《29》'KALBE NEFRET RUHA YAS'

54.4K 2K 2.1K
                                    

BİZ GELDİK. ARAMIZA YENİ GELENLER DE HOŞ GELDİ. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI İHMAL ETMEYİN, LÜTFEN. DÜŞÜNCELERİNİZ BENİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ.

SİZLERİ SEVİYORUM♡

UYARI: BÖLÜM KAN, DRAM, GÖZYAŞI, ŞİDDET VE YOĞUN OLARAK KÜFÜR İÇERİR.

KEYİFLİ OKUMALAR
SNMNURGYK

Ölüm, kalbe nefret ruha yas bırakır. Bu nefret kimi zaman kadere çoğu zaman ise öldürene karşıdır.

Nefret ediyordum. Çığlıklarım ve hıçkırıklarımın arasında damarlarımı dolduran nefreti hissediyordum. Buna sebep olan her şeyden nefret ediyordum. Kaderden de katilden de.

Gözlerimdeki eli çekilmemişti. Soykan beni arkasına alıp gözlerimi kapatmaya, odağımı dağıtmaya çalışırken çığlıklarımın sesi de şiddeti de öyle fazlaydı ki ev yankılanıyordu.

"Götür kutuyu." Soykan'ın yüksek sesi çığlıklarımı bastırırcasına korumaya hitap ederken gözlerim hâlâ kapalıydı. Göz bebeklerimde bir görüntü vardı.

Nefes'in yüzü.

Nefes'in kafası.

Nefes'in boynu çarpalanmış ve kanın her yere bulaşmış olduğu kafası.

Gözleri kapalı.

Kimin kafası yok diye soramamıştım bile. Cevabımı bizzat görerek almıştım.
Gitmiyordu o görüntü gözümün önünden. Gitmeyecekti. Hiçbir zaman silinmeyecekti. Dış kapının şiddetli sesi kulağıma ulaştığında elleri gözlerimi serbest bıraktı. Bakıyordum ama görmüyordum. Çırpınmanın da etkisiyle sağa sola savrulan bedenimle ne yapacağımı bilmiyordum. Çıldıracaktım.

"Kim yaptı abi bunu?" Aras'ın sesine bulaşan dehşetin izleri sorusunu dudaklarından döktü. Bir şeyleri kafasında yerleştiriyor veya yerleştirmeyi deniyor gibiydi. Soykan'ın ağzını bıçak açmazken gözleri, ölümün soğukluğuyla birlikte korkunçluğunu da üzerine almıştı.

"Abi bu akademinin işi. Cinayetler çok benzer." Aras konuşuyordu. Konuşsun istemiyordum. Herkes sussun, zaman dursun istiyordum. Bağıra çağıra ağlamak ve etrafımı, kendimi parçalamak istiyordum. Beynimde düşünceler ve olaylar birbirine karışıyor, savaş başlatıyordu.

Geçmişteki insanlar bizim ayağımıza kanca takar. Bizi geri atar, geçmişe katar. O yüzden geçmişle birlikte geride kalacaklar.

Bunlar ona ait cümlelerdi. Bunları Soykan söylemişti. Nefes işin peşini bıraksın diye. Aradan çekilsin diye. Beynimde çakan şimşeklerle odağımı ona çevirdim. Tuttuğum koluyla bana dönmesini sağlarken gözlerim ölmesini isteyen bir nefretle ona bakıyordu.

"Sen yaptın. Sen yaptın. Ayağımıza kanca takar dedin, geriye atar dedin. Geçmişle birlikte geride kalacaklar dedin. Böylece yok olmalarını istediğini söyledin. Sen yaptırdın." Dilimde aynı cümleler takılı kalırken peş peşe göğsüne vuruyordum. O kadar çok vuruyordum ki ellerimin acıdığını hissediyordum.

"Sen yaptın. Sen yaptırdın. O yüzden konuşmuyorsun." İtiyordum onu. Geri gidiyordu. Normalde hareket etmeyecek adamın omuzları düşüyordu. Gözlerimin içine bakmamakta ısrarcıyken en sert darbemi indirdim.

"Katil."

"Sen katilsin."

Odağı karışık olan gözleri kirpiklerinin altından beni bulduğunda gözlerimdeki ifadeden hiçbir şey eksilmemişti. Hâlâ ölmesini istiyordum. Yok olmasını istiyordum.

MELÂLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin