《13》'DARAĞACI'

78.7K 2.9K 2.1K
                                    

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

SİZLERİ SEVİYORUM♡

KEYİFLİ OKUMALAR.
SNMNURGYK

Dakikalara tutsak saniyeler zamanı yaratabilmek için çaba sarf ediyor. Geçen bir saniye bile geçmişe ait kılıyor kendini. Geçmiş ses veriyor.
Daldırıyor zehri hapsetmiş kalemini, kendini mürekkep varsayan kana. Gelecek kanla yazılıyor. Mazide çınlıyor zamanın çığlığı. Yankısı geçmişi yıkarken gelecek artçılarla boğuşuyor. Mazinin haritasıyla açıklanıyor geçmiş. Siyahın yeşile dönen rengine karşın kaderi ateşe veren kan. Lanetlediği hayatımla bir damlasında can buluyorum. Sınırlarım belirli. Boynumda hasır kalın bir ip. Ruhumda bulunan çatlaklar kaydırıyor kanı hapsolduğum varlığına. Etrafımdaki tek renk kırmızı. Ya dokunuyor kül oluyorum ya da içime çekip kan soluyorum.

Adımlarımın pusulası şaşmış. Fikrimdeki hedefle zikrimdeki hedef birbiriyle eşleşmiyor. Gölgesini bugünlerime düşürerek ışıklarımı karanlığa mahkum kılan geçmiş, adımlarıma da yük olarak yönsüz kılıvermiş. Geçtiğim yerlere ancak geçmişin ateşi tutulduğunda görünür olacak birer iz bırakıyorum. Yönümü kendim bulamazken yolumu geçmişin günahıyla var olanlar bulacak. Etrafa saçılan küllerim yalnız bir kişi için anlam taşıyacak. İçinde esir kaldığım
o damla kanla sonum olacak. Şiddetinin içimi parçaladığı hıçkırıklarım varlığımın isyanını dağlara taşlara haykıracak.

Dokundurulduğu yerden saniyelik kaybolan alkol misali yok oluşlarım. Bu yüzden oyuncak olmadı mı bir meleğin ellerine? Bedenimi saran beyaz mini havlu. Yaşam alanımın miktarı kadar az. Şuursuz ruhumla ilerlerken ardımdan gelen bir ses geri sayım mayetinde. Sonlandığı an da infilak edecek bir bomba hissiyatı yaratıyor. Adımlarım durduğu vakit zihnimde infilak edecek bombalarım hazır. Düşüncelerim sıkıştırılmışcasına özgürlük için ayak diriyor. Saçlarımdan akan su damlalarının arasına saklanarak ilerleyen göz yaşlarım varlığının, varlığımın göz önüne serilmesine karşın utanç içinde. Önünde durduğum kapının kulpuyla bakışıyordum. Balkonuma kadar gelen celladımın varlığına inanmamışlardı. Ölümün sonsuzluğuna buladığı gözleriyle üflemişti ölüm soğuğunu tenime.

Algılarımın sınırlarını zorlamıştı o zamanlarda. Yaşam sınırlarımın çevrildiği dikenli telleri önce ruhuma saplayıp sonra boğazıma kadar sıkacağı içinmiş bu uğraşı. Ne varlığına inandırabilmiştim ne de varlığını ispatlayabilmiştim. Babamın mutfaktaki telaşı düştü zihnime. Günahının bir bedende karşına çıkacağının bilincinde oluşuymuş tedirginliğinin sebebi. Oysa ben ilk defa benim için içi titriyor sanmıştım.

Düşlerimden ileri gidemeyen düşüncelerim zor anlarımı fırsat bilerek daha da siniyor üzerime. Varlığıma gönderdiği ilk tehditi aldığım odaya gireceğim günler sonra. Eski Mira'nın odasına gireceğim. İndirdiğim kulpla birlikte adımladım içeriye doğru. Duvarda gezdirdiğim parmaklarımdan bedenime yayılan soğukla ürperiyorum. Duvarın çıkıntılı yüzeyi yaşantımı anımsatıyor. İkisi arasındaki bariz fark yaşantımın fokurdayan lavlara sahip oluşu. Sisli bakışlarım bir şuura kavuşamadı henüz. Omuzlarım bir bedenden uçup gitmiş olan ruhun yükünü üstlenmiş. Öğrendiğim andan itibaren kaldırmak için mücadele ettiğim bu yük çoğu kez sekteye uğrattı dizlerimi. Kaldırabilmek için cefasını çektiğim onca şeye rağmen direncimi kesen soluksuz bir yük dahil oldu omuzlarıma. Dizlerim şimdi paramparça. Küçükken dizlerini parçalayan Mira ile ruhum aynı yerde saf tutuyor. İkisinin de dizleri yaralı gözleri kan ağlıyor.

Yüksek ve sisli bir dağın tepesinden uluyan kurdun kan kokan nefesi saplandı yüreğime. Pençeleri arasında boylu boyunca uzanıyor ruhum. Bedenim arşa yükseldi. Gökte ışık olan bir yıldıza yoldaş, daha önce bedeninden kopan, sonum olan ruha arkadaş. Gizli kelepçelerim sıkılaştırıldı. Bedenime bırakılan görünmez lekenin üzerine düştü MELÂL'in gölgesi. Gölgelerin serinliği yok. Alevleri göklere yükselmiş yangınların gölgesi var.

MELÂLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin