《19》'ELFİDA'

53.4K 2.2K 2.7K
                                    

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM

SİZLERİ SEVİYORUM♡

KEYİFLİ OKUMALAR
SNMNURGYK

Bölüm şarkıları; Cem Adrian&Mark Eliyahu Kül, Mark Eliyahu Open Sky

Sessizliğin çığlık atan varlığı siniyor yalnızlığın duvarlarına. Bir feryadın yükünü sırtlanmış rüzgar, ıslık çalarak bırakıyor acının ismini kulaklarda. Gözden çıkardığı parçalarını damlalarla bırakıyor bir bulut. Tenhada amansızca terk ediliyor onlarca umut. Fırtınanın koynunda kanlı mürekkeple imtihan verdi duygular. Çıkış yolu varsayılan anahtar, düşüncelerin kafasına sıkılan mermiyle gerçekleşen intihar. Bu yüzden annesi olmadan doğar ve ölür kelebekler. Ölü ruhu taşır kabrin üzerinde açan kimsesiz, kırmızı güller. Özlemi unut, yalnızlık ruhunda zorunlu kunut. Savruluyor kuruyan kanatlarının incileri uçurumdan, elveda. Duyuluyor tabutun içindeki nefeslerin boş mezar taşından, ELFİDA.

Duygu yüklü, tiz bir sirenin beynimdeki varlığı kulaklarımı uğuldatıyor, düşüncelerimin önüne set çekiyordu. Kolumu tutan ellerin sahibi, biyolojik olarak en yakın olduğum kişilerdendi. Yakınlığı ve yaptıkları arasındaki derin uçurum nefesimi içine çekmiş ve beni nefessiz kılıvermişti. Nefesimi kesmişti. Kolumdaki eli vasıtasıyla bulunduğum konumdan uzaklaşmamı sağladı. Aramızdaki mesafe açılmadan önce de kulağıma fısıldamıştı. "Beni affet kızım."
Kısık sesinin yerini güçlü kelimeleri aldı şimdilerde. Güçsüz bir iradeden çıkan güçlü kelimeler...

"Ben sözünün eri bir adamım."

Ayaklarım savrulmanın etkisiyle beni öne taşıdığında kulaklarım duyduklarının algısını beynime iletiyordu. Bana mırıldandığı yalancı kelimelere istinadan karşımdaki adama sunduğu gövde gösterisi, beni karaktersizliğine aşina ediyordu. Dilinden zoraki dökülmüş kelimeler, kalbine dokunmadan, kirli zihnine bulaşarak dışarı bırakılmış bir sıfat... KIZIM...
Adamım diyordu. Sözünün eri bir adam. Kızını katile kurban seçen, kurban veren bir adam...

"Sana bulanmış hiçbir parça istemiyorum hayatımda. Kirlenmiş bir kızı asla!"

Yüzüme düşen saçlarım misali kelimeleri zihnime dağılmıştı. Hangi hakla ve vasıfla yanımdayken benim arkamdan bu denli genişlikle konuşabiliyordu? Kirli varsaydığı bu kız, kimin uğruna kadere bulanmıştı? Kelimelerini mantıksız bir cümlede düzene soktuğumda saçlarımı yüzümden uzaklaştırarak gözlerimi ona çevirmiştim. Tepede etrafı aydınlatan koca, beyaz ışık hüzmesi, yerde boylu boyunca uzanmış gölgeler, iki katilin kan kokan nefeslerinin damladığı meydanda gözden çıkarılmış bir ruh...

Gözlerimizin buluştuğu o an kinimin yoğun birikmişlikle dudaklarımdan çıkmak istediği andı. Yönüm ona doğruyken adımlarımın da harekete geçmek için sabırsızlandığı, can attığı andı. Zaman, dilimin altındaki bataklıktan çıkardığım cesetleri vicdan mezarlığında darağacına asma zamanıydı. Sıkmaktan gıcırdayan dişlerim ve sinirden dolan gözlerimle sükunetimi bozacakken adımımı havada bırakan sesin hissiyatları damarlarıma yayıldı.

"Üç. Hayatım boyunca en nefret ettiğim sayı oldu. İkiyi bir şansım daha var diye heba edersen; üçü kadere kurban edersin. İki, hataları telafi etmek için sahip olduğun son kapı, üç ise hayal dünyanda kurduğun boş bir sanrıdır. Ve bu sanrı şah damarındaki kana hükmeden son yanılgıdır."

MELÂLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin