《18》'VİCDAN MEZARLIĞI'

54K 2.4K 3K
                                    

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

SİZLERİ SEVİYORUM♡

KEYİFLİ OKUMALAR.
SNMNURGYK

                       
Hislerin ceset olduğu topraklarda inşa ediliyor yıkık bir mezarlık. Dayanma gücüne saplanan okun bilinmezliğinde sarıyor etrafını şuursuz kalabalık. Zihnine gömdüğün sancının feryadı duyuluyor. Yüreğine cehennemden fırlatılıyor, kor. Cennetten kovulana sürgün yeri dünya. Sahte güzelliklerin gözleri kör ettiği kuytu bir mecra.

Bu yüzden;Ruhlarını ateşten yaratılan bedenlerine hapseden şeytanların günahlarıydı haram.
Yalnızca bir gün vâr olacağını bildiği halde kozasını terk eden kelebeğin intiharıydı yaşam.

İntiharı süsleyen ateşler yakmıyor uzuvlarını. Gerçeklikten yoksun huzurun gölgesi düşüyor kara zindanlara. Bu zindaları yıkıyor cennet şelaleri. Yalancı bir yansıma. Günahkar bir ruh. Cevapsız sorular. Belirsiz olaylar.

Gözlerinin içine bakarak söylediğim cümlenin yazılı olduğu kağıt nasıl burada?

Duru nerede?

Yine nasıl bir sahtekarlık dönüyor etrafımda?

Bir elimde kar küresi diğer elimde sırlarla dolu bir not. Hışımla fırlattım ikisini de. Yatak odamdan seri hareketlerle çıkıp etrafıma bakındım. Duru evin hiçbir yerinde değil. Gitmiş. Nasıl gider? Neden gider? Nereye gider?
Dün gece o kadar şey paylaştık, bir elveda demeden niçin gider? Beynimin belirli kısmını bu soru işgal ederken diğer kısmında çınlayan ses daha büyük belirsizliğe kırıyor rotamı. Sadece yarım saat yok oldum bu evden. Dün gece hani karşımda değildi? Dokundum, hissettim. Ama o hissettirmedi varlığını. Orada olduğunu bilmemi istemedi. Yine ruh sağlığımla tehdit ediyor beni. Yine akıl sağlığımla sınıyor zihnimi. Peki. O kağıdı oraya kim koydu? Nasıl koydu? Ben inandırmıştım kendimi. Dün gece karşımda değildi. Değildi işte.

İçimdeki sinirle karşımdaki kapıya tekme atarak açılmasını sağladım. Bomboş kalan ellerim saç diplerimi çekiştirmeye başlamıştı şimdilerde. Geçtiğim eşikle camla çevrili odanın ortasında bulmuştum kendimi. Gözlerim bir şeyler görmek istiyor. Olayları mantıklı kılacak cisimleri karşılamak istiyor. Ama yok. Etrafıma bakınıyorum. Görmek istiyorum, anlamdırmak istiyorum fakat yok. Hiçbir iz bırakmadan neden gittin Duru? Beynimi bu soruyla meşgul etmeliyim yoksa delireceğim. Nefes'in getirdiği ayakkabılar dışarda duruyorken seri hareketlerle bahçeye çıktım. Çam ağaçlarının dikenli yaprakları rüzgarı serpiştiriyor, sert varlığını tenimde karşılıyordum.

Yarım, siyah eşofman takımının üstü üşümeme sebep olsada dış kapıya doğru ilerledim. Sanki yanına gideceğimi hissetmiş gibi benimle eş zamanlı arabadan inen Murat dağılmış sarı saçlarını toparlamayı deniyordu. Arkası bana dönük olduğundan görememişti henüz beni. Saçlarını karıştırdığını havaya kalkan elinden anlamıştım. Hızlı adımlarım arkasında son bulduğunda omzuna dokunarak bana dönmesini sağladım. Ani hareketimle irkilse de beni görünce rahatlamış, samimi bir gülümseme yollamıştı.
Hafif mırıltısını işittiğimde karşılık vermek için hazırdım.

"Günaydın."

"Günaydın Murat." Sesime kattığım sinir belli oluyor ve karşımdaki insan tarafından da hissediliyordu. Ne olduğunu soracağını bildiğimden söze başladım. "Dün yanımda bir kız vardı ya Murat, adı Duru'ydu, onu gördün mü?"
Duru'yu hatırladığına dair kafasını sallarken görüp görmediğine karşılık vereceği cevabı bekliyordum. İsmini de bilerek söylemiştim ki bir seslenme olduysa hatırlasın istemiştim.

MELÂLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin