şu kızı gene delirdi ya!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merlin ve Ben
FanfictionSelam! Ben Marie. Özümde Türk'üm. Aslında Harry Potter sadece kitaplarını okuyup filmlerini izlediğim bir şeydi. Bir gün benimle neredeyse aynı olan bir kızla ruhlarımızı değiştirmeyi beklemiyordum tabi ki. Ama iyi oldu çünkü sınavlar yaklaşmıştı ;)...