metamorfoz

962 96 22
                                    

Karan sabırla ağırlığı kaldıran genç adamı izledi. Sonra dayanamadı. Seneler yumuşatıyor muydu acaba? "Oğlum zorlama dediler sana. Canın yanıyor. Ter içinde kaldın. Kes artık Ekim."

Delikanlı başını kaldırdı. Kısacık saçları, bir tişört bir şort giymiş haliyle o eski halinden eser yoktu. "Tamam bu son setti zaten. Zorlamıyorum." dedi. Adamın uzattığı havluyu alıp kurulanırken, bir genç elindeki telefonu getirdi. "Efendim Balca Hanım arıyor." dedi. Karan uzanıp aldı telefonu. "Balım, nasılsın?" Uzaklaşarak konuşmaya devam etti.

Ekim hayal kırıklığıyla duşa giderken, haftalardır tek haber alamamanın üzüntüsünü yaşıyordu. Önlem olarak telefonu yoktu. Diğer iletişim aletleri de sürekli dinleniyor, izleniyordu. Yine de bir yolunu bulup arayamaz mıydı?

Duştan çıktığında Ömer Gazi yi odasında bulunca şaşırdı. Adam elindeki Jean ve tişörtü yatağına bırakıyordu. "Kusura bakma. Bunları hanımlar almış. Duşta olduğunu anlayınca Zeynep benden getirmemi rica etti." derken bir taraftan da arkasını dönmüştü adam. "Yardım istersen çekinme." diye ekledi.

Ekim bu adamdan herkesten fazla çekiniyordu. Balca'nın babası olduğu içindi tabi. "Gerek yok. Yalnız giyiniyorum ne zamandır. Teşekkür ederim. Maalesef hiç bir giysim üzerime olmuyor ama diğerleriyle idare ediyordum ben." dedi. On beş kilo almış, bedeni tanıyamadığı yabancılaştığı bir kas yığınına dönmüştü. Önce hareketsiz kaldığı için aldığı kilolar şimdi her yerinde adeleler halinde toplanmış, hiç bir giysisine sığmaz olmuştu.

Ömer Gazi dönüp giyinmiş genç adama baktı. "Balca geliyor. Yırtık penyelerden başka bir şey giymek istersin diye düşündüm."

Ekim, "Teşekkürler." dedi. Sonra çekinerek, "Belki yersiz ve zamansız ama eğer izin verirseniz evlenme teklifi etmek istiyorum." diye ekledi.

"İzin vermezsem etmeyecek misin?" Ömer Gazi ilerleyip tişörtün yakasını düzeltti.

Ekim ne diyeceğini bilemiyordu. Sonra adam omuzunu tutup, "Ölüm korkusu acayip bir şeydir. En delikanlısını masaların altına sakladığını gördüm." dedi. "En umulmadık insanların gözünü kırpmadan sevdiklerine siper olduğunu da... Sen kızımın hayatını kurtardın. Eline silah almamış, mermi sesi duymamış biri için ne kadar zor biliyor musun? Herkes donup kalırdı."

Ekim sözünü kesmek ister gibi araya girmeye çalışınca susturdu yine. "Hiç lafımı bölme. Hepsini gördüm. Güvenlik gönderdi. Seni gördüm ben. Yaralanmıştın. Yığılıp kalman lazımdı oraya. Ama kızıma gittin. Üzerine kurşun yağarken sen kızımı korudun. Bunun benim için anlamı çok büyük."

Ekim adamın yüzünden gözlerini ayırmadı. "Neden yaptığımı biliyorsunuz." dedi. "Başkası olsa yapamazdım sanırım."

"Yapardın. Yine yapardın. Karan senin için neler söylüyor bir duysan. Ki Karan kimseyi övmez." Derin bir nefes aldı. "Balca ile konuş. Evlenmenize onay verdiğimi söyle. Kızımla evlenebilirsin. Söyle ona babası hâlâ kızgın ama ceza bitti. İstediği zaman temelli dönebilir."

"Ceza mı?" Ekim şaşırmıştı.

"E ceza tabi. Arkamdan iş çevirmenin bir karşılığı elbette olacaktı. Seni bu yüzden aramadı. Ama annesinden Karan dan bol bol havadis aldı. Ekim kızım benim her şeyim. Anlatsam da anlamazsın şimdi. İleride baba olduğunda insanın canından hatta sevdiğinden daha aziz, daha kıymetli bir varlığa sahip olmasının ne demek olduğunu anlayacaksın. Balca, Zeynep, Hakan... Ben onlar için yaşıyorum, onlar için ölürüm. Sana bunları söylüyorum ki kızımı üzersen ya da kafan hâlâ karışıksa başka kimlere ne yapacağını da bil. Sandığının aksine cani biri değilim ben. Seni bulup kafana sıkmam ama kahrolurum. Hepimiz..."

El gibi (Tamamlandı) Korunun Çocukları 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin