Balca ikizlerin sorduğu seri sorulara yanıt verirken, bir taraftan da abilerine bakıyordu. "Karışmayayım diyorum ama sen biraz abarttığını düşünmüyor musun acaba? Çeksene gözünü adamın orasından burasından." diyen Osman Ege'ye bakıp, bakışlarını kaçırdı.
Masal kıkır kıkır güldü. Osman Ege'ye dargındı. Bir süredir azarlayan huysuz sevimsiz bir tip olmuştu genç adam. Ama yine de bu atışmayı komik bulmuştu.
Osman Ege, "Balca Londra durumunu elimden geldiği kadar gizledim. Karan amcam bile detayları bilmiyor." dedi. Bu zamana kadar söylememesinin tek nedeni Balca ya kendisinin kestiği cezanın da bu olmasıydı. Kızın yüzündeki rahatlama ve minneti görünce sevindi. Bu mutlu bakış için yaşıyordu. Kızları herkesten, herşeyden sakınmak onun yaşama nedeniydi. Ama yine de Balca'nın aralarında resmi hiç bir bağ olmayan bir herifle otel odasında fingirdemesi kanına dokunuyordu. Babasının çifte standardını devralmıştı herhalde. "Yine de bu seni rahatlatmasın. Sadece buluşup konuştuğunuzu sansalar da herkes sana feci kızgın. Yani bir de detayını öğrenirlerse neler olur sen düşün. Kıçın başın kaşın gözün oynamasın. Bu kez başımı çevirmem." dedi.
Balca kıpkırmızı kesildi. Masal da suratını astı. "Oldu olacak çip tak bize Osman Ege. Ne bileyim nabzımız falan hızlanırsa ekip gönderirsin." dedi genç adama. Balca hissettiği suçlulukla sessiz kalabilirdi ama kendisinin edecek iki çift lafı vardı.
Osman Ege gayet sakin bir şekilde Masal'a döndü. "Senin nabzın gülüm, hızlanmayacak. Yalıdan okula, okuldan, yalıya. Çipin olmasa bile gözün seyirse haberim olur, biliyorsun. Ona göre."
Masal'ın güzel dudakları kızdığında farkında olmadan yaptığı gibi büzüldü. Cevap verip vermemenin hayrına olup olmayacağını tarttı. Sonra susmayı seçti. Bu yönetilme durumunu şimdilik sineye çekecekti ama intikamı acı olacaktı. Henüz ne yapacağını bilmiyordu gerçi ama Osman Ege'ye kendisi üzerinde hakimiyet kurma çabasını ödetecekti. Hey heyyy. Esma ve Demir bey in kızıydı o be. Şeytana pabucunu ters giydirir, adamın donunu başına geçirirdi. Yüzündeki sırıtmanın görülmesini umursamadı.
Osman kızın suratına bakarken ensesi uyuşup karıncalandı yine. Masal'ın en çok bu suskun halinden korkuyordu. Ne komik. Hiçbir şeyden şu su damlası kadar kızdan korktuğu kadar korkmuyordu. Hiçbir şeye canını yakma kudreti vermemişti ki. Masal acıtabilirdi ama. Nasıl bilmiyordu, düşünmek de istemiyordu. Kızın hırsla ve keyifle tırnağını kemirdiğini görünce, "yeme tırnağını nazlı gülüm. Canını yakacaksın, yara olacak" diyerek uzanıp elini çekti.
İkizler birbirlerini dürterek ve iç geçirerek Osman Ege'ye bakınca, delikanlı bu sevimli ergenlerin hayranlığını ve ilgisini gülümseyerek cesaretlendirdi. "Siz de yemeyin tırnaklarınızı. Kadınların elleri bakımlı ve zarif olmalı." dedi.
Masal bu kez biraz önceki kadar sabırlı davranamadı. "Nerede yazıyor efendim o kural? Erkekler biçimsiz uzamış sakalları, çorbayı kendinden önce tadan bıyıklarıyla takılırken, neden hep biz güzel ve bakımlı olmak zorunda kalalım? Cinsiyetçi bakış açınıza sizin yaaa.." Öfkeli bir şekilde baktıktan sonra ikizlere döndü. "Siz Osman abinize bakmayın. Temiz olun, öz bakımınıza özen gösterin tabi. Bu kendinizi sevdiğinizi saygı duyduğunuzu gösterir. Ama sakın bir erkek beni ancak şunu şunu yaparsam beğenir gibi dayatmalara teslim olmayın. Siz yaratılan en zarif, üretken, kendini paylaşmaktan dahi çekinmeyen türsünüz. Nasıl istiyorsanız öyle görünün. Kendinizi eril bir fantaziye dönüştürmeyin. Özünüz görüntünüz olsun."
Osman Ege tek kaşını kaldırıp merak ve hayranlıkla Masal'a baktı. "İyi de gülüm; Her faninin özü seninki gibi değil ki. Ne yapsın cins-i latif? Dudağını da mı boyamasın? Diyet de mi yapmasın?" Alaycıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
El gibi (Tamamlandı) Korunun Çocukları 3
Romanceİçinde bulunduğu bu kusursuz dakikayı hava gibi soludu genç kız. Berrak mavi-yeşil gözlerini süsleyen kara kirpikleri usulca kapandı. Göz alabildiğine uzanan yabani çiçeklerle bezeli alanda bir kameriye kurulmuştu onun için. Beyaz cibinliklerle beze...