《44》'HARABE'

26.9K 1.7K 1.6K
                                    

SELAM CANIM♡

YİNE BEEEN

BU SEFER DE ÖZLEŞTİK. BU
ZAMANA KADAR YAŞADIĞIM OLUMSUZLUKLARI
HER DAİM ŞEFAF BİR ŞEKİLDE SİZLERLE PAYLAŞTIM ANCAK BU KEZ HASAS BİR KONU OLDUĞU İÇİN BAHSEDEMİYORUM.

BİZİ AYIRACAK GÜÇTE OLDUĞUNUZU BİLMENİZİ İSTERİM. ANLAYIŞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYOR, KEYİFLİ BİR DİLİYORUM.

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. BU HER YAZAR İÇİN ÇOK KIYMETLİDİR♡

KEYİFLİ OKUMALAR
SNMNURGYK

Bir insanın nefes aldığını bilmekle nefesini hissetmek aynı şey
değildi. Öyle ki ensendeki nefes,
seni varlığına ikna etti.

Varlığı inkar edemeyeceğim kadar benimleydi. Aynı zamanda benimdi. Nefesi daima ensemdeydi. İçim ürperirken sakin kalmaya çalışarak adımlarımı durdurdum hissettiğim an. Hemen yanındaki yerimi aldım.

Yüzündeki haylaz ifadeyle gözlerime bakıyordu. Bakışları kısıktı. Rahatlığı benim de gerilmemi engelliyordu ancak bazen ters teptiği de oluyordu. Öyle bir andaydık. Kimin yanına geldiğimizi bilmemek daha çok gerilmeme sebep olduğunda bu sözlerime de yansımıştı. İlerlemeye başladığımda adımlarımızı eş zamanlı atıyorduk.

"Neden benim önden inmemi istedin?"

Ensendeyim, demek için değildi herhalde. Bu yüzden sormuştum soruyu. Bir sebebi var mıydı merak ediyordum.

"Bir sebebi yok. Yalnız adım atamayacak kadar savunmasız değilsin artık."

Sürekli bundan bahsetmesi kendime olan güvenimi arttırıyordu. İyi hissettiriyordu ancak tehlikenin merkezindeymişim gibi hissettiğim gerçeğini de yok sayamazdım. Sürekli olarak tehlikeyi de hatırlıyordum.

"Kiminle yemek yiyeceğimizi söylemedin." Bu günü laf arasında konuştuğumuz için detaylı soramamıştım. O an odak noktam bu yemek değildi. Gelmeden önce de aramızda geçen konuşma tamamen bu soruyu aklımdan çıkarmıştı.

"Birkaç adım sonra göreceksin."

İçinde olduğum ruh haliyle adımlarımı daha hızlı atıyordum. Aksi halde Soykan'a yetişmek zor olurdu ama şu an yan yana yürürken gayet rahattım. Bir an önce muhatabımızı görmek istiyordum.

"Sürekli tanımadığım insanlarla aynı masada oturmak rahatsız edici olmaya başladı."

"Daha yeni başlıyoruz. Masana oturan tanıdıkların hepsi de dostun değildir, ruhun duymaz. En azından kimin ne olduğunu biliyoruz."

"Başlamak sorun değil. Gizem yorucu." Adımlarımı durdurmadan başımı ona çevirerek konuşmuştum. Dürüsttüm. Geniş bir girişten geçiyorduk. Şık ve lüks bir restorandı burası. Koyu renk hakimdi etrafta, ışıklar beyaz ama kısıktı. Led gibi parça parça sarı ışıkta vardı. Dekorasyondaki ürünler o kadar gösterişliydi ki loş ışıkta bile parlıyordu. Yerler siyah fayanslarla kapalıydı. Gözlerimi Soykan'ın gözlerine çevirmeden önce incelemiştim etrafı. Şimdi ise gözlerine bakarak bir cevap bekliyordum.

"Merak ettiğin kişi tam karşında."

Sözleriyle kaşlarım hafifçe çatılmıştı. Kim olduğunu ölesiye merak ettiğim kişiyi görmek adına hızla başımı çevirdim. Devasa, gösterişli ve taşlı avizenin tam altındaki masada, mekanın ortasında, daha önce gördüğüm biri vardı. Kaşlarımın daha çok çatılmasına sebep olan biri. Emin olmak istercesine bakışlarımı Soykan'a çıkardım. O da benim baktığım yere bakıyordu.

MELÂLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin