《39》'KAMELYA'

48.9K 2.1K 3.4K
                                    

SELAM, CANIM

UMARIM BİZİ ÖZLEMİŞSİNİZDİR

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN

KEYİFLİ OKUMALAR
SNMNURGYK

Kirpiklerin yüzünü örttüyse masumsun. Kaşların çatıldığında kızgın, gözlerin dolduğunda kırgın, gözlerinin içi güldüğünde mutlusun. Gözlerdir insana ifade katan. Örttüysen kirpilerini tenine, masumluk yüzüne yayılır, çoğu zaman.

Çok masumsun, Soykan. Gözlerin kapalı, kaşların düz, ipek tenin solgun. İçinde savaştığın o çocuk benim gözlerimde şimdi. Aynaya baktığında göremediğin için kaç kere mühürledin, kim bilir kalbini.

Kar yağışı durana kadar izlemiştik, birlikte. Sohbet etmek, Soykan'ın gizemini çözmek gibiydi. Nefes kesiciydi. Yasaklar ilgi çekicidir ya hep, Soykan benim için cezasını çekmeye razı olduğum en büyük yasaktı. Elimdeki fenerle aklına sızıp kalbine ulaşmak istiyordum. Dokunsam elim yanacaktı biliyordum. Ancak canı yanmadan kim çekmiş ki elini? Ben elimi canım yansa da çekmek istemiyordum, işte bu tehlikeliydi.

Arabada geçen zamanın yorgunluğuyla gözleri ilk kapanan Soykan olmuştu. Aslında çok iyi bile dayanmıştı. Saçlarıyla oynamıştım ben de. Yüzünü izlemiştim. Nasıl olduğunu anlamadığım bir anda uyumuştum. Büyülenmiştim belki de.

Şimdi ise erken uyumanın da etkisiyle açılmıştı gözlerim. Şaşırılacak şekilde Soykan'dan önce uyanmıştım. Tahminime göre saat epey erkendi. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm gökyüzü de bunu gösteriyordu. Öyle ki sabahın ışıkları daha yeni yeni etrafı boyuyordu. Az uyumuştum belki ama uykum huzurluydu. Bu da bana yetmişti.

Yatakta dikleştiğimde bedenime sarılan Soykan olmuştu. Kolu karnımı sararken başı koluma yaslanmıştı. Ben de o kusursuz yüzünü izliyordum. Kirpiklerinin değdiği tenini, aralık dudaklarını... İlk zamanlarımızda uykusunda bile gergin olduğuna şahit olduğum adamın bedenime yaslı yüzünden huzurlu olduğunu hissettiren uykusunu izliyordum.

İnanılmaz güzeldi yüzü. Uyurken bambaşkaydı. Derin bir iç çektim. O küçük çocuk bana iyi gelmiyordu. Yaraları kanıyordu. Beni de kan tutuyordu. Acısı yılan olup kalbimi yutuyordu. Çok masumdu.

Ben onun kusursuz çehresini izlemeye dalmışken odada yayılan cılız sesle irkildim. Sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordum. Gözlerim etrafta gezerken camın üzerinde, dikdörtgen bir alanda, kırmızı yazılarla yazan yazıyı fark ettim. Kapı çalıyor, yazıyordu ve sesi titreşimde olan bir telefon gibi odada duyuluyordu.

Her ne kadar onun bebek tenini izlemek istesem de uyanmasını istemeyerek yataktan kalmam gerektiğini düşündüm. Soykan'ın telefonu çalmadan gelen biriyse korumlar için sorun teşkil etmiyordu ve ben kapıya bakabilirdim. Bir elimle arkamdaki yastığı aldım, sessizce. Ardından tüm dikkatimle Soykan'ın bileğini kavradım. Soykan uykusunda bile atak halinde olabilen biriydi. Bunu bilmek her an üzerime saldırabileceğini ve uyanacağını düşündürüyordu ancak yanında benim olduğumu biliyordu. Bu ihtimale tutunarak bileğini hafif bir şekilde kaldırdım.

Bedenimden kolu sıyrıldığında yatakta ses çıkarmadan kenara ulaştım. Bir ayağım yerle buluştu. Uzaklaşan bedenimin yerine yastığı koyarak kolunu üzerine bıraktım ve hızla ayağa kalktım. Herhangi bir ses çıkarmamanın rahatlığıyla koşar adım odadan çıktım. Kapının hemen yanındaki merdivenleri bitirdim.

Köşede kalan koridoru koşarak geçtim. Odalarımızın olduğu koridorda ilerliyordum şimdi. Zil sesi burada duyuluyordu. Kapıdaki her kimse durmadan basıyordu ve bu yukarıda rahatsız edici bir titreşim olarak duyuluyordu. Soykan'ın uyanmasından endişe ederek daha hızlı koşmaya başladım. Zil sesi yakınlaştı.

MELÂLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin